• newton'un sanayi devrimine neden olan hangi kanunu yanlışlandı da bugün o kanunu hala kullanıyoruz, beni de yayına al gel tartışalım özetli yorumuma aşağıdaki cevabı vermiş elektrik elektronik mühendisi.

    "kardeşim kusura bakma saçmalıyosun.newton konusunda söylediklerin "zırva". bunu celal şengörden bile öğrenebilirsin. newton yanılmıştır bu kadar net. bunun küçüğü büyüğü, mikrosu makrosu yoktur. sadece bulunduğumuz ölçekte yanılmıyomuş gibi görünür o kadar. tamda onu anlatıyorum. motor yaparken newton un formülünün işe yarıyor olması, newtonun teorisini doğrulamıyor. ve doğrulamadı. einstein geldi çöpe attı. bunu öğrenmeden seni yayına falan alamam kusura bakma. birini yayına alabilmem için, en azından kendi dinini iyi bilmesi lazım. yoksa, bilimin yakında 4.boyutu bulacağını ve bu yasağı kaldıracağını söyleyen ateist bile gördüm ben yorumlarda(bu videoda var).onuda alayım o zaman yayına. sonu gelmez... benden bu kadar. bugün yine güzel bi video paylaşacağız. işlerim var."?

    görünüşe göre fizik "dinini" kendisinden iyi bildiğimi söyleyebilirim. *

    kendileri benim dikkatimi youtube'da verdikleri reklamlarda (bkz: çağrı mert bakırcı)'ya sataşmaları nedeniyle çekti. genelde efe aydal'a celal şengör'e sataşır bu tür kanallar, çünkü biraz militan ateistlerdir. ancak çağrı abimiz bilim popülerleştiricisi bir emekçi, kendi halinde bir bilim adamı, bunları kızdırmış olabilecek ne yapmış acaba diye bakayım dedim. çünkü evrim ağacı benim yumuşak karnım. ama bir dincinin bilimle toptan sorunu olabileceğini bir an aklımdan çıkarmışım. kendisi bilimin metodlarının dogmatik olduğunu savunarak naturalizmi eleştiriyor. allah'ın her an herşeye sebep olduğunu anlatıp görememizin sebebini gözümüzde bir perde olmasıyla, bunu bilimin dogmatik yöntemleriyle anlayamayacağımızı söylüyor. uygun bir dille bilimin dogmatik yöntemlerinin bizi bugünlere getirdiğini, naturalizm düşüncesi ile eğer allah yarattı deyip kimse bir şey araştırmasaydı şu an bilim bugünkü haline gelemeyeceğini izah etmeye çalıştım, anlamak istemedi tabi ki. naturalizme saldırı burada elbette bilime saldırmak için bir kalkan.

    kurduğu kafile isimli dernek kayseri'de bulunan bir nurcu yapılanma*. amaçları risale-i nur rehberliğinde taklid-i imanın önüne geçip imanı sağlamlaştırmakmış. kanallarının para kazandığını düşünmüyorum, reklamları kimlerden bağış alarak yaptıklarını açıklamalılar bence.
  • bakışlarında meymenet yok ki anlattıklarında olsun düşüncesinin tamamına erdiği, nurcu mudur yoksa ne skim cemaatçi midir, nedir? belli olmayan,bilimsel terimlerle bilimi çürütmeye çalışan,kuranın mucizelerine inanan ' görmeseniz de duymasanız da inanın ey adem oğulları çünkü sizin kalp gözünüz var diyen ve akademik düzeyde saçmalayan müslüman kardeş.youtube' da o kadar çok reklamı vardı ki seyretmek arzusu oluştu bende, neyse bir iki videosunu izledikten sonra,gerek şahsına gerekse oyuncu olarak kullandığı zatlara sinir oldum.çünkü gerçekleri,tarihi,sanatı ve bilimi görmezden gelenleri bünyem kaldırmıyor a dostlar.
  • yav ciddiye alıp izledim beş para etmez saçma sapan tipik islamcı cahili. daha yasa ve teori arasındaki farkı bilemeyecek kadar bilgisiz gelmiş çağ dışı fikirleriyle sekülerzmi modern bilimi falan eleştiriyor. bak bak lafa bak (einstein geldi newtonu çökertti yarın bir gün einsteini de biri çökertirse ne olacak bilime nasıl güvenelim?) ulan senin bedevi inançların ve doğmaların çürütülemiyor diye güvenilir mi zannediyorsun yahut bir şeyin yanlışlanabiliyor olması onu neden güvenilmez yapıyor. bende 7 ayaklı ren geyiğinin kainatı yaratıp bizi sınava tabi tuttuğunu düşünüyorum hadi çürüt bunu. gel bunu çürüt 50 bin tl ödül koyuyorum.
    arkadaşlar aman diyeyim bilgiyi bir kaç farklı kaynaktan teyit etmeden sakın benimsemeyin yoksa bu yobazlara inanıp bilim yapmak yerine deve sidiği içersiniz.
    edit:einstein newtonu çürütmedi aksine newtonun yasalarını bu gün dahi harfi harfine uyguluyor ve kullanıyoruz.
    einstein makro ve mikro düzeyde newtonun yasalarının değil başka yasaların işlediğini gösterdi. fakat newtonun açıklamaya çalıştığı dünyada değişen hiç bir şey yok.
    hala gezegenlerin hareketlerini dahi hesaplarken newtondan yararlanıyoruz
  • youtube'da kırmızı asa serisini izlemenizi şiddetle tavsiye ettiğim kişi.

    şu video da verdiği kitap örneği harika.
  • osman bulut, sözler köşkü, hayalhanem, mehmet yılmaz türkiye'de yeşertilmek istenen neo-nurculuk'un kadrolu bezirganlarıdır.

    nedir nurculuk: said-i kürdi'nin kurduğu, öğrencileri arasında fetö lideri, fethullah gülen'in de bulunduğu, kökten dinci, ilericiliği yok sayan, türk toplum yapısına düşman bir oluşumdur.

    türk gençlerinin, karanlıkta yürüyen bu bezirganlara karşı uyanık olması gerekiyor.
    "bunda ne var gençler, fikirlerini söylüyor" demeyin, bu kanallar öyle birkaç kekonun bir araya gelip açabileceği kanallar değil çünkü!
    arkalarında ciddi bir prodüksiyon ve para var. profesyonel ekipmanlara video çekip youtube'de reklamını yapmak, organizasyonlar kurup, söyleşiler düzenlemek parayla dönen işler.

    ağzı iyi laf yapan bu vitrin süslerinin arkasındaki düşman oluşuma, türk halkı çok dikkat etmelidir, zira kürtçü musa anter'in de itiraf ettiği gibi said nursi türk halkına atılmış en büyük kazıktır!
  • osman bulut hakkında yukarıdaki entry'deki arkadaş mükemmel bir komplo teorisi kurup kesin bir yargı vermiş fetöye kadar olayı baglamış çok yazık yani bir insanı bir konuyu sadece hoşunuza gitmiyor diye yalan yanlış karaprobaganda yapmak hangi vicdanın aklın eseridir anlamak çok güç .

    osman buluta gelirsek yukardaki entrye göre işid liderinden farkı yok ama benim kendi objektif görüşüm ; ki bu adam hala yaşıyor yani ölmüş gitmiş bir efsanevi mit kahramanı degil açık ne anlatıgını ne konuştugunu dinleyip kendinizde kara verebilirsiniz . osman bulut bilimin içinde saklanmış naturalist inancı ortaya çıkaran bir video serisi ki içinde birçok konuyu açıklamalar getiriyor bu açıkalamalar getirdigi video serisi ile insanlar tarafından tanınmıştır ancak bu video serisinde size birşeyi dikta etmiyor size birşeyi bu böyledir şu dagları görüyormusun işte onları allah yarattı deyip işin içinden çıkmıyor bu video serisinde insanlara eleştirel düşünmeyi eleştirici bakış açısıyla bakmayı anlatıyor ve size gerçek bilimin naturalist sistem tarafından nasıl sömürüldügünü açıklamaya çalışıyor
    kırmızı asa sersini her türk gencinin izlemesi gerek umarım birgün hak ettigi değeri görür
    bu ülke böyle bir sorgulayıcı gençlik yetiştirirse ayağa kalkacaktır

    güncelleme : yukarda bahsettigim seri klavye başında görüşlerini begenmedigi kişileri işidçi terörist başı diye damgalayan beyni sadece kendi zevklerine çalışan sözlük yazarları gibi çalışmayan bilim insanı ki bu insana muhtemelen şu yukardaki entry leri girenlerde saygı yuacaktır syn sinan canan tarafından da keşfedilmiştir ve kendi yorumuna buyrun siz bakın sinan cananın kırmızı asa ve osman bulut yorumu
    olay yeri
    (bkz: sinan canan)
  • oğlum bu ... bu bu... ne bu?bilim adamları niye ateist diye bir videosu var.bilim adamını robot sanıyor.bilim adamı bunlar romantik değil diye eleştiriyor.bilimi mi elestiriyor yoksa bilim adamını mı belli degil.bir de anlatım tarzı var...hepsi de çiçero bunların anasını satayım!arkaya müzik,güzel görüntüler,hafif şiveli ses.postmordernlik miydi bu?bir de kainattaki düzen vurgusu var...yazık gerçekten yazık.
  • kırmızı asa serisiyle bilimsel açıdan sorulara gayet güzel cevaplar vererek şimdiden ateist eşkici geri kafalıları kudurtmayı başarmış güzel insan. kendisinin çok güzel bir sözü var " pek çok ateist nasıl bir ilahı inkar ettiğini pek çok müslüman da nasıl bir ilaha iman ettiğini bilmiyor " bundan şu anlaşılıyor müslümanlar genellikle pek çok konuda kolaya kaçıp taklidi imanın dışına çıkmadan sorulan soruların arka perdesini araştırmadan veya merak etmeden allah yarattı diyip işin içinden sıyrılmaları, atesitlerin de müslümanlara doğmalarla hareket etmenin ne kadar aptalca olduğunu söyleyip aslında kendilerinin bilimsellik dogmaları içinde debelenip durduklarını ve bu dogmaların çürütülebilir olabileceğinin farkına olmamaları. vesselam
  • inançsız bir insanım ve bu adamın kırmızı asa dediği seriyi izledim.

