• sıklıkla bir yaratık gibi tasvir edilmesine ve pazarlama dünyasına meze yapılmasına rağmen, hüzünlü hikayesi gören gözlerden kaçırılamayan kadın. ihanete uğramıştır. çoğunluğun pis, bakımsız dişlerine sıkışan bir maydanoz parçası gibi leş ağızlarda hayatta kalmaya çalışmıştır. evet katildir, cinayetler işlemiş bir suçludur; ama asla bir cani değildir.
  • dünyanın en haklı seri katilidir.

    babası, çocuk tacizinden hapse girip intihar ediyor.
    annesi, 6 aylıkken terk ediyor.
    anneanne ve dedenin yanında yaşamaya başlıyor.
    13 yaşında tecavüze uğruyor.
    14 yaşında, gayri meşru çocuk doğurduğu gerekçesiyle dede sokağa atıyor.
    yokluğun, fahişeliğin, uyuşturucunun dibine kadar saplanıyor.

    ilk cinayeti:
    fahişelik yaparken, richard mallory isimli bir adamla arabaya biniyor. aralarında tartışma başlıyor. richard, aileen'ı bağlayarak tecavüz etmeye çalışırken, aileen adamı silahla vuruyor.

    öldürdüğü kişiler;
    kendisine saldıran, tecavüz eden, zarar ziyan ruh hastalarıydı.

    ayrıca, esas orospu skyler white değildir; polisle işbirliği yapıp, aleyhine tanıklık eden sevgilisi tyria moore'dur.

    toplum temizliğine katkı sağlayan birinin idam edilmesi haksızlıktır, üzücüdür.

    ''umarım size de tecavüz ederler''.
  • hitchhiker serial killer(otostopçu seri katil)

    "ben masumum. umarım size de tecavüz ederler bok çuvalları"
    "onların paralarını çaldım, onları öldürdüm ve yine yapacağım ve başka birini öldüreceğimi biliyorum çünkü uzun süre insanlardan nefret ettim."
    "yaptığım her şeyin altında korkunç bir öfke yatıyor. idam edilmem gerek çünkü eğer hapisten çıkacak olursam yine cinayet işlerim."
    tam adı "aileen carol wuornos" olan ve abd'nin en ünlü kadın seri katillerinden biri olarak görülen eşcinsel, hayat kadını. 1989-1990 yılları arasında cinsel ilişkiye girdiği bazı kişileri öldürdüğü, ve cesetlerini ormanda sakladığı ortaya çıkmıştır. 7 kişiyi öldürdüğü iddia edilse de, iki kişinin cesedi bulunamamış ve wuornos 5 kişiyi öldürmekten yargılanmıştır.
    çoğu kişiye göre amerika’nın ilk kadın seri katili çoğu kimseye göre de yalnızca şiddet gördüğü için vahşileşen bir kurbandır. kişilik gelişiminde "nurture" çıkmazının etkisi söz konusu olduğunda, bariz bir bicimde "nurture" yani yetiştirilme şartlarının olağan dışılığını ispatlayacak bir hayatı olmuştur aileen wuornos'un.
    anne babası doğmadan önce boşanır. babası daha sonra çocuk tacizinden suçlu bulunur ve hapishanede kendini asar. aileen henüz altı aylıkken annesi bir not bırakıp çeker gider. büyükannesi ve büyükbabası bakımını üstlenir. ancak on üç yasındayken tecavüze uğrar, gayri meşru bir çocuk dünyaya getirdiği için o evden de kovulur. hayatta kalmak için hurda bir arabada barınır, para için fahişeliğe baslar, uyuşturucuya alışır, çoğu zaman da ortalıkta sarhoş olarak gezer.
    yine de yirmi yaşındayken yetmiş yaşında bir adamla evlenmeyi başarır ama kocasını bastonla dövdüğü için evliliği sadece bir ay sürer.
    nihayet 1986 yılında hayatinin aşkı tyria moore adında bir lezbiyenle karşılaşır. dört sene beraber yasarlar. ancak wuornos'a en son darbeyi de sevgilisi vurur ve yakalandıktan sonra aleyhine tanıklık eder.
    mahkeme kararıyla aralık 1989 ve kasım 1990 arasında toplam 5 kişiyi öldürmekten suçlu bulunur ve ölüme mahkum edilir. rivayete göre, kararı duyunca "ben masumum. umarım size de tecavüz ederler bok çuvalları" diye bağırmıştır.
    önceleri öldürdüğü insanların kendisine saldırdığını öne süren wuornos, idamdan hemen önce ise "yaptığım her şeyin altında korkunç bir öfke yatıyor. idam edilmem gerek çünkü eğer hapisten çıkacak olursam yine cinayet işlerim." diyerek suçunu itiraf etti.
    wuornos, 9 ekim 2002 çarşamba günü idam edilmiştir.
    2003 tarihli monster filmi dışında 1993 yılında new york film festivali'nde bir bolumu gösterilen aileen wuornos: the selling of a serial killer isimli bir belgesele de konu olmuştur. gilles de rais, yani mavi sakal’in kadın versiyonu sayılan bir kara dul olmadığı, yani belli bir motif ve amaç doğrultusunda kurbanlarını ortadan kaldırmadığı için çoğu profil uzmanına göre bir seri katil sayılmasa da kesinlikle gelmiş geçmiş en soğukkanlı katildir.
    hakkinda film:

    1-monster charlize theron and christina ricci
    2-aileen: the life and death of a serial killer

