riftwar saga ^*

• unlu yazar raymond feist'in iki gezegen arasinda acilan bir gecit yuzunden baslayan bir savas esnasinda gecen olaylari anlattigi ve aslinda yazarin butun kitaplarini ve karakterlerini kapsayan bir background hikayesi de olan fantazi turunde bir seri. serinin kitaplari soyledir:
  magician the apprentice
  magician the master
  silverthorn
  a darkness at sethanon
  prince of the blood
• ayrica (bkz: riftwar legacy) ve (bkz: serpentwar saga)
• ithaki yayınları tarafından, ilk kitabı magician: the apprentice ekim 2002'de olmak üzere, yayımlanan dizi.
• david eddingsin elenium ve tamuli uclemesinden sonra en takdire sayan buldugum seridir kendisi. az uzulmemisimdir bu kitaplari da bittirdikten sonra o ayri..
• fantastik kurguda yaratıcılık açısından ancak robin hobb ile kıyaslanabilecek eser. gerçekten farklı kavramlar yeni fikirler bulmak açısından ilaç gibi seri
• cok da yaratici bulmadigim (fikir olarak) ama karakterleri ve kurgulamasi oldukca basarili oldugu icin okumaya deger buldugum seri.
• yazarının akıcılığı ve yarattığı dünya gerçekten uğraştığını göstermektedir. seri'nin kurgusu o kadar iyidir ki, yazar daha sonra yazdığı gediksavaşlarının ardından adlı üçlü seri ile o kadar başarılı olamamıştır. nice güzel serilere.
• lord of the rings'e gore cok daha kolay olan dili ve akıcı konusuyla artık boku cıkmıs olan dl ve fr'ye iyi bir alternatiftir...
• raymond e. feist imzalı fantastik kurgu roman serisi. ithaki yayınları.
  
  "bir zamanlar midkemia gezegeninde, bir büyücünün yanına çırak olarak verilmiş, bir öksüz olan pug, büyü marifetiyle açılan bir gedikten geçerek dünyalarına gelen, savaşçı bir ırk olan tsuranilere esir düşmüştü. orada bir köleyken, tsurani toplumunda büyük saygı gören yüceler meclisi'nce gücü fark edilir ve ona yeni bir ad verilir -milamber. meclis'in elinde, saklı güçlerini kullanmayı öğrenecek, bir eşi daha olmayan, kudretini iki dünyadan alan bir büyücü olacaktır.
  
  iki dünyaya da ait olan milamber, bir taraftan eski sahipleri shinzawailerin savaşı sona erdirmek için giriştikleri entrikalara destek çıkacak, bir taraftan da zamanın kendisinden bile eski olan bir düşmanla girişilen mücadelede yerini alacaktır."
• çok güzel başlamış, pug gibi bir efsaneyi hayatımıza sokmuş, macros gibi sağlam bir büyücüyü bizlerle tanıştırmış eliuzun jimmy ^* gibi bir hırsızı arutha gibi bir krondor prensi'ni görmemize neden olmuş muhteşem ötesi serilerden bir tanesi.
  
  lâkin gün geçt tikçe yazarının gözünü para hırsı bürümesiyle, kabaabirle içine sıçmış bırakmıştır. üstelik şu aralar sıvımaya devam ediyor. yazık ki bazı serilerin uzadıkça ilk zamanki tadlarını bile alamamaya başlıyorsunuz.
  
  ayrıca en sevdiğiniz karakterleri bir anda, hiç bir sebep yokken öldürmek -ki ileriki serilerde bunlardan çok göreceksiniz- ile adamın ne yapmaya çalıştığını hala daha anlamış değilim.
  
  kitapları dilimize ithaki yayınları'ndan çıkmakta. şu ana kadar çıkan kitap listesi şöyledir;
  
  gediksavaşları efsanesi
  
  1. büyücü (çırak) -1982-
  2. büyücü (usta) -1982-
  3. gümüşdiken -1985-
  4. sethanon’da karanlık -1986-
  
  krondor serisi
  
  1. ihanet -1998-
  2. kiralık katiller -1999-
  3. tanrıların gözyaşı -2001-
  
  gediksavaşları dünyasından
  
  1. asilkan prens -1989-
  2. kralın korasnı -1992-
  
  yılan savaşları efsanesi
  
  1. karanlık kraliçenin gölgesi -1994-
  2. tüccar prens’in yükselişi -1995-
  3. iblis kralın öfkesi -1997-
  4. kırık tacın parçaları -1998-
  
  imparatorluk üçlemesi
  
  1. imparatorluğun kızı -1987-
  2. imparatorluğun hizmetkarı -1990-
  3. imparatorluğun hanımefendisi -1992-
  
  artık okumuyorum. fakat conclave of the shadows serisini de merak etmiyor değilim. neyse bir çevrilsinde bakalım...
  
  çeviri demişken ithaki farklı çevirmen kullanma azizliğine uğramıştır arada sırada. mesela uzunel jimmy farklı kitaplarda eliuzun jimmy diye geçmiştir. ha çok mu mühim? bana göre öyle.
  
  her şeye rağmen serinin olumlu tarafları ile hatırlanması gerektiği kanaatindeyim. kendimle çelişiyor olsam da bir çok farklı ırkı (tsurani gibi) bizlerin hayatına sokmuş ve ilk başlardaki o olağanüstü kurusuyla okurken yerimizden zıplamamıza neden olmuştur.