    kendisine modern gazali diyebilirim. ona çok benzer düşünceleri var. gazali nasıl islam’ın altın cağı denilen döneme istemeyerek olumsuz bir etki bıraktıysa, kendisi de aynı şekilde isteyerek veya istemeyerek bilim düşmanlığı yapmakta. gazali döneminin üzerinde, çok önemli bir düşünür olmasına rağmen bir bilim adamı değil. zamanında felsefe ile uğraşmış ve düşüncelerini sunmuş. kendisi müslüman olmasa düşünceleri modern bilime karşıymış gibi konuşulmazdı. fakat sırf bizim zeki insan sıkıntımızdan dolayı böyle bir tane çıkınca adamın düşüncelerine yapışıp kalmışız ve alakasız yönlere çekip duruyoruz. yakın zamanda dini kesimler tarafında kendisine alim denilen birçok kişi de, buna sait nursi’de dahil, benzer düşünceleri yazıp durmuş. kimisi tamamen aynı şeyleri tekrar etmiş, kimisi kur’an hadis harmanlayıp yazmış. islam camiası da özellikle son yüzyıllarda böyle çok yazan çizen insana alışkın olmadığı için bu sefer de onlara yapışmış. sürekli aynı şeyleri evirip çevirip yazıp söyleyip devam ediyoruz. gündemimizi bir türlü değiştiremediğimiz için, ne felsefede adam akıllı ilerliyoruz ne de bilimde.

    bir ateist olarak ben de eleştirimi yapayım. belki kendisi veya onu takip edenler buraları okuyordur.

    anladığım kadarıyla kendisinin savunduğu şey, bilimin doğa olaylarının nedenlerine yaptığı açıklamaların aslında hiçbir şeyi açıklamadığı. bizim sadece doğada belirli ardışıklalar gözlemleyip bunlar arasında bir neden-sonuç ilişkisi kurduğumuz ama aslında bunların sadece korelasyon olduğu. akıl yoluyla ulaşılabilecek en mantıklı mutlak nedenin de yaratıcı olduğu.

    şimdi buradaki en önemli sıkıntı, bu iddianın bilime hiçbir katkısı olmadığı yani bilim tarafından yok kabul edilmesinin son derece mantıklı olduğu. mesela, biz bilimde oksijen ve hidrojen atomlarına su molekülünün nedeni diyebiliriz. osman bulut buna itiraz eder ve der ki hayır, nedeni allah’tır. peki, bu önermenin suyun oluşumuna ve bizim ona bağlı yaptığımız kimyasal hesaplara olumlu olumsuz bir etkisi var mı? yok. o zaman bu önerme bilimde yok kabul edilir bu kadar basit.

    bir başka örnek, yaprağı düşüren nedir? bilim buna yerçekimi der ve gerekli hesaplamaları yapar. osman bulut buna “hayır bilim sadece açıklama yapar ama mutlak nedeni vermez” der. mutlak neden allah’tır. peki, bu önermenin benim fiziksel hesaplarıma olumlu olumsuz bir etkisi var mı? yok. o zaman bu önerme bilimde yoktur. bilim mutlak gerçekliği açıklamaz. böyle bir iddiası da yok zaten. ama bütün seride adam, bilimin o yaprağın düşmesine etki eden bir dış güç “olmadığını” iddia ettiğini söylüyor. hayır, bilim böyle bir şey söylemiyor. bir dış güç olduğunu iddia eden sensin. bilim sadece diyor ki, bir yaratıcının varlığı bizim yaprağın düşmesi ile ilgili yaptığımız açıklamayı bir ileriye götürmüyor. o zaman bilim yapmak için yaratıcıya ihtiyaç yok. bu kadar.

