• plastip show 'da siyasiler eleştirilir, kimse bu yüzden hapise girmezdi.

    93 yili
  • okullarda mescitler yoktu. bazı öğretmenler boş derslerinde veya öğlen aralarında mesleklerini ilgilendiren işlerle meşgul olurlardı. nöbetçi öğretmen nöbeti esnasında başka birine "namaza gidiyorum beni idare edebilir misin?" diye sormazdı.
    hıfsısıhha enstitüsü diye bir kurum vardı aşı üretecek. şimdi yok.
    devletin şeker fabrikaları vardı ve oralarda sekerin yanında yan ürün olarak küspeden alkol üretimi vardı. alkol deyince sadece haram içecekten başka şey aklına gelmeyenler tarafından kapatıldı, kimilerinin yerlerine avm yapıldı. allah'ın kolonyasının yapımında bile gereken alkol ithal edilir oldu.
  • 32. gün arşivi'nde özellikle "28 şubat belgeseli"nde gayet güzel anlatılmıştır.
  • diline kadar giriyordu o zamanlar şimdi kusturuyor.
  • o zamanlar çocuktum, yalnız insanların yine sürekli siyaset konuştuğunu ve büyük memnuniyetsizlik yaşadığını hatırlıyorum. değişen bir durum yoktu yani pek. koltuklarından kalkmayı bilmeyen başarısız siyasiler ve sürekli siyaset konuşan bir halk. yalnız medyada özgürlük vardı, sabah gazetesinin siyasilerin sürekli şebek gibi karikatürünü yaptığını da hatırlıyorum hayal meyal.

    o zamanla kıyaslayınca bazı konular iyileşti bazı konular kötüleşti ama genel olarak aynı tas aynı hamam. yalnız 2000 ve 2013 arası ciddi bir refah artışı oldu. y kuşağı fakir türkiyeyi sonra zenginleşen türkiyeyi sonra tekrar fakirleşen türkiyeyi gördü. z kuşağı ise zenginleşen türkiyeye doğdu ve sürekli fakirleştiğine ve şartların kötüleştiğine şahit oldu. bu yüzden akp güzelim zengin refah dolu türkiyeyi batırdı diye düşünüyor. o yüzden panik halinde kaçmanın derdindeler. halbuki filmin öncesini kaçırdılar, türkiye yapay zenginleşmenin ardından şimdi fabrika ayarlarına dönüyor.
  • samimi, mutlu, daha eğitimli, çağdaş, hukuk tanıyan iktidarların olduğu,
    çeşitliliğin daha düşük olduğu ama illede lüks tüketiminin gerekliliği gibi gereksiz bir algının hakim olmadığı bir türkiyeydi.

    insanlar bu kadar tahammülsüz, bu kadar cahil değildi. cahilliğin eksiklik olduğunu bilinirdi. bugün cahillik bir rütbeye dönüştü. cahilin içi boş sesi daha gür çıkar oldu. bugünkü iktidarın en büyük yıkımlarından birisidir ülkenin insan hamuruna ettiği zarar.

    o zamanda yolsuzluk vardı ama basına yansıdığı gibi değil.
    o zamanda yasaklar vardı ama bu boyutta değil.
    o zamanda yoksulluk vardı o da bu boyutta değil.
  • belki dolar rezervimiz azdı ama içerde kendi kendine yeter bir ülkeydik doksanlarda.. hesapları dolar değil altın üzerinden yaparsak daha farklı olabilir sonuçlar.

    çin o yıllarda dünyayı mal ve hizmetlere doyurmamiş daha. hayat 90'larda pahalı çünkü dünyada üretim kaliteli fakat arz çok çok az.. pahalılık değil, ürünler pahalı .o yıllarda atıyorum tavana bir abajur almak bile meseleydi. birim zamanda piyasaya sürülen abajur sayısı çok çok düşüktü. bugün çin'in aliexpresini bir düşünün ve elma ile armut toplamaya çalıştığımızı anlayın.o zamanların bilgi çağı ve endüstri sonrası şimdinin endüstri 4'ü ve tüketim toplumu..

    ama ne bileyim cumhuriyetin barajları, fabrikaları, havaalanları vardı.magara çağında değildik.su elektrik parası maaşın çok çok azıydı. o zamanın imkansızlıklarında rahmetli demirel bile boğaziçi köprüsü' nü boğaza bilezik gibi geçirmiş taa 74lerde. modern,saygın, komşuları ve tüm dünya ile iyi ilişkiler kurma isteği taşıyan mutlu, modern, onurlu bir ülkeydik doksanlarda ..

    annem mutfakta domates kestiginde salonda alırdık o muhteşem gercek kokuyu. insanlar gibi domatesler de gercekti .peynir peynir , yumurta yumurta , et et gibiydi. bunu ölçecek ekonomik endeksin var mı amk endekscisi?

    mesela mutluyduk..
  • akp'den önceki türkiye'yi yaşamamışların "mutluyduk, huzurluyduk" diye saçmaladığı başlık. türkiye akp'den önce de cennet değildi. bugün de cennet değil. bu topraklarda aşılamayan "bazı şeyler" var.
  • meyve ve sebzenin hatta abur cuburun bi kalitesi, tadı vardı. bunu kaybettik. bu çok koyuyor be.
  • dindarlar çok daha güvenilir insanlardı.

    akp bu ülkenin neredeyse her değerinin içini boşaltmıştır. ama en ironik olanı, güya dini tekrar öne çıkarmak için gelmelerine rağmen, en çok dinin ve muhafazakarlığın içini boşaltmasıdır.
hesabın var mı? giriş yap