• aşağıda pek çoğunu çevirdiğim mektup

    s400 alınması kararından vazgeçilmediği sürece f-35'in türkiye'ye teslimi yapılmayacak demiş. s400'den vazgeçerseniz f35 veririz demeye getirmiş. telefonda konuştuk ama bir de yazılı gönderelim demiş.

    s400 konusu netleşene kadar, yeni f-35 eğitim programı olmayacak. türkiye'nin f-35 programıyla ilgili yer aldığınız aktiviteleri durdurduk, 12 haziran'daki toplantı ve programın yönetimi ile ilgili dokümantasyonda türkiye olmadan yürüyecek diyor.

    bunlar caatsa'nın dışındaki aksiyonlarımızdır. s400 alınmasına karar verilirse kongrede türkiye'ye caatsa yaptırımları uygulanması konusunda çok ciddi bir kararlılık var.

    bunun dışında s-400 almanız türkiye'nin nato ve abd ile ilişkisini geliştirme ve işbirliğini sürdürme yeteneğini zorlaştırır, türkiye'yi stratejik ve ekonomik olarak rusya'ya bağımlı hale getirir, türkiye'nin oldukça nitelikli savunma sanayisinin ve ekonomik gelişim hedeflerinin altını oyar deniliyor.

    bu yolu takip etmek iş gücü kaybı, kişi başına düşen milli gelir ve uluslararası ticarette kayıplara yol açar.

    başkan trump'ın ikili ticarette 20 milyar dolardan 75 milyar dolara çıkma sözünün de caatsa yaptırımları varken gerçekleşmesi oldukça zor olacaktır deniyor.

    bu konuyu umarım karşılıklı saygı çerçevesinde halledebiliriz, derin güvenlik işbirliğimizi koruruz. cevabınızı bekliyorum , devam eden görüşmelerimiz neticesinde rotamızı çizeceğiz deniyor.
  • bu konuda bir şey söylemicem. sözlüğümüzü de kınıyorum, beni aylardır çaylak olarak tutuyorlar. yetkili birisi ile görüşmek istiyorum.
  • ne kadar sikimtirak mandacı zihniyet varsa bayram ettiği mektuptur. beyler gavurluğun adı “dünya vatandaşı” demek değildir. türklerin kullandığı kelimeleri telefaffuz ederek bir şeyler söylüyor olmanız da türk olmak değildir. türk kelimesi masa sandalye gibi anlamını kendi fiziki şeklinden almaz, yaptığı veya yapmadığı fiillerden kazanır. kapına gelen mazluma yardım edersen türksün, etmezsen türk değilsin.
  • yani biz s-400 ü çok da istekli almadık. bu karekter zafiyetine uğramış abd’nin zorlamasıyla aldık. eğer abd düşman safımızda ise neyleyim ondan gelecek silahı. ne füze savunma sistemimiz onu vurur ne f-16 ne de f-35. dost listesinde idiyse zamanında vereydi füze savunmayı (sanki hibe ediyor, paramızla alamadık), dost idiyse ypg’ye niye bizim paramızla alamadığımız silahları oraya beleşe vermekte? hükümet doğru yada yanlış bir karar almış ve s-400 ile anlaşmış. vatandaş olarak ve menfaatlerimiz gereği kesinlikle bu doğru yada yanlış kararın arkasında duruyorum.
  • abd'ye cevabını hemen vereceğimiz mektup:
    "ya abd, güzel kardeşim abd, sen bize fazla zoom yaptın galiba. o google earth'de baktığın ölçek 10m falan değil ha, iyi bak. 10 inç o. ufak bişeye bakıyorsun yani. baktığın şey füze bataryası falan değil ki, buz kalıbı o. bildiğin buz için kalıp işte... sibirya'dan buz getirtiyoruz da biz..."
  • boyle bir mektup ne amacla medyaya servis edilir ki?
  • hulusi akarda ona mektup yazsin mk.
    yada bize mektup falan gelmedi desin.
    siz mektup yollamayinca bizde gidip ruslarla anlastik desin bence.
  • canı sıkılan ya da türkiye ile derdi olan kim varsa sayın (bkz: hulusi akar) paşama cellaleniyor. fetöcü ibneler esir aldı, yeni akit densizi eşek dedi, yok amerikalı tehdit eder... derdiniz ne lan yavşaklar, (bkz: şamar oğlanı) mı bellediniz koskoca paşayı!
  • daha önce de iki hafta süre vermişlerdi. ne abd bizden vazgeçebilir ne de biz onlardan, bi şekilde bi yol bulunur
hesabın var mı? giriş yap