    yani bilimsel metot neden natüralist cevabi aslında bu, çünkü başka türlü yürümez. eğer natüralist çizgiden çıkarsan, bilimin teorilerine bir katkı yapmıyorsun. fakat bu demek değil ki çıkamazsın. kurallar sana uymuyorsa, ortada kuralsız sınırsız felsefe diye bir alan var zaten. yani bilimi eleştireceğine bu alanı kullanıp fayda üretip aslında bilimin o kadar da faydalı olmadığına değinebilirsin. aslında o da çok yapıldı son öncülerinden biri mesela feyerabend. o da benzer bir kafadaydı. aklında farklı bir fikir varsa, istediğin önermeyi sen de sunabilirsin ama bilim felsefesinde de bu konular defalarca yazıldı çizildi zaten. sürekli ayni argümanlara verilen farklı örneklerden öteye gitmiyor olay. kuru bir eleştiri. yani ne yapalım da modern bilimi ileri götürelim dediğimizde bir öneri yok. peki, kabul ettik allah her şeyin mutlak nedeni, eeee ne kattı bu bilime? bitkilerin büyümesini kur'an güya açıklıyormuş. videolardan birinde aynen böyle diyor. kuranın açıklaması ne peki? bitkiyi büyüten allah’tır. bu açıklıyor mu şimdi hem nasıl hem niçin sorusunu?

    yani bilimin kuralları sorgulanamaz, metodu yanlışlanamaz diye bir şey yok. buyur yanlışla, ama somut bir şeyle gel yani yeni teorin bana bilgi versin, reddiye değil. bugün biz bilimi somut bir şeyler elde etmek için kullanıyoruz. bilimin amacı bu, biz bilimsel metodu bu yüzden geliştirdik. haliyle sunduğun yeni metot somut bilgi vermesi lazım. evren 4 boyutun içinde ve biz olguları bu 4 boyut içinde açıklamak zorundayız, 5. boyuttaki hiçbir şey bu olgulara etki edemediği için varlığı bilime bir fayda veya zarar sağlamıyor.

    olay bilimde sadece bir yaratıcıya atıf yapmamak değil, sonuca etkisini gözlemlemediğin hiçbir şeye atıf yapmamak. yaratıcı da bunun içine giriyor doğal olarak. mesela laboratuvarda bir deney yaptığında deneye etki eden parametreleri rapora yazarsın. ama deneyin yapıldığı laboratuvarın duvarları da mavi renge boyalıydı diye bir atıf yapmazsın değil mi? neden? çünkü sonuca etkisi yok. haliyle allah’a da atıf yapılmaması bilimde gayet normal. bilimin allah düşmanlığı falan yaptığı yok. yazılan her bilimsel makalenin sonuna zümer suresi 62. ayeti mi yazalım? bu mu adamın derdi anlamadım. yani allah’ın varlığına ulaşmak senin için çok önemli olabilir, sana birçok olumlu şey katıyor olabilir, bilim buna engel değil ki. ama bu olay bilim için önemsiz. bunu bilimin içine katma çabası saçma çünkü bu konunun bilimle alakası yok. bu arada bu bir zorunluluk değil, yani içinde tanrı geçen bilimsel makaleler otomatik olarak elenmiyor. sanki durum oymuş gibi bir eleştiri de var. yani einstein sanki görelilik kuramını tanrı'ya atıf yaparak açıklasa bilim camiası kabul etmeyecekmiş de “ya bu adam allah falan diyor biz newton’la devam edelim.” diyecekmiş gibi. alakası yok. sen bilimsel bir gerçeklik bul, o gerçeklik mevcut kuramı bir ileriye götürsün onun yanında istersen 3. ramses’e bile atıf yapabilirsin. dediğim gibi bilim açısından bir önem teşkil etmesede, tanrı'ya atıf yasak falan değil. videolarda öyle bir hava var ki, sanki maxwell'in elektromanyetik dalga denklemlerini yanlışlayıp, geliştirdiler de bunu allah'a bağladıkları için bilimde kabul görmediler. olay su aslında;

    osman bulut: elektrik akımının sebebi elektron değil, allah’tır. elektron işte korelasyon falan yapar şudur budur.

    bilim: eeee gerisi? nedir formülün, teorin? nasıl üretelim bundan sonra bobinlerimizi akülerimizi bilmem neyimizi?

    osman bulut: gerisi yok iste öyle.

    bilim: bu bilimsel bir delil değil.

    osman bulut kırmızı asa: bilimde eğer 5. boyuta atıf yaparsanız direk reddedilir ve bilim dişi olmakla suçlanırsınız. işte biz bu algıyı yıkmaya geldik.

    ya bırak allah’ını seversen. yani sen yeter ki yerçekimini einstein'dan daha iyi açıklayan bir teori bul. sonra de ki, bu böyle ama bu aslında allah’ın varlığına delil. bilim seni de yazar bilim insanlarının yanına merak etme.

