• herhangi bir iş yerinde ücretli ve sigortalı olarak 120 gün çalışmadan gidemeyeceğiniz yer.
    (bkz: vizite kağıdı)
  • ölmek üzere olan bir insanı, birşeyi yok deyip, eve göndermek konusunda uzman hastaneler bütünü.
  • bazılarının eczanesinde ondan fazla banko varken sadece üçü çalışan, "telefonlu randevu sistemi hizmeti veriyoruz biz, artık sıra beklemeyeceksiniz" demelerine rağmen telefon numarasını düşürmeye çalışırken cinnet geçirmenize neden olabilecek, birbirinden acıklı görüntülere şahit olabileceğiniz ve ne yazık ki elinizden çok da birşey gelmeyeceğini gördükten sonra daha da üzülebileceğiniz yer. allah düşürmesin diyorum.
  • sefillik, rezillik yumağı sağlık kuruluşu, çaresiz bir şekilde gittiğinizde hastaneye yatırdığınız insana mı üzülseniz, yoksa şu lanet yere daha mı çok sinirlenseniz şaşıracağınız, etraftaki bir çok çaresiz insanı izlerken, halinize şükrettiğiniz, çaresizlikle, bin tane berbat his ve düşünceyle dolduğunuz, hademesinden doktoruna sürekli birşeyler ikram ettiğinizde sizden iyisi olmayan, hastaneler silsilesi. uzak dursun. şırınga bile vermeyip, sizi etraftaki eczanelere gönderiyorlardı. umarım bi nebze dahi olsa düzelmiştir.
  • hastayla olan ilişkiler konusunda çok başarısız olsa da işini iyi yapan, iyi çalışan hastaneler serisi. öyle ki iso 9000 almış hastaneler var arasında. en büyük problem kapasitenin üstünde iş yapmak durumunda bırakılmaları, dolayısıyla ortaya çıkan tarifsiz rezillikler ve bürokrasi işkencesinden kurtulabilip hastane hizmetinden faydalanabilmiş mutlu bir azınlık.
  • telefonlu randevu sistemini geçildikten sonra evden numara almamış insanların hastaneye gelip numara almak istediklerinde "numara yok artık burda, telefonla alacaksınız" cevabıyla karşılaştığı yer. hemen hastanenin önündeki kulübeden ya da cep telefonundan o hastaneye (kaldıysa) numara almaktan başka yapacak şey yoktur. bir ssk lı olarak mecbur kalmadıkça gitmediğim, başim dişim ağırdığında doğanın kendi işini kendi halledeceğini, her ağrının bir gün geçeceğini düşünerek kendimi iyileştirmeye çalışmama neden olan kuruluş. babam yıllardır ssk primi öder ama o paralarla rahatlıkla özel hastanelerde insan gibi tedavi olabileceğimizi farkettiğimde, devlet neden bizi kazıklıyor diye meraklanmıştım.
  • hemşirelerinin kalabalıktan mıdır nedir bilinmez iyice beceriksizleştiği hastaneler. kan alma konusunda sıfırlar evet. basitçe girebilecekleri damarı çok afadersiniz öküz gibi şişirip morartmakla kalmayıp, yaptığı hatadan dolayı da zerre pişmanlık duymayan, gittikçe ruhsuzlaşan bünyeler topluluğu.
    (bkz: ben bugün bunu gördüm)
  • stephen king dreamcather yazmasaydı ne olurdu a dostlar? burası var. bakırköy'de bir hastane. stephen king hadi diyelim 50 küsür yaşında, bir 50 küsür yıl daha yaşasa böyle bir yer hayal edemez. kırk korku-kabus temalı roman bir araya gelse böyle bir mekan çıkartamazlar. bütün koltuklar dolu, ablam 5 aylık hamile muayane odası mı ne skimdir oraya girmiş ben orada sandalyelerde bekliyorum. yanımda 7-8 yaşlarında bir çocuk telefonundan şabanoğlu şaban filminin ünlü sahnesi datdiri dat dat bölümüne çekilmiş komikçi bir dublajı izliyor. şaban farklı bir doğu aksanıyla konuşuyor. arkamda bir abla 'bizim bir tanıdık var 8 kere doğum yaptı 8'i de ikizdi, 16 çocuğu var' diye david lynch'i utandıracak bir hikaye girişi yapıyor, 3-4 yaşlarında bir çocuk koşa koşa gelip beyaz spor ayakkabıma tükürüyor, ehe ehe diye bakıyorum, babası orada adamın! türbanlı ama kaşları alınmış, böyle süslenmeyi seven türbanlıların genelde tercih ettiği renk olan sarı bir elbise giymiş, tırnaklar manikürlü, ojeleri yer yer yıpranmış kızcağız. sen bakırköy sigortaya 35 derece sıcakta uğra bi stephen. seni the shining yazdığına pişman edecek insanları tanı bi. utan utan!!
  • 2011'in türkiyesinde hala çoğu hastanesinde manav hopörlöründen anons yapmaktadır. eskiden sokakta gezen manavların söylediğinden nasıl birşey anlamıyorsak bu anonstanda bir şey anlamıyoruz.
hesabın var mı? giriş yap