*

  • anadolu' da yaşayan rum ve ermenilerin fazla şöbiyet yemekten dolayı nasıl buharlaştıklarını akılcı bir şekilde anlatıp bizi ikna eden, kürtlerin karda yürümeyi seven türkler olduğu konusunda göz ardı edilemiyecek kanıtlar ortaya süren, güzel ülkemin milliyetçileri tarafından, bir bu yunanlıların bir de arapların yedikleri ekmeğe (bkz: türklerin karnesiz ekmek dağıttığı milletler) nasıl nankörlük edip nasıl osmanlıya ihanet ettikleri bir türlü anlaşılamamıştır. doğru ya özgür ve bağımsız yaşamak sadece türklere bahşedilmiş bir ayrıcalıkken nasıl olur da bizim medeniyeti, kardeşçe yaşamı, felsefeyi, matematiği, pinpon ve su topu oynamayı öğrettiğimiz , malkoçoğlu, battal gazi gibi cengaverler ile yüzlerce yıl güvenliğini sağladığımız sümüklü araplar ve yunanlılar osmanlıdan ayrılmak isterler. hele o araplar yok mu ah! bizi arkamızdan vurdukları dagger darbeleri ile hacamat eden.

    hem sorarım size, ayrılmışlar da ne olmuş? osmanlı ile devam etselerdi şu an türkiye gibi medeniyetin zirvesinde barbekü partisi yapıyor olabilecekken bakın bu gün bütün arap ülkelerinde insanlar pilavı elleri ile yiyorlar ve erkekler entari ile dolaşıyor , bakın yunan ülkesine iflas bayrağını çekmiş elin ispanyolundan, fransızından medet umuyor, para dileniyor. ee tarihin sopası yok! mesela benim yunan arkadaşlarım da var hepsi keşke osmanlıdan ayrılmasaydık diye dövünüp duruyorlar.
  • osmanlı'ya ve türklere karşı yapılmış olduğu halde bizim neredeyse hiç bilmediğimiz bir savaştır.

    bizim tarihimiz sadece navarin'i ve 1828-1829 osmanlı rus savaşını anlatır. bu savaşlar anlatılırken "işte yunanlılar da mora'da bi yerlerde isyan çıkarmışlardı." gibi umursamaz bir tavır vardır. yani yunanlıların kend bağımsızlık mücadelesi tali-basit bir şeydir. asıl olan navarin'deki deniz savaşı ile rusya'ya yaptığımız savaştır. yani yunanistan'ı kaybetmemizde yunan isyanının neredeyse hiç rolü yoktur. bu bağımsızlık tamamen büyük güçlerin eliyle gerçekleşmiştir.

    halbuki yunan tarihi farklı anlatılır. bu bağımsızlık tamamen kendi başarılarıdır. rusya'dan ve diğer batılı devletlerden aldıkları yardım talidir. bu bağımsızlık 1821-1833 yılları arası 13 yıl süren kuva-yı milliye tarzı örgütlenmenin başarısıdır. vs vs.

    iki anlatının da kendisi açısından haklılık payı var. ikisinin de ciddi bir abartı payı var. artık ortaya karışık bir fikir geliştirmek gerekir. yalnız bizim, osmanlı'dan ayrılan milletlerin bağımsızlık kazanmalarına ilişkin bilgilerimizin ucuz milliyetçilik ve cehalet örneği olduğu da bir gerçek. bunu da kabul etmek lazım.
  • küçük asya felaketi gibi bir tanım, yunanlılar kullanır.
  • bazı rumların gurur duyduğu sözde savaş. bugün 'yunanistan' denen bölgede çoğunluk bile olmayan, bunu değiştirmek için mora'da onbinlerce türk köylüye karşı katliama girişip türk ordusunu görünce kuyruğunu kıstırıp kaçanların ingilizlerin, fransızların ve rusların sikiyle gerdeğe girip kazandıkları sözde başarı. 'sözde' derken başarıyı küçümsemiyorum, başarıyı kazananların yunanlıların olmadığını söylüyorum. o değil de bu yunanlılardaki türk düşmanlığının sonu ne zaman gelecek bir bilen var mı? türklerde yok, hiç olmadı, olmayacak da. niye mi? insanlar kendi seviyesindekilere veya kendisinden üstün gördüklerine 'düşman' sıfatı takarlar. eski vilayetimize, eski tebaamıza niye düşman olalım ki?

