• vasat amerikalı(?) imgesine öykünen seküler ege çomarlarının alamet-i farikası. senin kültürel arkaplanın bu toplumun dinamiklerince şekillendirilmiş, aklının hudutları bab-ı garb'ın ötesine geçmez, senin neyine salyalar akıtarak amerikan kültür endüstrisinin zırvalıklarına sarılmak?

    biraz entelektüel olanlarınızın bile kendine faydası yok. ahmet adnan saygun'suz, bela bartok dinlenmez; bergson'u imam gazali'siz okuyamazsınız; braque şeker ahmet paşa olmadan seyredilmez. örneğin, kieslowski dekalog'u yarattığında polonya'da müthiş bir televizyon-dizi kültürü yoktu. hülasa, küffarın aklına güvenmeden evvel kendi toprağınızda bir şeyler üretmeye çabalayın, talebiniz karşılanmıyor ise talebinizi belirginleştirin; ucuz amerikan kültür propagandasına tamah etmek kısır ahmakların işi.

    (bkz: game of thrones asalağı)
    (bkz: kültürel kimlik krizi)
    (bkz: ipsala'da sabahlayan türk)

    hamiş: akasya durağı yahut diriliş ertuğrul izleyen bir insan olduğum önkabulüyle argüman üretmeye çalışmanız gülünç bir girişim zira elimizdeki mevcut üretimin dış üretime alternatif teşkil ettiği iddiasında değilim, hatta bana kalırsa bu ülkeden doğru düzgün ürün çıkmıyor. ben yalnızca alternatif bir hareket alanı öneriyorum, benim derdim bir şeylerin islam'ı içkin ya da islam'a içkin olması değil; ben küffar tarafından bir şeylere telkin edilmiş olmak istemiyorum; zira fikren-manen kendilerinden üstün olduğuma ilişkin kuvvetli bir itikadım varsa buna reel karşılık üretmeliyim, aksi halde tutarsızlaşırım. bu yüzden küffarın ilmi, felsefesi, sineması, dizisi ehven olsa dahi ona meyletmekten kaçınıyorum. enfal suresinde "allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır." yazmıyor mu? o halde varayım küffarın tuzağına düşeceğime allah'ın tuzağına düşeyim.

    bir de şuna açıklık getirmek gerekiyor: isevi, küffar değil ehl-i kitaptır. dünyada tek küffar var: sermaye... sermayeyi allah'ı belleyenden de onun ürettiğinden de imtina etmek gerek. yoksa imam gazali'ye ne kadar ihtiram ediyorsam heidegger'e, bergson'a, zizek'e, althusser'e de o kadar ederim. mesele, birbirine başat, baskın gelmeyle alakalı değil.

    hamiş: hem cahilsiniz hem ukala; sadece türkçe ve ingilizce bilip burada semantik dersi vermeye niyet ediyorsunuz, tek bir dil işaret edemezsiniz ki seyretmek-izlemek lafzları arasında edimbilimsel bir ayrıma sahip olsun.

    derdiniz bir şey bulayım da ukalık yapayım ekseninde seyretmesin; hakikaten bir şey biliyorsanız öğretmeye çabalayın, öyle ergen çocuklar gibi alttan laf sokuşturarak karşı-söylem de üretilmez, semantik de anlatılmaz.

    (bkz: yuşahidune)
    (bkz: regarder)
    (bkz: to watch)

    `edit 2:`sözcük seçimi üzerinden lagaluga yapan arkadaş girdisini silmiş.
  • insanları izlediği dizilerin milliyeti ile kategoriye ayırma ezikliği.
  • halbukisi yabancı marka otomobilinden inip, yabancı marka telefonuyla konuştuktan sonra, yabancı marka televizyonunda, yabancı marka kamera ile çekilmiş türk filmini izlemek süper.

    ben milliyetçinin daniskasıyım ama akılcı olmayan bir milliyetçilik bir boka yaramaz.
    birde izlenmez mi lan şunlar allasen (bkz: breaking bad) (bkz: seinfeld)

    edit: imla
  • (bkz: izlemek) (bkz: #64032580)
    (bkz: seyretmek) (bkz: #64032602)

    sürekli türk dizisi "izleyen" arkadaşların zekaları ve kelime dağarcıkları epey bir gelişiyor; başlıkta da gördüğünüz üzere.
  • ekran başında dikilmemek aptallık mı oluyormuş şimdi anlamadım?

    sayın "seküler olmayan ege çomarı " beyle kulak hizasında iki elimin işaret parmaklarıyla parantez yapıyorum şuan seküler olduğum için *
    nickin de biraz özgün olaymış ya. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
  • aptallıktır. azıcık milli ve yerli olan açar kısmetse olur izler.
  • acayip analiz kasılmış, sınırlar zorlanmış bir başlıktır.

    bakınız, ege demiş, çomar demiş, izlemek demiş...

    (bkz: bu çocuk olur)
  • doğru düzgün türk dizi'si varda biz mi izlemedik.
  • ismini yozgat'ın bir köyünden alan "jean baptiste jacqueline"in açtığı başlık.

    başka sorum yok.
  • anlatım bozukluğu içeren başlık. nasıl düzeltilir bilemedim. hadi başlığı düzelteyim diyorsun bu sefer de yazar elinde kalıyor.

    (bkz: yabancı dizi izleyen türk aptallığı)
hesabın var mı? giriş yap