• karambol yapilmadan once karambol yapilani yumusatmak icin kullanilan eski bi taktiktir. uygunilmasi esastir.
    (bkz: karambolor)
  • bir sevgi noktasından eşit uzaklıkta durmakta ve birbirlerinin ellerini sıkı sıkı tutmakta olan insanların oluşturduğu mutluluk ve huzur topluluğu
  • (bkz: ersin aybars)ın katıldığını söylediği şey. akabinde biz de kendisine sevgi çemberi yapmayı istedik ama kabul etmedi*.
  • ecstasy kullanımı ile birlikte doğal olarak gelişen durum.
  • nükhet duru'nun 90'larda trt için çektiği başarısız bir dizi. nükhet mayo ile gözükecek diye gazetelerde haber olmuştu havuzbaşı resimleri.
  • biz besiktaslilarin gol atabildikten sonra olusturduklari yumak
  • gsucampus lügatında footbag,hackysack olayına verilen isim..
  • ucu kapalı birşeyin içindeki sevgi nereye kadar? sorgulamasını yaptıran yanlış ta(nı)mlama.
    ayrıca sevgi üçgeni` :aşk üçgeni` deyince herkesin aklına ihanetsel mevzular geliyor da, sevgi çemberi deyince niye orjisel durumlar gelmiyor? o kadar şekil içinden bi üçgen mi boktan yani . peki çemberi masum yapan ne? el işaretleriyle küfür edileceği zaman, işaret ve baş parmağının kavuşması değil midir kendileri? içini doldurup daire, boyutlandırıp top` :küre de olur` yapıldığında gene nadide bir hakaret sözcüğü olmaz mı. ayrıca niye
    "öfke konisi", "sempati silindiri","nefret dikdörtgeni" filan gibi tamlamalar yoktur da onlar kadar normal bir duygu olan sevgiye çember makbul görülmüştür?
    (bkz: merak karesi)
  • dünyanın en yarrak kürek hareketi. bunu yapan bir insan grubuyla tanışmam 3-4 yıl öncesine dayanıyor. bir cumartesi günü yıldız teknik üniversitesi beşiktaş kampüsü'nde siz diyin 20, ben diyim 25 metre yarıçapında bir sevgi çemberi görmüştüm.

    n'apıyor lan bu değişikler dercesine bakarken "hummmm" sesi çıkartan ve yetkili bir değişik olduğu her halinden belli olan bir kız bana "siz de katılmak ister misiniz?" diye sordu. zaman yavaşlamıştı sanki, finch'in makinesine dönmüştüm, tüm olasılıklar beyin kıvrımlarımda farklı elektriklenmeler yaratıyor, tüm ihtimaller gözümün önüne geliyordu.

    o kadar çok evet demek istiyordum ki size anlatamam, lakin bunu yaparsam sevgi çemberinden ayrıldığımda hayatımı eskisi gibi devam ettiremeyecek ve ben, eski ben olmayacaktım. sevgisiz, yapayalnız kalmak beni öldürecekti.

    kızın gözlerinin içine bakıp gülümsedim ve reddedercesine dudak büzdüm. yetkili değişik, dudaklarını gerdirip gözlerini 0.00000001 km/s hızla kapatıp açarak beni iyice rahatsız etti. bu hareketinden sonra ondan ve sevgi çemberinden biraz tiksindim. fakat gözümün önünde arz-ı endam eden fit vücudu kendisinden tam anlamıyla tiksinmeme engel oluyordu. dozer izler gibi seyrediyordum bu sevgi, barış ve dostluk birlikteliğini.

    sevgi çemberi giderek benden uzaklaşıyor ve hayatımdaki sevgisizlik her geçen saniye etkisini biraz daha hissettiriyordu. tam o sırada sevgi çemberinde bir zayıf halka gözüme çarptı. sakalları bir oradan bir buradan çıkmış olan bir velet, elini tuttuğu kızı kesiyor ve pis pis sırıtıyordu. o ibneyi biraz kıskandım doğrusu. bunlar gerçekleşirken yan tarafımdan ise bir ses geldi:

    "düşüyor mu ki böyle?"

    galiba düşüyordu.
  • odtü'nün 1987'deki ilk bahar şenliğinde sevgi ve kardeşliği simgleyen çembermiş bu. öğrenciler, akademik ve idari personel el ele tutuşarak odtü'yü çepeçevre sarmış ve unutulmaz anlar yaşatılmış.

    (bkz: good old days)

    (bkz: portakalda vitaminken entry girmek)
hesabın var mı? giriş yap