• (bkz: bentley)
    (bkz: rolex)
    (bkz: pırlanta)
  • günümüz tüketim toplumunda doğal olarak kullanılan markalardır. özellikle asya ülkelerinde ve de henüz gelişmiş ülkeler seviyesine gelememiş avrupa* ülkelerinde yaygındır markaları bir zenginlik göstergesi olarak kabul etmek.

    bi de bu var tabi;
    (bkz: kime göre neye göre)
  • (bkz: zengin)
    (bkz: mal)
    (bkz: zugurt)
    (bkz: cene)
    (bkz: yorgun)
  • işe yaradığı dönemler olmuştur bunun.

    şimdi şöyle ki; ben diyeyim yıl 1550 filan sen de 1650 öyle bir şey. geçmiş zaman unuttum. o devirde mp3, ipod bilmemneyi bırak lambalı radyo bile yok. ama her zaman olduğu gibi eğlence var. işte balolar düzenleniyor, adam müthiş beste yapmış onu çalıyor filan. ama herkese çalıyor. üç kuruş beş kuruş ne verirlerse kazanıyor. bana çalıyor, sana çalıyor sorun yok. ama aynı adam gidip medicilere de çalıyor. işte burada zenginlik devreye giriyor. italya'nın corleoneden sonra en meşhur ailesi mediciler bunu hazmedemiyor. "kardeşim sen bir gel bakalım şöyle" diyerek sanatçıları yanlarına topluyorlar. rönesansın eşiğinde olan ama henüz bunun farkında olmayan italyan sanatçıları bildiğin "kenan doğulu-ailenizin sanatçısı" formatında medicilerin etrafına toplanıyor. mediciler bastırıyor parayı balkonlarından floransa kentine yayın yaptırıyorlar canlı.

    manzarayı düşün. dışarıda tek eğlence çalgıcı takımı ve mediciler bu adamları toplamış balkonda çaldırıyorlar. hem de himayalereinde. öyle masaya çağırmak gibi değil. ömür boyu bakıyorlar sanatçılara. canları isterse aşağıdaki sefil halka da dinletiyorlar balkondan. yani ne diyor: "hahayt sen öyle aşağıdan bakarsın işte. benim param çok ben ister böyle balkondan floransayı inletirim ister salonumda oturtur her birinin üstüne dantelli örtüler dizerim" diyor. tüm floransa'ya medicilerin gücünü gösteriyor. adamlar bir yandan zenginliğimiz göstereceğiz derken diğer yandan sanata büyük destek de vermiş oluyorlar. ressam, heykeltıraş bilumum zevat bunların himayesinde floransada yavaş yavaş rönesansın kapılarını aralıyor. sonra oradan fransa, oradan tüm dünya rönesans ışığıyla aydınlanıyor. sıra türkiye'ye de gelecek diye bekliyoruz. sen hala boğaza karşı havai fişek atıp çakkıdı çalarak zenginliğimi göstereceğim diye uğraş dur.

    konuyla ilgili özlü bir söz de var.
    (bkz: neden biz müze kurmuyoruz selim)
  • sofrada üç çeşit zeytin.
    diğer tüm emareler fasa fiso.
  • hayvani hesaplar karşılığında minnacık porsiyonlardır.
  • sofrada mozarella peyniri. zira 60 liraya yakındır normal girişi türkiyeye.
  • (bkz: göbek)*
  • sehpanın üzerinde duran robb reportun son sayısı.
hesabın var mı? giriş yap