• türkçe'nin, özellikle argo ve küfürde zengin, ve yaratıcılıkta son derece derin olmasının verdiği zevki, başka dillerde bulamamak, akabinde hissedilen burukluktur... örnekle açıklayacak olursak, türkçe konuşan biri, ummadığı bir durum karşısında, dolu dolu bir

    - hassiktir!

    çeker. ingilizce, almanca ve ispanyolcada ise bunun karşılığı bildiğiniz bok'tur. (shit, scheiße, mierda)

    veya ne bileyim, bir "senin ananın .mına çam diker gölgesinde sülaleni siherim!"i birebir ingilizceye çevirmeye kalkarsanız:

    - i'm gonna plant a pine tree on your momma's pussy and fuck all your family under its shadow!

    olmuyor gördüğünüz gibi. o tadı vermiyor, iğreti duruyor.
  • özellikle erkeklerin tekme tokat birbirine girmek üzere olduğu kavgalarda türkçe küfür edebilmenin onlara verdiği tatmin daha net ortaya çıkar. her iki erkeği de zorla zapteden birer gurup vardır. onlar da birbirlerini dövemediklerinden, var olan küfürler içinde r harfi geçenler seçilip, o r'lere hakkını vere vere o küfürler savrulur:

    -orrrrrross.u çocuğu.

    şimdi kendi dilimizde tatmin yaratabilen bu küfür için bir de ingilizce'de bir vurgu yaratmaya çalışalım:

    -sooooon of a biiitcch...

    gördüğünüz üzere bir küfürden ziyade bir slogan gibi durdu. hani sanki "işte karşınızda ünlü boksör sinaaaan şamiiil" gibi oldu.

    bir de bunun daha beteri "y.rrrrrağımı ye" vardır ki o da:

    -eaaat my diiiiick, şeklinde söylenebilir ama bu sefer de küfrü eden karşı tarafa değil kendine küfretmiş gibi olur. olmaz yani. denemeyin.

    ha tabii kadınlar açısından bakıldığında, günlük hayat içinde ufak bir şeye sinirlenip (örneğin otobüsü 5 saniye farkla kaçırmak gibi) arkasından "oh shit" demenin tadı da bir başkadır. ayrıca onun, bunun yerine "ağzına s.çayım" demesini de kimse istemez.
  • türkçe konuşan bir insan için yaşanan doğal bir tatminsizlik bence. çünkü başka dillerde bu kadar çok küfrün olduğunu sanmıyorum.

    yani mesela dalyarak kelimesini ele alalım. bu kelimenin ingilizce karşılığı yok ulan. bing'de çevirince cocksucker yazıyor ama kelime onunla aynı anlamda değil ki. ingilizceye veya başka bir dile çeviremeyeceğin bişey bu. sonra senin ağzını yüzünü sikerim orospu çocuğu diye kavgaya dalma olayı var ya, mesela bunu japoncaya nasıl çevirirsin? ilk kelimeden japon kardeş kalp krizi geçirir heralde. çok saygılı çok efendi insanlar olduklarından japoncada hiç küfür kelimesi olmadığını varsayıyorum. hiç bilmediğim dilleri dinlediğimde (filmler ve şarkılar vasıtasıyla) o dillerde küfretmenin nasıl olacağını düşünürüm. kültürlerine az çok baktığımda yine türkçedeki kadar lezzetli küfredemeyeceğimi varsayarım.

    yabancı diller arasında bir tek almancada çok güzel dolu dolu küfredilebileceği kanaatindeyim. filmlerinden etkilenmiş olabilirim asdfghjghfgdfs yoksa dili bildiğimden değil.
  • ağız dolusu söylenemediğinden olabilir
  • (bkz: heralde amk)
  • (bkz: mesut özil)
  • katilmiyorum, bazen" fuck them all" benim bir butun gunumu kurtarabiliyor, "you fucking idiot" demek bana dolu dolu geliyor sanki tam icinden gecenleri kapsarmis gibi. sanirim asimile oluyorum.
  • çünkü o dilin içinde büyümemişsindir o yüzden bilincinde değilsindir, başıma sık sık gelen durum. sevgi ifadelerinde de aynı i love you dediğinde "seni seviyorum" demek kadar içini tutuşturmuyor insanın.
  • bizim o ağız dolusu jargonumuza oturmamasından kaynaklıdır. cem yılmaz bunu çok iyi özetlemiştir (bkz: i said stop the carriage you son of a bitch)
  • (bkz: fuck off)
hesabın var mı? giriş yap