aynı isimde "ahlat ağacı" başlığı da var
1179 entry daha
  • meşhur imam ve padawan'ı ile konuşma sahnesini ben de izlerken taşrada büyümüş biri olarak çok yadırgadım, böyle bir şey yok diye sesli olarak dile getirdim sonrasında.
    yine de nbc'nin olta attığını düşündüm, çünkü kendisini tanıdığım kadarıyla böyle bir diyaloğun gerçek olamayacağını o da biliyor. filmdeki jump cut'ları da beğenmedim. hata gibi durdu. teknik olarak bir nbc filmi izlediğime şaşırdım.bu kararların kasıtlı ya da kasıtsız olmasının genel durum üzerindeki bağlayıcılığını düşündüğümde sonucu değiştirmediğine bugün karar verdim. aslolan eserdir çünkü. bundan 100 yıl sonra izlenecek olan şey o.
    edit: tekrar izledim de, belki belki belki öyle bi konuşma gerçekte de olabilir.
  • film iyi has ancak belki daha önce de değinilmiş olabilir,birşey dikkatimi çekti.filmdeki baş aktörlerin şiveleri çanakkale,trakya şivesinden çok içanadolu,batı karadeniz şivesi gibi olmuş.ya da tokat ordu yöresi gibi.
  • iftarlık gazoz filmiyle bile kıyaslamış birisi. behçat ç deki replik geliyor aklıma. la bi siktirin gidin.
  • --- spoiler ---

    kahvede oturmuş agzinda sigara ile borçlarını hesap eden, fakir giyimli, kafasindaki sapkadan milli piyango bileti sattigini anladığımız amcaya hitaben:
    - yoksullugunda postmodern bi ambiyans hissediyorum amca.

    herif* bulundugu ortamda öyle yalniz ki yaptigi sakayi bile şaka için yapiyor. * yasadiğı toplumda hicbir disavurum karsiligini bulamiyor. şöyle bir espri aklina geliyor, ortama bak amk.
    --- spoiler ---
  • tanım: amatör seyircinin "zaman israfı, bomboş bir film" olarak nitelendireceği,
    dünya sinemasını takip eden, netflix üyeliği vs. olan izleyicinin "gerçekten başarılı bir film ama kış uykusu ve bir zamanlar anadolu'da'nın gerisinde kalmış" diye yorumlayacağı,
    ve son olarak edebiyattan, sanattan, felsefeden, sosyolojiden hakiki anlamda haberdar izleyicinin ise büyüleneceği, nbc'ye şapka çıkartıp onun filmografisinin en iyisi olduğuna emin olacağı bir film ahlat ağacı.

    rica: nbc'nin filmlerinde sinematografi övmeyin lütfen artık. he anladık her kare fotoğraf karesi gibi tamam. adam her filminde hikayesine, anlatısına bir şeyler katarak ilerliyor. bizim ekşi sözlük ahalisi hala yok görüntü yönetmenliği yok görsellik bilmen ne peşinde.
  • aramızdaki sinanlar bu filmi anlayamazlar. sinan gibi insanlar hayatımızda olmasaydı, yaşamaktan oldukça büyük keyif alırdık. sinanlar - yani hayatı cehenneme çeviren insanlar- yaşadığı gölü dünyanın en büyük su kaynağı sanıyor. oysa sen hala katıksız bir odunsun. ağzından çıkan laflar senin dış kabuğundaki cila. bir derinliği yok. ama işin en kötüsü bu sinanlar empatiden yoksun, kendini dünyanın merkezinde görüyor. ve asla diğerlerinin kişiliğini anlamlandıramıyor. diğerlerine saygı duymuyor. ayrıca
    --- spoiler ---