    olay islam çerçevesinde sadece allah’ın varlığı da değil zaten. öyle olsa deist olursun. ıslamda allah vardır dediğin zaman doğal olarak hz. süleyman’ın uçtuğuna, hz. isa’nın ölüp dirildiğine, hz. musa’nın denizi yardığına veya hz. ibrahim’in ateşte yanmadığına falan da inanıyorsun. (inanmayanlar da vardır belki bilemem genel konuşuyorum) yani allah’ın istediğinde doğa olaylarına müdahale edebileceğine inanıyorsun. bu doğal olarak bilimin referansına ters. yani bilim bir ölçüm yapar ve bu iş için bir şeyleri referans almak zorunda, ki bazı birimler ile birtakım hesaplamalar yapsın. sen eğer hiçbir delilin yokken o referanslar aslında öyle olmak zorunda değil dersen tabii ki bilimde ilgi görmezsin. bu inançlarla bilim yapmak çok zordur. bakın imkânsız demiyorum zira yapan çok başarılı müslüman bilim insanları var. fakat çoğu, din sayesinde değil, dine rağmen yapıyorlar. bu düşünce tartışmaya açık tabii ki, yani dinin bilim için itici bir motivasyon olduğunu da savunabilirsiniz. mutlaka örnekleri de vardır ama istisnalar kaideyi henüz bozmuyor. bu kafa ile bozacak gibi de durmuyor.

    bir başka sıkıntı da bilimin doğa kanunlarının gelecekte devamına inancı ile bir tanrı inancını aynı kefeye koyması. kelime olarak bakarsak evet ikisi de inanç. aslında evet doğru, gelecege dair elde edilen her bilgi bir inançtır, ama ikincisi temelsiz bir inanç. bu konuya verdiği evrenden örnekler ise baya enteresan. mesela biri şu, bir topu havaya attığımızda onu yerçekimi kanunu düşürüyor inancı ile bir kağıda bir yazıyı türkçe kuralları yazıyor inancı aynıymış. nasıl kağıtta bir yazı gördüğümüzde onu bir insanın yazdığını biliyorsak, topu yere düşürenin de başka bir varlık olduğunu bilmemiz gerekirmiş. çünkü yer çekiminin bunu yapmaya kudreti yokmuş. tamam diyelim ki haklısın allah bunu seçmiş olsun. o zaman aksini de seçebiliyor olması lazım ama biz bunu gözlemleyemiyoruz. kağıda yazıyı yazan kişi isterse türkçe kurallarına uymamayı seçebilir ama topu aynı ortamda milyon kere atsan da o top yere düşecek. türkçe kuralları insan yapımıdır ve insan müdahalesi ile değişir. yer çekimi ise değişmez sadece daha iyi açıklanır belki. yani verdiğin bilginin burada bir değeri yok benim için neden kabul edeyim? yarın bir gün top düşmezse o zaman konuşuruz. sen inancın gereği peygamberin uçtuğuna, yani allah’ın doğa yasalarını zaman zaman ihlal ettiğine inandığın için bu iki inancı aynı kefeye koyuyorsun ama durum öyle değil. bu inanç ile bilimin bir topu ne kadar atarsan at o top düşecek inancı aynı inanç değil. biri temelsiz, digeri ise bir gözleme dayanan öngörü. video serisi bunun gibi evren ve allah ilişkisine uymayan birçok saçma analoji denemeleri ile dolu.

    başka bir örnekte mesela devenin tam olması gibi yaratıldığını bunu deveyi o şekilde yaratmayı yaratmamaya tercih eden birinden dolayı olduğunu söylüyor ama tam olması gerektiği gibi yaratılmayan bir deve piyasada yok. yine aynı şekilde insanın dili neden topuğunda değil de olması gerektiği gibi ağzında, bunu biri seçmiştir diye başka bir argüman var. hassas ayar argümanınına benziyor bu argüman. benzer başka başka örnekleri verilip duruyor. bu argümanin hassas ayar argümanına benzer şekilde en büyük sıkıntısı ise, kıyas yapacak bir zıttı olmaması yani ortada tamamen atış serbest durumu var. mesela; bir başka örnekte sağlıklı insanın kan değerlerinin hep olması gerektiği gibi olduğunu, işte atıyorum şeker yüksek olsaydı bir sürü sıkıntı çekeçeğimizi, bunu allah'ın ayarlamış olduğunu söylüyor. fakat kan değerleri normalin çok dışında olduğu halde sağlıklı olan insan örneği olmadığı için, ortada kıyas olmadığı halde kıyas süsü verilmiş bir durum var. o zaman karşıdaki de diyebilir ki, allah madem seçerek yaptı, neden kan değerinde bir sınır var. koyma şeker dengesi falan problem çıkmasın. şeker hastalığı diye bir şey komple olmasın bu daha iyi değil mi? yani bir sınır koyup o sınırlara sıkıştıracağına kaldır sınırları hiç problem yaşamayalım? yani anlatmak istediğim durum, ortada hassas olmayan ayar diye bir olgu yok ki iyi mi kötü mü bilelim. her ayar bakış açına göre hassastır zaten. tek yaptığımız şöyle olsaydı böyle olsaydı diye olaylar kurgulamak. olumlu sonuçlarda doğurabilir olumsuzda. adam diyor ki mesela ellerimizde 5 parmak var ya 2 parmaklı olsaydık ne olurdu allah’a şükredelim. ben de diyorum ki gözüm bozuk. benim gözlerim de şahin gözü olsaydı ne olurdu allah’a isyan edeyim. atış serbest ya illaki bulursun şükredecek bir şey. bakın ben şükretmeyin demiyorum bu arada, gayet tabii inançlıysanız veya size iyi geliyorsa şükredin. ayrıca bu söylediklerimin hiçbiri allah’ın olmadığının, olaylara etki etmediğinin, bir şeyleri seçmediğinin delili değil. benim anlatmak istediğim kurduğun mantık yanlış.