    3-aileen wuornos: the selling of a serial killer
  • öfkesinde sonuna kadar haklı olduğunu düşündüğüm kadın..
  • aslında sevgilisinin adı tyria mooredur. ama filmde selby wall ismiyle canlandırılmıştır bu kimse. hala hayatta oldugundan kaynaklanıyor olsa gerek. ` : ne bileyim`
  • monster ile onun hayatı anlatılmasına ragmen, kendisi gölgede kalmış insandır zannımca. sözkonusu filmde, "hollywood starı" olarak tanımlayamayacağımız kimseler oynamasaydı , aileen wuornos üzerine yoğunlaşma ihtimalimiz daha yüksekti sanki. (bkz: the magdalene sisters)
    "onların paralarını çaldım, onları öldürdüm ve yine yapacağım, ve başka birini öldüreceğimi biliyorum çünkü uzun süre insanlardan nefret ettim." şeklinde bir açıklaması vardır
    idam kararı açıklandıktan sonra da jüriye "benim için söyledikleri her şey tamamen yalandı [...] tamamen aklım başımdaydı ve uyuşturucu almamıştım" diye bağırmıştır.
    korkunç bir çocukluk, aynı derece korkunç bi ergenlik dönemi, ardından şiddetin doruğunda bir taciz (ki 2inci taciz oluyor bu aynı zamanda) ve tabii ki kayışın kopması.

    (dandik çevirmelerle dolu bi entry olup, ciddi anlamda yapılmış sinema eleştirileri falan da içermemektedir. filme dair kısım sadece bir izleyenin fikridir. salondan çıkınca kamerayı dayarlarsa söylenebilecek türden bir şeydir.)
  • babası fiili livata suçundan hapse girip sonraki yıllarda intihar etmiş. annesi, aileen'i çocuk yaşlarda terk etmiş. aileen, 13 yaşındayken tecavüze uğramış, 20 yaşındayken 70'lerinde zengin bir adamla evlenmiş ve bir ay sonra adamı bastonla dövdüğü için boşanmışlar. monster filmini, hakkında çekilmiş belgeselleri izledim, hatta psikolojik analizleri dahi okudum. öncelikle kadının borderline hastalığından muzdarip olduğunu düşünüyorlar, geçmişteki travmaları, onu terk edilme korkusu yaşayan, kızgın, öfke kontrolü olmayan bir insana dönüştürmüş.

    aileen life and death of a serial killer belgeselinde, ilk cinayetini anlatıyor. ne kadar doğru, ne kadar yanlış bilemem. söylediğine göre birlikte olduğu adam, aileen'i bağlayıp anal yollardan ilişkiye girdikten sonra, kadının cinsel organına ispirto dökmüş.

    kadını evlat edinen (!) geri zekalı, ağır katolik bir aile var bir de. 10 bin lira verin, size aileen hakkındaki her şeyi anlatalım deyip dilinden jesus christ, meryem düşürmeyen tipler.
  • abd'nin ilk kadın seri katili.

    çoğu seri katil gibi işlediği cinayetleri zevk ve takıntıları yüzünden yapmamıştır. içinde taşıdığı büyük nefret ve para yüzünden yapmıştır.

    bir çocuk tacizcisinin kızıdır. babası hapishanede intihar ederken, annesi de o altı aylıkken bir not bırakıp gitmiştir. on üç yaşında tecavüze uğramış çocuğu doğunda büyük annesi ve büyük babası tarafından evden atılmıştır. eski bir arabada sarhoş bir şekilde yaşamını sürdürmüş sonra da fahişeliğe başlamıştır. yaşlandıkça kazandığı para yeterli olmadığı için öldürmeye başlamıştır.

    bilinen en soğukkanlı seri katillerden biridir.
  • kendisi hakkındaki belgeselleri ve monster filmini izlediğimde hayatın ne kadar boktan, insanların ne kadar acımasız olduğunu tekrar anladım.

    keşke karşısına iyi bir insan çıksaydı, belki de her şey çok farklı olabilirdi.

    her ne olursa olsun aileen; yanlış yönlendirilmiş, yalnız, öfkeli, şanssız ve güçlü bir kadındı.

    keşke ona bir kere sarılıp, onu sevdiğimi söyleyebilseydim.
  • eğitimsiz olmasına rağmen akıcı ve tutarlı konuşuyormuş. ilk röportajlarında bunu fark ediyorsunuz. idamla ilgili verdiği istatistikler, sistem eleştirileri, yediği kazıkları anlatışı gayet aklı başında iyi bir ses tonuyla anlatıyor. aslında epey akıllı bir kadınmış. ilk cinayetinin meşru müdafaa olduğu belli. yani belki öldürmeseydi, ölecekti. sonrakilerden çok emin değilim. hatta belki bazılarını sevgilisi yapmış bile olabilir. yapmasa bile ortaktır.

    tüm bunların sebebi elbette boktan bir hayat. ilk hamileliği büyük ihtimalle ensest ilişkiden. evden atılmasının sebebi kesinlikle bu bence. ya kardeşi ya da büyükbabası yaptı. kardeşiyle ilişkiye girdiğini gören tanıklar da var. doğru mu değil mi bilemiyoruz, çünkü kendi inkar etti. kendi davasını sabote ederken hem de. sevgilisi satmıştı, ömür boyu hapis istemiyordu ve dünya adaletli değildi, ölmek en mantıklı şey olarak görünüyordu. medya da bunu kadın seri katil olarak pazarlıyordu. üste biri demiş zaten katil olmakla cani olmak arasında büyük fark var.

    ha bu arada giderken lanetlemişti amerika’yı “2019’da nükleer bomba kıçınıza girecek.” gibi bir şeyler demişti. sanırım ıraklılar yapacak demişti hatırlayamadım şimdi. seneye göreceğiz bakalım laneti tutacak mı?
hesabın var mı? giriş yap