• enistem yüzünden bir kösesinden bana da bulasan çilginlik.neyse ki adam 15 dakika sonra benim kazmaligimi kavramis ve ögreten adam modundan kurtulmustur..neyse ki hiç merak salmadim org olayina..sokak çocuklugu daha keyifliydi..zaten o dönemde org alan tüm arkadaslarim isitisnasiz kafa sikmislerdir abuk denemeleri ile.

    bir de gitar kursu saçmaligi var tabi.ve kesinlikle hayir yazin sahilde çalmak için degildi..zaten o da yürümedi..
  • 80 gencliginin ilk genclik gunlerinde kah ailelerinin zoru ile kah kendi istekleri ile gittikleri piyano ya baslangic niteliginde olup ilerki zamanlarda cocugun arkadas cevresinde "abi ben tam 1 sene piyano kursuna gittim valla okulu aksatiodu ondan birakmak zorunda kaldim"(nereye gittin yarraam demezler mi insana? 1 sene gittiysen 6 ayinda 099 pozisyonunda kayitli hayalet sesiyle oynadin) demesine yarayan kurslar..

    eh 80 cocuguyuz haliyle bizimde bir org kursu gencligimiz var..benim gittigim kurs izmirspor'un actigi bir kurstu..ustumuzde kapali spor salonu sagimizda balerin baletler solumuzda ise karateciler vardi..yani bi sanat okuluydu gittigim yer..

    kursa basladigim anda verilen ayari hic unutmam "arkadasim hayalet sesleri cikaricaksan kulaklik alacaksin"..ben de gidip kulaklik almistim..boyle kocaman bisi.sanirsin org kursunda diil "rolling stones" a back vokal yapio..

    her hafta hocamiz bize bi sarki verirdi calmamiz icin..ilk baslarda "do bir kullah dondurma" yi calabilirken sonralari "love me tender" ve en son da zamanin meshur ilhan ireminin "sazliklardan havalanan bir ordek gibi sesin" adli sarkisini calmistim..ilhan irem diip gecmeyin..o sarkida ki progressive yapi (ve ben orgumun 127 numarali sesindeki "duck" hadisesini de sarkinin bi yerine katarak ilk experimantal calismami gerceklestirmistim) tam bir org ustasinin calabilecegi bisidir...
    bundan sonra nerde bir sanat gosterisi olursa ben cikiyordum ve "bursali misin kafidefi gelin caydan mi gectin?" adli sarkiyi seslendirip ustune bi de mozart in "turk marsi" ni icra ediyordum..oysa bu repertuar aile arasinda "kasap havasi" ve "telli turnam bizim ele ugrarsan haber soyle kaymak soyle bal soyle" adli hisli sarkiya donusup aile buyuklerinin gozunden bir damla yas akitip (hah bu sarkiyi calamadim ben ama icimde cilginca bir uktedir soyle bir umit besen gibi calayim "onceee bir damla yaaas gözlerimden süzülen" diyeyim ama olmaadi beceremedim kulagim yok) takdirlerini toplamistim.. neyse sonralari parmaklarim tombiklesti bisiler calamaz oldum..gecen gun sokakta giderken yesil bi tane org satiodu abi..deneyeyim dedim bi mozart calayim chopin doktureyim..sadece saticiya gevrekci bi arkadasiyla birlikte kasap havasi ile halay cektirebildim..
  • gecenlerde bir arkadasim sordu
    "abi dedi hersey ok de o piyanonun altinda ki pedallar ne işe yario?"
    uzaga baktim..bi ruzgar esti urperdim..ruzgar ceketimin yakasini havalandirdi..saclarim gozume girerken sigaramdan bi nefes aldim...
    "simdi hocam" dedim.."o hadise sesi uzatio..sen basion ya tusa hani 1 sanie falan gelio..iste ona basinda bi iki uc saniye daha gidio"
    dedi "haaa annadim..ondan öle bach falan.."

    nerden bilebilirim..benim org umun pedali yoktu..ama 199 tane sesi vardi..sattim sonra org umu..kitap falan aldim..
  • (bkz: kurs orgu)
  • insan hayatına büyük etki edebilen bir eğitim yuvası.

    küçüktüm. ilkolkulun ilk yılları. yaz tatili dönemi.
    bir müzik enstrüman'ı çalmak istiyorum dedim aileme.
    babam da bir kursa yazdırdı beni.. yatılıymış; başta ilginç gelmişti bu bilgi.
    müzik aletini orda verecekler dedi, beni kapıya bıraktı ve arabayla uzaklaştı.

    kapıda beni karşılayan teyze, 2.30 boylarında, iri, kaslı, çok koyu tenli bir bayandı. makyajı da bi acayipdi..
    sesinin kalınlığını içtiği sigaralara veriyordum.
    oldukça sıcak olan koridorlardan geçerek yurt odamın kapısına geldik.
    profesyonelleşmemi istedikleri alet, yatağımın baş ucunda beni bekliyordu.

    bölye, bir ucunda bi sopa, diğer ucunda üzerinde çivili metal bir top olan, ağır, uzun ve kalın bi zincir.
    sabaha kadar aletten ses çıkarmaya çalıştım. çocukluk işte..

    ertesi sabah öğrendim ne disiplinli ve ağır şartlarda çalışmayı gerektirecek bir kuruma kaydolduğumu..
    her şeyin bir yanlış anlaşılmayla başladığı ama en değişik geçirdiğim yaz tatilimdi diyebilirim.
hesabın var mı? giriş yap