    zaten mantık ile doğruya ulaşmak da ne kadar doğru o tartışılır. zira mantık önermelerin kendi içinde tutarlı olup olmadığını yani arasındaki ilişkiyi inceler. ulaşılan sonucun doğruluğu veya yanlışlığını değil. yani bir önermenin mantıklı olması doğru olduğuna delil değildir.

    başka bir sıkıntı nedensellik kuramı. bu kuram zaten insan ürünü bir şey. yani bir şey bir şeyin hangi durumlarda bilimsel nedenidir bunun tanımını da bilim yapıyor zaten ve videolarda sürekli söylendiği gibi sadece ardışık ilişki falan değil. böyle bir durumda bu bunun bilimsel nedeni değildir demek çok saçma zaten kuralı koyan bilim. peki, nedir bu kurallar? son dönemlerde popülerliğini yitirip alternatif kurallar tartışılsa bile benc hâlâ en önemlisi yanlışlanabilirlik. yani bilimde mutlak doğru olmadığı. ikincisi, bilimde bir neden sonuç ilişkisi kurulacaksa, nedenin de sonucun da gözlem kapsamında olabiliyor olması. yani atomlar bir gözlem midir? evet, o zaman bilimde bir şeyin nedeni olabilir. allah gözlem kapsamında mıdır? hayır. o zaman bilimsel hiçbir şeyin nedeni olamaz. gözlem nedir peki? 5 duyu organımız ile doğrudan veya dolaylı olarak algılayabilmek. doğrudan demek direk gözlem işte dokunmak görmek vs. dolaylı ise bir cihaz yardımı ile görmek. mesela bilmem kaç bin ışık yılı uzaktaki gezegeni, hareketinin oluşturduğu dalgalar ve bir cihaz vasıtası ile saptamak. üçüncüsü ise ardışıklık, neden ve sonuç arasında ardışık ilişki olmak zorunda. bu arada bu ardışıklık da quantum fiziği ile birlikte artık tartışılmaya başlandı ama şimdilik kabul edilebilir. eger bu üçü sağlanıyorsa biz bir şeye bilimsel neden diyebiliriz. ama bu mutlak doğru değildir, yanılıyor olabilir o yüzden yanlışlanabilirlik çok önemli. yani kuralını bilimin koyduğu bir şeye hayır öyle değildir demek saçma. kuralı ben koyuyorum, hayırdır?

    peki diyorsun ki kuralı neden bilim koyuyor ve ben bu kurallara neden uymak zorundayım. zorunda değilsin, sen eğer kendi kurallarınla bilgiyi elde etmenin daha iyi bir yolunu biliyorsan, buyur biz de seni takip edelim ama şimdilik kurallar bu şekilde, yapacak bir şey yok. fakat yukarıda bahsettiğim gibi bu kurallar da mutlak değil. yeni gelişmelerle tartışılır ve değişir, yeterki daha işe yarar kurallar olsun. serinin en temel sıkıntılarından biri de bu, sadece reddiye üzerine kurulu olduğu için alternatif de sunmuyor.
    bu sınırlar ve kurallar kırmızı asa'da eleştirilmiş ama bilimin bu kadar güçlü olmasının temelleri bunlar. yani bir olguya bilimsel bir gerçek diyebilmek için görüldüğü üzere bir dize kurala uyması gerekiyor yani ciddi bir caba gerekiyor. o yüzden aslında bilim son derece dar sınırlı ve mütevazidir ve yine o yüzden son derece etkilidir.

