• (bkz: baba)
  • polise nasıl davranacağımızı, onlarla nasıl konuşacağımızı bilmeyen, çoğu zaman bu yüce! şahsiyetlere saygıda kusur eden bizlerin yaptığı gereksiz eylemin sebepleridir. çoğu zaman da dayakla son bulur bu anlayışsızlığımız. e sen polise saygılı davranma, ki o en yüce duygunun insanıdır, dayağı ye, sonra da nefret etmek için sebep ara. oldu mu, olmadı.
  • yetkilerini gücü yetene, keyfi olarak kullanmasıdır başlıca sebep. iyi polisler de var, ben tanımıyorum, ama sokakta muhattap olduğum birçok polis aç bırakılmış köpek misaliydi. ha suçum genelde sakal bırakmak oluyor. sayelerinde t.c kimlik numaramı ezbere biliyorum, kimliğimi göstermeye gerek kalmıyor.
  • şehirlerarası yollarda şehirlerin içerisinden geçerken şehir içine radar kurup size 90 la gittiginiz için ceza kesmeleri. ve bunu şehre giriş tabelasının (atıyorum corum nüfus 1.34.234 rakım 3 tabelası) hemen arkasına saklanıp yapmaları.. birde burada 50 ile gidilmesi gerekiyor diye açıklama yapmaya çalışmaları...
  • -bir şey sorabilir miyim?
    -uzaklaşın.
    -tamam ama bir şey sormam gerkiyor.
    -geri çekilir misiniz?
    -ama bir şey..
    -güvenliği tehtit ediyorsunuz beyefendi.
    -yahu bir şey sorup gidecem.
    -lan sen ne artist... çek git! yürü... defol lan bak hala bakıyor.

    ---

    -ahmet kapat orayı kapat! geçen geçti artık geçmesinler
    -ne oldu?
    -kapattık!
    -niye?
    -önce sağ tarafı boşaltacaz.
    -iyi de önümüzdekilerin hepsi geçti.
    -ben anlamam.
    -ama biz de onların geldiği yerden çıktık.
    -hayır siz deplasman takımısınız.
    -yok yahu vallaha değiliz, al bak bu benim lisansım.
    -hadi bırak bu numaraları kardeşim, uzaklaş buradan!

    ---

    -geç şöyle geç! hepiniz dizilin duvara kimliklerinizi çıkarın.
    -ama arkadaş yanlışlıkla çarptı.
    -yanışlıkla manlışlıkla? nasıl çarparsınız lan siz devletin polisine?
    -görmedi arkasını, ondandır.
    -kes lan artis, dön arkanı, dön!
    -allah allah...
    -hepnizi alırız, bir gün içerde sabahlarsınız. akıllı olun lan!

    ...based on a true stories mi deniliyordu bir şey yazılıyordu buraya, bildiğin gerçek hikayeler işte....
  • kendilerine verilen kimliği, silahı, yetkiyi, gücü kişisel meseleleri için kullanmaktan çekinmemeleri, bunu yaparken de asıl yapmakla sorumlu oldukları görevi bir kenara atmakta hiçbir sakınca görmemeleri.

    daha 3 gün önce başıma gelen basit bir olay... zincirin belki de son halkası olarak değerlendirilebilecek rutin trafik sorgulamasından sorumlu bir polis memuru. saat 23 civarı. şehiriçine giren yolda polis çevirmesi var. arabayı ben kullanıyorum. yanımda erkek arkadaşım. ikimizin de emniyet kemerleri takılı. ehliyet, ruhsat vs. gibi bir eksiğimiz yok. alkol de yok. en fazla iyi akşamlar dileyip evrak kontrolü yapıp gönderecek bizi yolumuza. bunun yerine yüzüme dahi bakmayıp tek kelime etmeden elindeki feneri erkek arkadaşımın yüzüne tutuyor. adını soruyor. birkaç hafta öncesinde ceza puanları dolduğu için ehliyetini alan polismiş meğer. son cezayı kestiği anda durumu fark etmediği için de ertesi günü dükkanlarına gidip orada alıyor ehliyeti. tepeden bakan tavırları nedeniyle de laf dalaşı yapıyorlar. tüm bunların üzerine o gece de laf dalaşı devam ediyor. tehditler, inatlaşmalar, olayı gayet kişiselleştirmiş belli ki. fener rahatsız ediyor çeker misiniz lütfen diyorum cevap yok, evrak kontrolü yapmayacaksanız devam edelim diyorum cevap yok, resmen psikopata bağlamış şekilde yıldırmaya çalışıyor. görevli diğer arkadaşı ise sanki orada değilmiş gibi davranıyor. gayet ehliyetsiz ya da alkollü de olabilirdim ama kontrol etmeden geçip gitmeme müsaade etmiş olacaktı. kimbilir kendi dertlerine düşmüşken neler olup gidiyor da haberimiz dahi olmuyor.
  • nefret demeyelim de güvenmeme ve rahatsız olma diyelim.
    (bkz: köstebek)*
  • (bkz: #19835402)
hesabın var mı? giriş yap