• ing. müşteriyi satın almak istediği maldan daha pahalı bir mala yönlendirmek.

    (bkz: kakalamak)
    (bkz: çakmak)
  • bir kampanya'nın daha üst versiyonu ile değiştirme anlamında kullanılan terim. örneğin turkcell'de 12 ay taahütlü 1 gb kotalı internet kampanyasından faydalanıyorsunuzdur. gidip "hacı benim taahüdüm vardı ama ben bunu 4gb yapmak istiyorum" derseniz işte bu onlar açısından bir upsell olur. tam tersi içinse downsell terimi kullanılır.
  • siz pizza siparişi verirken sufleyi de arada kakalıyorlarsa, bigmac'in yanında 6'lı nugget'ı da satıyorlarsa, televizyon alırken +3 yıl garanti, telefon alırken çalıntıya karşı kasko alıyorsanız upsell'in ne olduğunu öğrenmek için çok geç kalmışsınız demektir.

    muhtemelen artık, neden menülerin değil de ana yiyeceklerin promosyonlu olduğuna, otellerin nasıl inanılmaz ucuz oda satabildiklerini daha iyi anlıyorsunuzdur.
  • satış işini bilen adamı deli eden şey,

    öyle ki mahalle manavı bile "abi o mandalinim de güzel de ben şundan vereyim daha iyi" dediğinde "senin apselini sikerim ibne bana tezgah çatma" diye coşası gelir insanın.
  • türkiye'deki en iyi örneklerinden biri ikea food'dur. ucuz yemek yemek için her gün binlerce kişiyi mağazalarına yönlendiriyorlar. muhtemelen mağazaya giren kişi sayısıyla, yemek yiyen kişi arasında bir korelasyon da vardır. mağazanın günlük satışıyla da karşılaştırıp, yemek fiyatlarını ayarlıyorlardır.
hesabın var mı? giriş yap