    bir başka video’da ise bilim adamlarının evrenin doğru okuyamadığından, evrenden çıkarılacak sonucun allah’ın varlığı olduğundan bahsediyor. bilimsel metotla allah’ın varlığı doğal olarak ulaşılmadığı için ateist bilim adamları da evreni doğru anlamıyor oluyor. yani bilim adamları her ne kadar doğru bilgi veriyor olsalar da, allah’a ulaşmadıkları için cahillikten kurtulamıyorlar. bu bana cübbeli ahmet’in nasa’yı eleştirdiği videoyu hatırlattı merak edenler bulsun izlesin. burada öyle bir algı yaratıyor ki, dinleyenler bilimin derdinin allah’ın yokluğunu kanıtlamak olduğunu sanar. bilim yapan insanların o sonuca ulaşmaları bilimin sorunu değil, zira bilim allah’ın varlığı konusunda bir yorum hiçbir zaman yapmadı yapmaz da. bu konu felsefenin konusu ama videolar bilimin metoduyla alakalı. yani adamın derdi şu, bilim bize sonunda allah’a ulaşabileceğimiz şekilde anlatılsın. iyide o zaman o bilim olmuyor işte.

    bu biraz şeye benziyor. bir çiftçi var ve tarlasını ekecek ama kurak bir dönem. bir gün ateist bir meteorolojisi mühendisi geliyor ve diyor ki ben hesabımı yaptım, 1 hafta sonra yağmur yağacak ve 2 gün sürecek ona göre hazırlıklarını yap. çiftçi adamın dediğini yapıyor ve mahsulünü alıyor. ateist bilim adamı memnun, çiftçi memnun adama teşekkür ediyor. sonra osman bulut geliyor diyor ki o yağmur o adamın dediği gibi yağmıyor. o sadece gözlemlerini anlatıp birtakım öngörüler yapıyor. asıl neden allah falan filan ama iste ürün yok icraat yok. senin yapman gereken burada 1000 senedir konuşulan şeyleri tekrar etmek değil, müslüman meteoroloji mühendisi yetiştirmek. o çiftçiye müslüman adam yardım ederse sen ideolojini otomatik olarak yayarsın zaten. o kadar gazali lafı ediyorsun, örnek alsana adamı! "müslüman doktor yetiştirmek, fakih yetiştirmekten daha hayırlıdır" demiyor mu adam? buna yakın bir sözü var gerçekten filozofların tutarsızlığı kitabında biryerde.

    ateizm ve deizmin yayılmasının temel sebebi ateistlerin veya deistlerin propaganda yapması değil. yoksa propagandanın allah’ını medreseler, diyanet, vakıflar zart zurt yapıyor zaten. ateist veya deistlerin sosyal medya hesaplarına onlarca şikâyet geliyor her gün. her kanalın bir hocası mutlaka var. modern islamcı caner taslaman her dakika yayında. geçende korona’yı yorumluyordu kıyamet alameti midir falan diye. yani propaganda ile bu iş düşünüldüğü kadar iyi olmuyor. bu arada caner taslaman’a karşı olumsuz bir tavrım yok benim çoğu ateiste nazaran, zira adam en azından modern, eğitimli, seküler bir yasantısı var. keşke bütün müslümanlar öyle olsa. sakalı şeyine kadar uzanan sarıklı cübbeli adamlardan kat kat iyi yani. (burada aşırı islamcı, cihatçı öfkeli grupları kastediyorum, kendi halinde sakallı cübbeliler alınmasın, ama siz de sakalınızı arada düzeltin, at hırsızı gibi gezmeyin)
    ateizm ve deizmin yayılmasının temel sebebi bu görüşleri savunan adamların daha kaliteli olması ve 7/24 din din demek yerine entellektuel birikimlerini başka alanlara kaydırabilmeleri, bu çok net. bir liseli evrimle alakalı bir konuda bir yandan celal şengör’e bakıyor, diğer yandan cübbeli ahmet’e bakıyor. konu hakkında hiçbir bilgisi olmasa bile doğru bilgiyi kimden alacağını anlıyor. bu noktaya kadar bak bir propaganda yok. sonra diyor ki, “ya kimmiş bu celal bir bakayım”. bakıyor ve adamın yaptığı işleri görüyor, açıyor bakıyor adamın bilmem nerede almanca konferans verdiğini görüyor ama bütün bunların yanında adamın ateist olduğunu da görüyor. adamın dengi müslümana bakıyor kalitesizlik aktığını görüyor ve diyor ki “tamam abicim ben celal’in haklı olduğuna inanıyorum”. yani olay dinler tarihini yalayıp yutup, din felsefesinin içinden geçip taraf seçme olayı değil. kaliteli insan yetiştirmek. bilimin ideolojisini insanlara empoze etmesi gibi bir durum yok. sadece kaliteli insan yetiştiriyor o kadar. insanlar kendilerine en fazla fayda veren, bilgi veren bilim insanlarının görüşlerine doğru kayıyor.

