rakı masası diyalogları
-
kafası güzel diyaloglardır. bazen güldürür, bazen ağlatırlar. ama rakı masasına has bir alaturkalığı, bir ağırlığı vardır.
- hisli: ben imtina etmem kızım bunları konuşmaktan.
- arkadaş 1: imtina ne be?
- hisli: imtina etmek, kaçınmak, çekinmek gibi bir şey.
- arkadaş 1: hee
...
- arkadaş 2: velhasılı kelam, bence sattın bizi.
- arkadaş 1: ne oluyor lan bize? osmanlıcalar falan...
- hisli: rakı içtik böyle olduk bence. -
- 20'lik içer miyiz?
+ ancak abi erken kaçıcam zaten
...
- haydaa bitti valla... bundan da 4 duble bile çıkmıyo yav, bence bi otuzbeşlik söyleyelim
+ valla içeriz
...
- sonra aldım kar... yav... şef! bi yirmilik alır mısın! içeriz di mi yav?
+ hava cıva bunlar hacım
...
- sonra çektim kenara bunu. dedim ki...
+ dur lafını unutma... şef! iki duble göndersene buraya. bi de meyve falan yapıver
...
ş- beyfendi hesapları kapatıyoruz
- ohoo saat de 12 olmuş. kaçalım harbiden... allahtan 70'lik falan söylemedik. kafa kazan gibi oluyo sabahları
+ hafta içi fazla içmeyeceksin aga -
bir çoğunun suskunluk öncesi son cümlesi şudur.
"çok sevdik be abi" -
- benim gibi adama yapılır mı bu!
+ haklısın abi.
- ha... sonra vurdum kapıyı çıktım.
+ haklısın abi.
- lan sen beni dinlemiyormusun.
+ hakl.. dinliyorum abi seninda kafa iyice gitti.
- benim gibi adama yaa... -
- neye içiyoruz?
- bize?
- tamam hadi bize içiyoruz.
- en güzel günümüz böyle olsun be! -
rakı masası diyaloglarının bir adabı vardır, masada olan masada kalır. sağa sola yazılıp anlatılıp ne makarası yapılır, ne de dertler ortaya saçılır. rakı masasında konuşulanları merak edenlerin tek çaresi o masada kendilerine bir kadehlik yer açabilmeleridir. fazla merak iyi değildir, fazla rakı duruma göre güzeldir.
-
kadehlere rakı konulurken tuvalete gittiğinden bardaktaki rakı miktarını görmeyenlerin başlattığı diyaloglardır:
- bu ne yaa? domuz sıkısı yapmışsınız bunu.
+ hadi len herkesinki aynı işte. süt verelim istersen.
- ülen ben 6 yaşımdan beri rakı içiyorum senden mi öğrenecem.
+ hehheh, belli, o zamandan beri her yudumdan sonra aynı surat buruşturma hareketi.
- hadi hadi bırak zevzekliği de şu suya da buz koy ordan...
şeklinde sürer gider. -
-neden şerefe dedikten sonra kadeği bir de masaya vuruyorsun rasim abi?
+eskilerden kalma nuri. şu an bu masada olmasını isteyip de olmayanları anmak için yapılırmış bu.
-hem unutmak için içip hem de böyle bir şey mi yapıyorsun?
+evet. elimden tüm gelen bu. rakı kadehi ile yerine ulaşmayan mektuplar yazmak.
-pardon birader.. sen bize bir molalık versene. demli olsun. abi?
+içerim bende bir çay.
-küçükken ne olmak isterdin rasim abi?
+lazımlık
-hahahaha abi dalga geçme ya
+valla lan. gerekli bir şey olmak istiyordum. çok sonra öğrendim içine sıçılan bir şey olduğunu.
-e sende sıçtın ama
+o bebekken. hatırlamazsın onu. annem kardeşim için lazımlık arardı evde. bende aranılan bir şey olmak istiyordum. sonra bulunduğunda içine sıçtıklarını öğrendim.
-şimdi.
+şimdi aranılan bir şey olmanın önemli olmadığını öğrendik işte. önemli olan saklanılan bir şey olmakmış. kimse beni saklamadı.
-öyle deme abi.
+yok öyle öyle. sen saklanılmaya değeceksin. değmiyorsan önce bir kendine bakacaksın. -
-terk edildiğimi söylediğim bütün arkadaşlarım üzüldüğünü söylüyor rasim abi.
+üzülüyorlardır.
-yok be abi. terk edilmeyen mi var? aha biri daha bizim tarafa geçti diye seviniyorlar alsında.
+herkes terk edilmiştir yani.
-evet abi. edilmeyen varsa da çok azdır. en yalnızlar terk edilmeyenlerdir. numune kalmışlar.
+daha kaç celse sürecek boşanma davan?
-bilmem. bak aslında devlet yanlış yapıyor. bu bizim davanın beşinci celsesi. olması gereken nikahların taksit taksit kıyılması aslında.
+olur mu lan öyle?
-olmaz mı abi. en az beş taksitte kıyacaksın nikahı. ona göre emin olunca evlensin millet.
+ya imam nikahı. onu ne yapacaksın. kaç taksitte olacak.
-bak özlem harbi kızdır abi. boşanmak istediğini söylediğinde, hem devlet gözünde hem de allah katında boşanacağız. davayı ona göre açacağım dedi.
+ne yapacaksın?
-devlet boşadıktan sonra gözlerinin içine bakıp üç kere "boş ol" diyeceğim.
+diyeceksin yani.
-bana bakan gözleri boş artık rasim abi. dolduramadım onca sene.
+...
-kaybettiği an insan. böyle yıkık biçimde yerde yatarken, tüm ağırlığını toprağa bırakıp kendini salmışken hala bir çıkış yolu düşünüyorsa, gerçekten yenilmiş sayılmaması lazım.
+seni istemeyen birine yalvarmak bir farenin aç bir kediye teslim olması gibi nuri. dinler mi seni açlık?
-şu rakının beyazı gibiydi gelinliği.
+ne dedin? anlamadım.
-yok abi öyle düşünüyorum işte. -
-bir denizin ortasında bir sandaldayız rasim abi.
+denizin di mi?
-cayır cayır yanarken, suyun üzerinde sürüklenirken bir damlasını içemiyoruz
+içemiyoruz di mi?
-şimdi hiç tanımadığımız birini çağıralım şu masaya
+çağıralım di mi?
-neden çağıralım biliyor musun rasim abi
+neden?
-belki o bir sandal bile bulamayan bir kuş gibi yorgun argın uçuyordur denizin üstünde. düşmesin diye abi, gelsin bizim sandalımıza konsun dinlensin.
+insan eti ağırdır nuri
-neden öyle söyledin abi?
+babam derdi ben çocukken. "büyüdüğümde sen yaşlanınca ben sana bakarım baba" derdim. o da "insan eti ağırdır rasim" derdi. anlamazdım.
-elimizde ne kalmış ki rasim abi?
+benim hala kimseye anlatmadığım anılarım var nuri.
-var di mi abi?
+yok nuri yok.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap