*

  • sonunda muradına ereceğini öğrendiğim kişi..büyük işlerle uğraştığına bakmayın ben onun çocukluğunu bilirim..
  • kurtuba dergisinin son sayısında güzel bir giriş yazısı ile selamlamış, son sayfada "hareket nedir kavram nedir" bir güzel izah etmiştir. ben bile bu kadar süper bir yazı okuyacağımı tahmin etmiyordum. iyiki varsın selman ve iyiki bana hala bedava dergi yolluyorsun...
  • şu anda (12 şubat 2011) hilal tv'ye çıkmış olan kurtuba'nın genel yayın yönetmeni. kurtuba ve taşra-şehir kültür edebiyat algısı üzerine konuşuyor.
  • "avasas'ı ciddiye almayın" diye buyurmuş. çok alındım şahsen.
  • eğer kendisi ise; dudayeva olarak suriye operasyonu hakkındaki sözlük performansı midenin kaldırması zor dezenformasyonlar içeriyordu. kendince hak yolunda savaşılsa bile, her savaşta savaşın ilk kurbanı gerçekler oluyor. bu da yolu (bkz: bok yolu) haline getiriyor.
  • serbest çağrışım

    (bkz: barni moloztaş)
  • önceki gün kaleme aldığı yazısında fehim taştekin'in suriye günlüklerine eleştirilerde bulunmuş.

    --- spoiler ---
    geçen hafta radikal’de bir yazı dizisi vardı. fehim taştekin baas rejiminin kontrolünde şam’ı gezmiş. yazı dizisinde izlenimlerini paylaşmış.

    dış politika gündeminin suriye olduğu bir dönemde bu çalışma önemliydi. çünkü masa başında değil, bizzat olay yerinde yapılmıştı.

    taştekin’in yazı dizisini takdir edenler oldu. fakat, en az takdir edenler kadar eleştirenler de vardı.

    eleştirilerin temel noktası baştan sona baas yanlısı söylemlere yer verilmesi,

    sürekli olarak mezhep vurgusu yapılması,

    türkiye’nin mezhep temelli bir siyaset güttüğünün iddia edilmesi,

    muhaliflerden sıkça “terörist” olarak bahsedilmesi,

    ve hürriyet için meydanlara inen insanların yağmacılıkla, suikastçilikle ve fidyecilikle itham edilmesiydi.

    eleştirilerin haklılık payı var. çünkü yazı dizisini okuduğunuzda hep baas rejiminin ileri sürdüğü tezlerle karşılaşıyorsunuz.

    benim dikkatimi çeken iki şey oldu. birincisi, fehim taştekin’in eleştirilere verdiği cevap. taştekin suriye’deyken ilk yazısını muhaliflere ayırdığını söyleyerek olayı tek taraflı vermediği iddia etmiş. bahsettiği yazıda parmağı kopan bir ammanlı’nın hikayesi var. ancak daha hikayenin girişinde “halid’in parmaklarını yitirdiği gerçek ama hikayesi kurgu kokuyor” demiş. diğer bölümlerdeki baas tezlerini destekleyen hikayelerde nedense bu tarz bir söyleme rastlayamadım.

    ikincisi, suriye resmi haber ajansı’nın 19 nisan tarihinde geçtiği haber. ajansın haberinde yabancı bir basın heyetinin dera’da incelemelerde bulunduğu yazıyor. ifade aynen şöyle: “heyet silahlı terör gruplarının tahrip ettiği bina ve bölgelerde incelemelerde bulunuyor.”
    --- spoiler ---

    şimdi kendisine soruyorum.
    eğer yazdıklarında samimi ise aynı yazıyı türkiye'ye uyarlar, muhalifler/pkk, baas/tc kelime değiş tokuşuna gider.
    kendisi devlete isyan eden, sivilleri katleden pkk'lı teröristlere muhalif diyebilir mi?
    veya yağmacılık, fidyecilik, suikastçilik, tecavüzcülük ve nicesini yapan pkk'lılara hürriyet için meydana inen insan şeklinde tanımlayabilir mi?

    tanımlarsa beri gelsin, yoğun bir seed'er ekibi ekşi sözlük'te mevcut zaten.
    oradan bana haber çakarlar.

    ikinci olarak, türkiye’nin mezhep temelli bir siyaset güttüğünün iddia edilmesine alınmış.
    (bkz: recep tayyip erdoğan'ın aleviliği yuhalatması)
    (bkz: alevi kültüründe bile böyle bir anlayış yok)
  • üniversitelerde "suriye ve arap baharı konferansları" serisi yaptı.

    benim sayabildiğim iki ay içinde boğaziçi üniversitesi'nde, ağrı üniversitesi'nde, akdeniz üniversitesi'nde ve süleyman şah üniversitesi'nde konferans verdi.
  • daha üzerine yazı döşendiği röportajı kimin yaptığından habersiz. cumhuriyet ankara temsilcisi """"utku çakırözer""""i """""ufuk çakıröz"""" sanan müstesna insan. http://www2.milatgazetesi.com/…reden-memnun--/31153
hesabın var mı? giriş yap