• kesinlikle rahat edilemeyen, yanınıza bir andavalın düşmesi durumunda iki katı uzun gelebilecek. bacaklarda ödeme yol açabilen, yurdumda trafik kazalarının duayeni olmuş yolculuk türü. otobüsle uzun gidecekseniz arabayı tercih etmeniz caizdir.
  • özellikle mevsim yazsa son derece keyifli olan yolculuklardır.alırsınız sırt çantanızı ve rahat bişeyler giyer gidersiniz. kendinizi özgür kız zannedersiniz. böyle asi bir görüntü filan.. ben bireyim , ben özgürüm, alır başımı giderim mesajları filan. ardından muhtemelen şöyle olur,
    - anne ben geldim otogardayım
    - tamam kızım sen bir yere gir bekle biz geliyoruz.
    - tamam hadi çabuk
  • yan koltuğun şans eseri boş olması uzun yolculukları çekilebilir kılar. böylece istediğiniz gibi yayılır, götünüz başınız daha az ağrıyarak gideceğiniz yere varırsınız.
  • bazıları öyle uzun sürer ki muavinler de şoförler gibi sırayla uyuyarak çalışır. trabzon'dan gaziantep'e giderken 17 saatlik yolda 3 ayrı muavin hizmet sundu bize, sağolsunlar. ya da muavin yolda evrim geçirmişti.
    yolculuk o kadar uzun olunca mütemadiyen duyulan cümle ise şu oluyor;
    - çay, kahve, kola, meyve suyu?
  • çok daha uzun tren yolculukları yapmak varken tercih etmeyeceğimdir
  • insanın sabrını sonuna kadar zorlayan bi taraftanda vücüdunda ağrımayan, tutulmayan yer bırakmayan, insanların daracık yere sığarak azıcıkta olsa uyku moduna geçmek için ekstra çaba sarf ettiği eziyet bir yolculuktur.
  • biletinizi kapı önüne aldığınızda kabusa dönüşebilecek yolculuktur. ayak uzatmak imkansızdır. aynı pozisyonda molalara kadar gidersiniz. molalarda da uyuşmuş olan ayaklarınızı açmaya çalışırsınız. yanınızdaki kişi sizi pencereye doğru sıkıştırıyorsa hiç hareket edemezsiniz. kan dolaşımı minimuma iner. mola yerlerini beklemekle geçer yolculuk.
  • ayaklarda ve diz kapaklarındaki uyuşma haricinde çok sevdiğim yolculuklardır. özellikle akşam üzeri başlayanları makbuldür. hava kararmasına yakın kalkan otobüste önce veda ettiğiniz şehri izlersiniz, yaşasın gidiyorum uzaklaşıyorum hissi vardır kendinizi özgür hissedersiniz. hava kararana kadar etrafı izleyip hayaller kurarsınız, hava karardıktan sonra film izleyerek devam edersiniz yolculuğunuza. ara sıra uyuyup mola anonsuyla derin uykunuzdan uyanırsınız. havasız otobüsten inerken otoban kenarındaki dinlenme tesisindeki hava dünyanın en temiz havası gibi kokar. tuvalet ihtiyacı giderir ve tesisteki tozlanmış ayıcıkları incelersiniz. sonraki 3 mola yerinde aynı döngü tekrarlanır. her moladan sonra müzik dinler ve yine uykuya dalarsınız. güneş doğduğunda artık yolculuk bitmek üzeredir ve bu sefer de uykulu gözlerle etrafı seyrederek yeni şehrinize ulaşmanın keyfini yaşarsınız.
  • ayakta conversle yapılmaması gereken yolculuklar. hele ayak hafiften taraklıysa. bir ayakkabı durduğu yerde adamın a. koyar mı?
    (bkz: durduk yerde adamın amına koyan ayakkabılar)
  • otobüslerde radyo yayını yapıldığı zamanlarda olmazsa olmaz şarkısı sertap erener-unutursun olan yolculuklar.

    edit: turuncan53'ün uyarmasıyla anlaşıldı ki burda hiç birşey doğru yazılmamış. bu kadar mı özensiz entry yazılır anlamam ki! doğru şarkı ve şarkıcı söz bitti ve sertab erener olmalıymış. kendisine burdan teşekkürlerimizi bildiriyoruz.
hesabın var mı? giriş yap