    senin o heykeli atan eline....
    --- spoiler ---

    nbc sen bir harikasın. kendileri adına utandığım insanlarımızı oralarda gösterirken kol kırılır yen içinde kalır dememişsin. oysa bize kendi iç sorunlarınızı aksettirmeyün derler dış ilişkilerde. gerçi sinan'ın da aklı başına geldi sonunda ama bizde bazıları ölene kadar bu kafada kalacak. çok yazık...
  • nuri bilge ceylan'ı üniversite yıllarımda uzak filmiyle keşfetmiş ve daha sonra hayranı olup her detayını ,filmini, kafa yapısını çok hevesle takip etmişimdir. en ufak gözüme batan hiç bir detayı, filmi olmamıştır, aksine tam tersi hep çok beğenmişimdir .belki de çıtayı çok yükseltti. yukarıda bir arkadaşın da dediği gibi,bu filmi onun çektiğini bilmesem övgüler yağdırırdım. bir röportajında, yazdığı diyalogların zor olduğunu ve ancak çok usta oyuncuların ağzına oturtabildiğini söylüyor.(bkz: kış uykusu) murat cemcir bunu başarmış çok iyi oynamış. serkan keskin bile repliğinde bir iki teklemiş sanki(karakteri çat diye yapmış ama). ancak ana karakter başarılı tarafları olsa da bazı tartışma anındaki o lafları ezberden okuyor gibi söylüyor(ya da yansıttığı karakterle uyumsuz sözler duyuluyor). bu çok fark ediliyor. diyalog içerikleriyle cannes jürisine oynanmışsa bile(bir şeye oynamadığı için buralarda) yanlış buldum. replik ağza oturtulabilseydi dahi, birilerini etkileme çabasını da, ne kadar alt yazı dahi olsa, jüri anlamış ve ilk defa ödül alamamasına da etki etmiştir diye düşünüyorum . diyalog içerikleri uğruna senaryo ve kurgudan ödün verilmiş gibi.bu sadece naçizane eleştirimdir. ki filmi hala üst düzey ve birçok kişi de değinmiş burada. aman sakın film yapmayı bırakmasın. benim için,bu ülke için, sanatın kendisi için çok önemli birisi. inanıyorum ki
    bir sonraki herhangi bir filminde doğru kişileri seçip , o çılgın geri dönecektir. dönmese bile yaptıkları yeter de artar bile. ki hala çok kıymetli bir film. ama sanat beğenildiği zaman gerçekten söyleyecek laf bulamıyorsunuz. hatasını dahi görmüyorsunuz.
    filme de azcık gelecek olursak:
    --- spoiler ---

    köpeğin suya atlaması olayının da rüya olduğunu düşünüyorum. babasının köpeğini satarak bastırdığı, bir tane bile satılamayan kitabını, sadece babası okumuş. ve o da babasına sinirinden çok değer verdiği köpeğini satmış.başka köpekler de ondan korkuyor kaçıyor. en son sahnede, babasının yeni köpeği de havlıyor baya.hayvanlar anlıyor. babası da karıncalardan dolayı hayvansever olmuşsa demek ki.

    --- spoiler ---

    ama bir çok insanı kalbinden yakalayabilmiş gerçekçiliğinle gene nurisin bilgesin ceylansın.
  • filmde ikisi de taşradan kaçmaya çalışan ama bunu tamamen zıt şekilde deneyen müthiş bir baba-oğul ilişkisi görüyoruz, çocuk da toplum tarafından 'değişik' olarak tanımlanıyor ve taşradan okuyarak,kitabını bastırıp yazar olarak kaçmaya çalışırken, babası da toplum tarafından ciddiye alınmayan, yer yer alay edilen birisi olduğunu ve onun taşradan kaçışını taşranın daha da içine girerek yapmaya çalıştığını görüyoruz. filmin sonunda da aslında çocuğu en çok anlayan kişinin yine babası olduğunu, sinan'ın da kuyuda eski halini asıp babasını ve bu durumu kabullenişini gördüğümüzü düşünüyorum.
  • nuri bilge ceylan'a kızdığım film. neden olduğunu bir ara söylerim.

    ahlat ağacı;
    yavaşlığa alıştıran, dramatik kahkahalar attırıp başroldeki senle seni tanıştıran, geceden izlemeye başlayıp ona gündüzü karıştıran, uykusuzluktan gözleri mayıştıran..

    film 3 saat 8 dakika. ben 6 saat 14 dakika küfürler ettim nbc'ye. taşrayı nasıl tanımlarsın böyle? lan bizim köyün aynısı değil de ne bu? ama ben seni bizim köyde görmedim hiç. ne ara bunca nüfusu ilçelerce izledin be adam. kimsin lan sen? seyyar mobese mi acı acı izleyen? sen bunu üretebiliyorsan içinde kopan fırtınalar ne ola?

    lan beraber mi uyuyoruz seninle ki saçımın dağınıklığını gösteriyorsun benden izinsiz milyon tane hiçe. zeki'den daha iyi değilsin olum. onun vicdani sorgulamaları var, sen sikip atıyorsun. bir gün ben de seni anlatıcam.
1615 entry daha
hesabın var mı? giriş yap