• mercedes sprinter markalı araç, pencerelerine açılabilen bir cam koymayarak, pencereleri komple kapalı üreterek sorunu kökten çözmüştür. dolmuş ekipmanı içerisinde klima gibi bir teknoloji de olmadığından bu marka minibüse binen yolcular "ulan biri binse, biri inse de azıcık nefes alsak" diye birbirlerine baka dururlar.
  • camın kaydığı kızağın arasına silikon cam izolasyonu tıkılması, veya vida çakılması, veya kilitli olması, veya açınca "kapa kardeşim" diyen yolcuların olması sebebiyle zor anlar yaşatan camlardır. bu sıcak ve nemli yaz aylarında o camları açamayınca, isyan edip dolmuşu yolcularıyla beraber yakasım geliyor...
  • inatlaşma sonucu güç göstersine dönüşür kimi zaman
    sen çektikçe o açılmaz
    etraftan delikanlı adamsın bi camı açamadın bakışları gelir
    hele bi de cam ters tarafındaysa s.çtın
    kolunu kırmak pahasına açmalısındır o camı
    derin bir nefes alınır ve asılınır cama
    izleyenler daha bi heyecanlıdır artık
    açabilecek mi acaba camı, bizi bu havasızlıktan kurtarabilecek mi diye
    kaslar şişer kolundaki
    muvaffak olursan zafer kazanmış bir komutan edasıyla oturursun koltuğunda
    yok açamazsan o fena işte
    sevimli ve sakar gülümsemesini takınırsın suratına
    yapamadım dersesine masumca silkersin omzunu
    ta ki başka bir babayiğit deneyene kadar
    o da açamazsa ben demiştim dercesine bakarsın etrafına
    yok açarsa zaten en yakın durakta ineceksindir zaten
    ama bundan daha fecisi de vardır
    o kadar çabalamış camı açmışsındır
    bir dakika olur olmaz bir ses gelir "camı kapatabilr miseeennnn"
    dünyanın başınıza yıkıldığı andır
    nasııı yaa dersin
    benim bu kadar uğraşlarım boşuna mı ...
  • yazlari insani tarifsiz acilara surukleyen camlardir. istanbul trafiginde dur kalk esliginde bir saat boyunca uzerine buyutec tutulmus karinca gibi hissedersin. o kilidi alip soforun gotune sokasin gelir.
  • küçüük, küççücükken bir tanesini ipnelikten kurtararak açtığım ve akabinde minibüs haywanından (aslen şöför koltuğundaydı, ama bize öyle gelmiş meğer haywan imiş kendisi) kallavi bir hönkürme yediğim malzeme.

    mevsim yaz, hava sıcak ve ben 12-13 yaşlarındayım, kadıköyden maltepe minibüsüne binmişim, şöförün hemen arka koltuğuna oturmuşum..

    çocuk halimle, camı açmak istemiş, "her ne hikmetse" "plastik cam kilidinin ustune bağlanmış olan demir tel" i farketmişim. "hırsızlar girmesin diye" düşünerek önce teli, sonr acamı açtım...

    ve akabinde "hhooaargghoorrkkaagoraaaaa" gibi bir unlemle dövülme raddesine geldim.

    "görmüyormuşum kapalıymış, ne açıyormuşum"

    be mna kodugumun evladı, gelıp de senın özel hayatına girmedik, parasını verdik yolculuk edecegız, ıcerıde hava olmadıgından camı acalım ıstedık. madem camının kilidi bozuk git yaptır, saçma salak yontemlerle kımseye ezıyet etme.. kendıne de 20 sene sonra bile böyle kufrettırme..
  • eğreti çözümler konusunda bir numara olan yurdum minibüs sahiplerinin şahane bir fikirle çözdüğü sorundur aslen.

    açılması gereken camın bitimine metrik vidayı çakar sabitlersin.. hop sittinsene açılmaz o cam.. "oldu da bitti maşallah"...

    her ne hikmetse acelem olduğu zamanlar bindiğim minibüsün camları kesin kilitli olur..

    (bkz: sen çok yaşa mörfi)
  • açılsa bile dolmuşa binen yaşlı teyze tarafından anında kapatılan camlardır.

    yazın ortasında bile üşümeyi başarabilen sevgili teyzelerimizin ağızlarından eksik etmedikleri "cereyan" sözcüğü eşliğinde açık kalmayı başaramazlar.
  • dandik minibüslere kolayca girip , ışık ve renk dolu dikiz aynalarını , arabesk skinli kaset çalarlarını çalmasınlar diye açılmaz hala getirilmesidir. bu açılmayan minibüs camlarını diğerlerinden ayırt etmek çok kolaydır . içinde insan dolu olanları şahlanmış vaziyette ilerlerler.
hesabın var mı? giriş yap