• ilk olarak hilenin kesinlikle önüne geçildiğinden emin olabileceğimiz bir sistem olmalı.

    bu kadar müşahitin sandık başlarında beklediği, herkesin gözünü diktiği son seçimlerde alenen bu kadar hileyi gördükten sonra şimdiye kadar hiç gerçek seçim yaşamadığımız da gün yüzüne çıktı.
  • sandık başında olan durumun, her partiden temsilcilerin varlığı, seçim sisteminin en son basamağına kadar devam etmesi.
  • (bkz: 3 5 2)
  • üzerinde etraflıca düşünülüp bulunması gereken, ve adil olması gereken sistem.

    öncelikle seçim barajı kesinlikle kalkmalı. önüne gelenin fason parti kurup meclise girmemesi için yüzde 1'lik bir baraj olabilir sadece. milletvekili sayısı ve meclisteki oran, partinin türkiye genelinde aldığı orana yakınsamalı artık. şu mevcut düzen büyük bir ayıptan başka birşey değil.

    sonrasında başbakan ve bakanlar kurulunun seçilmesi için de meclis içi seçim sistemi olmalı. amerikalıların çoğu yerde uyguladığı draft gibi olabilir bu mesela. nasıl mı?

    partilerin milletvekili sayıları belirlendikten sonra her parti 1 başbakan ve 25 bakan adayı belirler. partiler milletvekili sayılarını para birimiymiş gibi kullanıp alınan oy sırasına göre kişileri uygun gördükleri bakanlıklara seçerler. başbakan 50, bakan 20 mv değerinde sayılır.

    örneğin:

    akp 320 mv
    chp 130 mv
    mhp 70 mv
    bdp 20 mv
    hdp 10 mv

    olsun.

    1 başbakan ve 25 bakan seçilmesi için ilk hak akp'nin olur. başbakan seçmek için akp 50 milletvekili kullanır, davutoğlu'nu seçer. davutoğlu artık başbakandır. akp'nin harcayacağı 270 mv kalmıştır. bununla draftın geri kalanında 270 / 20 = 13 bakan seçebilir. sıra chp'ye gelir, 20 mv kullanarak kılıçdaroğlu'nu içişleri bakanı olarak gösterir. mhp 20 mv ile oktay vural'ı enerji ve tabi kaynaklar bakanı seçer. bdp kendi sırasında ekonomi bakanını seçer, hdp bakanlık alamaz, sıra başa döner. bu böyle tüm bakanlıklar paylaşılıncaya kadar sürer. son bakanlık için kimsede 20 mv kalmamışsa, en çok mv'si kalan partiye seçme hakkı verilir.

    mecliste milletvekilleri oy oranına göre paylaşıldığı gibi, meclisteki tüm partiler oylarına paralel olarak hükümette de söz sahibi olurlar. hükümette yeralacak isimler kadar, partilerin elde edeceği bakanlıklar için kendi iç stratejiler de ister istemez oluşmuş olur. tabi bu doğal olarak tek başına iktidarı ortadan kaldırıp koalisyonlu yönetim sistemini getirmiş oluyor ama zaten demokrasinin olayı farklı kesimlerin ortak noktada buluşması demek değil mi? türkiye'de demokrasinin en büyük zarar gördüğü dönemler hep tek parti iktidarları olmadı mı?
  • (bkz: barajsız iki turlu dar bölge seçim sistemi)

    bu sistemiñ eñ önemli getirisi, d'hont sistemine gerek kalmaması. çünkü her bölgeden 1 mv çıkacak. dar bir bölgede %50+1 oy alan aday vekil olacak (%50'yi bulan yoksa ikinci turda eñ yüksek oy alan iki aday yarışacak). bölgeler ise, gerrymandering olmaması için, yerleşim esasına göre yoğunluğun tepe yaptığı noktalara göre ayrışacak ve bunu basit bir yazılımla yapabilirsiniz.

    diğer bir getirisi ise, her adayıñ yalñızca kendi bölgesindeki seçmenlere sorumlu olmasıdır. örneğin her mv adayı, yalñızca 55 milyon / 500* = 110 biñ seçmen ile seçileceği için kampanyasını sadece o seçmenler üzerinden yürütecek. seçildiği zaman ise o seçmene hesap verecek.

    ayrıca parti diktatörlüğünü de rafa kaldıracak çünkü her bölgeden yalnızca bir vekil çıkıyor. bu durumda partili vekil ile bağımsız vekil arasında bir fırsat eşitliği olacağı için parti içinde yer edinemeyen bir aday, bağımsız olarak seçime girip partili olandan daha çok oy alarak seçilebilir. yani partiler, halkın en benimseyeceği adayı bulup çıkarmak zorunda kalıyor.

    genel baraj olmadığı için bir bölgede yoğunlaşmış 55 biñ seçmen, seçilmek için yeterli ve gerekli olacak.

    ayrıca türkiye geneline yayılmış azınlık seçmenler için, türkiye milletvekilliği kontenjanı yapılabilir. böylece türkiye genelinde %1'i geçen partilerin genel başkanları veya yardımcıları meclise doğrudan girebilecek. eğer bölgelerden 500 vekil çıkarılırsa 50 vekile kadar olan kısmı bu şekilde düşünülebilir. örneğin bu 50 vekil için %1 barajlı türkiye geneli d'hont sistemi yapılabilir. yani tüm türkiye 50 mv çıkartan tek bir bölgeymiş gibi, %1'i geçen partiler arasında 50 vekil paylaştırılır. bunlara türkiye vekilleri denilir. 20 parti seçime giriyorsa, bunlarıñ 10 tanesi %1 üzerinde ise en düşük olanı eñ az 1 türkiye vekili çıkartmış olur, eñ yüksek olan ise maksimum 41 türkiye vekili çıkartabilir (en uç durum, böyle bir şey olması için türkiye geneli o partinin %90 oy alması lazım!).

    iki turlu olmasınıñ getirisi ise, bir seçim bölgesinde %50+1'i bulan hiçbir aday çıkmazsa, eñ yüksek oy alan iki aday arasında seçim tekrarlanır. böylece, diğer adaylara oy veren bölgedeki seçmen, o iki aday arasında en az sevileni saf dışı bırakır, en uzlaşmacı olanını vekil yapar.
  • il milletvekilliği sisteminin kaldırılması. örneğin her 100.000 oy için bir milletvekili kazanımı.
  • hepsinden önce milletimizi eğitip seçime sokmamız gerekiyor gibi gözükmekte..
  • barajın kalkmasına tamamen katılsam da, seçim yardımı konusunda iyi düşünülmesi gerekir. aksi takdirde devletin vermediği yardım kompradorlardan gelecek ve tamamen zenginlerin tahakkümü altında seçime gideceğiz. yani insanlar fikir ve projeleri ile değil, sadece sesini duyurabildiği (zenginlerden aldığı destekle oranlı) derecede başarılı olacaktır.
  • barajin makul seviyeye cekilmesi, akp yi en az yuzde 5 vuracaktir.
  • barajsız milli bakiye sistemidir.
hesabın var mı? giriş yap