• düşük bütçeli bir yapım olmasına rağmen bunu pek hissettirmiyor. oyunculuklar -özellikle harlan karakteri- oldukça başarılı. son dönem psikolojik gerilim türünde çekilen tüm filmler birbirlerine oldukça benziyorlar evet, bu filmde de türe aşina izleyiciler daha kolay tahmin yürütecekler belki ama yine de...
    kurgu ve ses yönetimini de ayrıca başarılı bulduğumu söylemeliyim.
  • 2005 yılı mahsulu paul fox tarafından yönetilmiş olan kanada yapımı film.

    sağ gösterip sol vuran filmlerden biriyle karşı karşıyayız. özellikle mekan ve kamera kullanımı açısından gayet doyurucu görüntülere sahip film, senaryonun verdiği gücü hisseden oyuncularının performansıyla iyi filmler kategorisinde yerini alıyor. harika bir psikolojik gerilim. tavsiye olunur.

    "she spent years getting into the mind of a monster... now he's getting into hers."
  • izledikten sonra insanda "ne gerek var böyle kurgulara" diye dusunduren bir film olması sebebiyle 10 üzerinden 4 veriyoruz. bittikten sonra "uff ya ne filmdi" diyerek etkisinden 2 saat çıkamadığınız filmlerden biri değil. ama evde daha iyi bir alternatif yoksa bunu izleyebilirsiniz tabi.
  • kanı bol gerilimi az fakat başarılı sayılabilecek bir psikolojik gerilim...baş karekter olan samantha rolünde ki kate greenhouse ile harlan rolünde ki aidan devine oldukça başarılı...bu türü sevenler için izlemenin vakit kaybı olmayacağı bir film...
  • "psikolojik gerilim sevmem ben ulen" diyenlerdenseniz demeyin; thriller sevenlerdenseniz izleyin. gayet leziz bi film. ustelik oldukca kisa oldugu icin de en ufak bogmuyor (takriben 70 dakika).

    --- spoiler ---
    baslarda "heneee funny games" hazzini yasattirip sonradan seyir degistirip hafiften david lynch'lesen oldukca guzel bi film.
    --- spoiler ---
  • imdb puanına inanamadığım, gayet başarılı psikolojik gerilim. geceye bir underrated film tavsiyesi bırak başlığını görünce kafamda ilk beliren film aynı zamanda. filmin başlığına gelince gerçekten underrated olduğunu da görmüş oldum.

    bu filmi izleyeli on yıldan fazla oldu, taze bir bilgiyle yazmıyorum bu yazıyı. izlediğim sırada çok etkilendiğim için başlığını boş görmek biraz üzdü.

    thriller sevenler bir şans versin derim. tıp etiğinin sınırları, aile içi ihanet, şahsi fobilerimin en tepesinde yer alan acımasız katil ve akıl hastalığının bir arada işlenişi, sürekli bir vicdan muhasebesi, "hayatta kalmak için bir başkasının canını alır mıydın?" sorusuna aranan cevap, ters köşe bir son. daha ne olsun.
hesabın var mı? giriş yap