    bilim hiçbir zaman allah’in yokluğunu veya islamin hak din olmadığını iddia etmeyecek. o yüzden bilime eleştiri getirmek islam toplumuna hiçbir fayda vermez. günümüzde bilgiyi elde etmenin en geçerli yolu bilimdir ve bilimi en iyi yapan ideolojisini dolaylı yoldan yayar. ateizmin ve deizmin bilimde yaygın olması bir gerçek olmasının yanında, ateizmin en güçlü argümanıdır. bu videolar ile seni izleyen gençlere bilimin işe yaramadığını ister istemez dayatıyorsun ve hayatında bilim nedir, felsefe nedir, bilmeyenler de haliyle yiyor. videolarının birinde aynen su cümleyi duydum “ben bilimin aslında hiçbir şeyi açıklamadığını 20 li yaşlarımda öğrenebildim ancak” cümleye bak hey yavrum hey.

    inançlıysanız bilime 1-0 geride başlarsınız bu doğru, çünkü bilimde inancınıza ters düsen şeyler mutlaka olacaktır fakat bu bilim yaparken inanç gömleğini çıkarıp naturalism gömleğini giymeye engel değil. teoride her ne kadar inanç bilim yapmak için engel olmasa da, günümüzde islam toplumlarının hali ortada. başta dediğim gibi inançlı insan zaten 1-0 geri başlıyor. osman bulut bu skoru handikaba götürmeye kararlı.

    tüm dünya’nın ateist, deist olması mümkün değil. bu kısa bir süreçte ütopik bir hayal. iyi mi olur o da ayrı bir tartışma konusu. doğal olarak inançlı insanların eğitilmesi, rasyonel düşünebilen kaliteli inançlı insan yetiştirilmesi herkesin derdi. bunun için de onlara örnek olacak kendi inançlarına sahip başka insanlar lazım.

    yani sonuç olarak demek istediğim şu. bilgisiz bir toplum er ya da geç yok olur ve günümüzde bilgi edinmenin en etkili yolu bilimdir. inanç eğer var olmak istiyorsa, inançlı insanlar bilim yapmak zorunda ve ateistleri kendi silahı olan bilimle vurmak zorunda. aksi halde bu olay önce islam modernizmine, ardından da deizm ve ateizme gidecek. belki 100 belki 500 yıl sonra, ama bu kaçınılmaz.

    edit:şurada biraz daha detaylı yazdım.

    edit 2: imla
  • arkasında karanlık güçler olan vitrin süsü.
    vitrine konduğu dükkan her ne kadar yeni, modernmiş gibi gözükse de pazarlamaya çalıştığı nurculuk, bize yabancı olmayan, paketi değiştirilip değiştirilip yaklaşık 100 yılıdır memleketimize satılmaya çalışılan, emperyalist bir tezgahtır.
    ne yazık ki osman bulut gibi sosyal medyada nurculuğu yaymaya çalışan birçok vitrin süsü bulunmakta!
    kaynağı belli olmayan maddi imkanlarla profesyonel stüdyo ve ekipmanla içerikler hazırlayıp, organizasyonlar düzenleyip, reklam verebilmektedirler.

    nurculuğun kurucusu said nursi, birçok belge ve dokümanlarla ispatlandığı üzere, milli mücadele zamanında ingilizler tarafından altına son model arabalar tahsis edilerek, anadolu'da köy köy gezdirilip milli mücadele aleyhine propaganda yaptırılmıştır.
    memleketimize en büyük zararı veren fetö'nün lideri fethullah gülen bir nur talebesidir.
    osman bulut gibi bezirganların sık sık bahsettiği risaleler, her fetöcü evinde muhakkak bulunur. fetöçülerin evlerine ise nur kelimesinden türetilmiş ışık evleri denmesinin nedeni, fetöcülerin said nursi'ye tam bağlılıklarından gelir.

    peki nurculuk neden emperyalistlerin için çok kullanışlıdır?
    çünkü nurculuk, hem memleketin gelişmesini engelleyecek gerici - karanlık, kökten dinci düşüncelere sahiptir hem de said nursi'nin bir kürt olması nedeni ile ülkeyi bölmek için kullanılan kürtçülüğü içinde barındırır.
    said nursi'nin talebeleri her ulus devletin temel ayaklarından biri olan milliyetçiliğe düşmandır, onu yıkmak için mücadele eder.
    said nursi risalelerinde, türklerin de aralarında olduğu turani halkları kuran'da geçen lanetli yecüc mecüc'lere benzetir.
    her kürtçü said nursi çok sever, örneğin güya sosyalist olan hdp'lilerin parti binalarını tek tek gezin, said nursi hakkında tekbir kötü söz duyamazsınız, hatta övgü ile bahsedildiğini duyarsınız. (nedir bu hdp'nin said-i nursi sevdası)

    necip türk milletinin gençleri, vitrine özenle konulmuş, ağzı iyi laf yapan, tahsilli, birkaç bilimsel kelime ezberletilmiş bu bezirganlara karşı çok uyanık olmalıdır.
    bin yıldır islam'ın en güzel şekilde kendi kültürü ile harmanlayıp en insancıl şekilde yaşayan türklere dini öğretmek, said nursi gibi meczupların ve bu kekoların haddi değildir.
hesabın var mı? giriş yap