    edit: bazıları "türkiye milli mücadelede rusya'dan, abde'den, fransa'dan yardım almamış mıydı" gibi parlak fikirler ortaya atmışlar. birincisi rusya ve fransa fiilen işgalci ve düşmanlarımızdı. (düşman lafını yukarıdaki bağlamda kullanıyorum) rusya'da devrim olduktan sonra bize çeşitli yardımlarda bulunulduğu doğrudur lakin o yardımların hiçbirisi rusyanın kasasından çıkmamış, sovyetler birliği egemenliği altında yaşayan soydaş türk halklarından gelen yardımların yüzde 90'ına sovyet devleti tarafından el konulmuş, sadece yüzde 10'unun türkiye'ye gönderilmesine izin verilmiştir. bunun nasıl bir yardım olduğuna siz karar verin ondan sonra yunanistanla kıyaslayın. fransa'ya gelince milli mücadelede bırakın yardımı, kuvay-ı milliye ile sike sike gönderdiğimiz düşmanımızdır. abd'den ise nasıl bir yardım aldığımızı gerçekten çok merak ediyorum. bir de bunları yunanlıların arkasındaki güçlerle kıyaslarlar, hey allahım!

    ilgilenenlere: bu entylerde sovyet yardımı denen balonun iç yüzü (ikincisinde kaynak verilerek) anlatılmış.
    (bkz: kurtuluş savaşı'nda sovyet yardımı/#18190145)
    (bkz: kurtuluş savaşı'nda sovyet yardımı/#22931754)
  • her bağımsızlık savaşı gibi dış güçlerin yardımıyla gerçekleşmiştir.

    o sebeple bok atmanın, laf sokmanın gereği yok. sanki biz istiklal harbi'ni yaparken rusya'dan, kafkas devletlerinden, fransa ve abd'den maddi / manevi yardım almamışız gibi davranmak niyedir bilmiyorum...

    adamlar gelmiş bizi yenmiş, hatta biraz şanslı olsalar 90 yıl önce bütün ege'yi de alacaklardı. neyi tartışıyorsunuz ki?
  • bir toplantıda ; attila ilhan şöyle bir söz etmişti;

    "..yunanistan ile bizim ilişkisi baba-oğul ilişkisi gibidir.. yüzyıllarca yönetimimizi kabul etmiş bir hareket bir gün isyan edip, bağımsızlığını istemiştir. babasından ayrılmıştır.."
  • bağımsız yunanistan için osmanlı'ya karşı verilmiş bir savaş. sonunda başarıya ulaşsa dahi, osmanlı askerinin yaptığı tecavüz ve zulümler her savaşın olduğu gibi bu savaşında kirli yüzünü gösterir. osmanlı askeri tecavüz etmesin diye elele tutuşup dans ederek teker teker uçuruma atlayan yunan kadınların ne yazık ki zaferini göremediği büyük mücadelenin diğer adı.
  • balkanlardaki türk ve müslüman halklarının soykırım başlama tarihidir. bu soykırım 100 yıl boyunca devam etmiştir.
  • şu videoda ele alınmıştır:
    https://www.youtube.com/watch?v=lrnsjziyqy8
  • teknik olarak, türk kurtuluş mücadelesi ve dünyadaki diğer kurtuluş mücadeleleriyle aynı haklılığa ve meşrutiyete sahiptir.

    türk yapınca ey şanlı ordu, türk'e yapılınca vay nankör demeyi bırakmamız gerekiyor sanki.
hesabın var mı? giriş yap