• o kadar işçinin iş güvenliği zerre umursanmadan çılgınlar gibi çalıştırıldığı bir şantiyenin elbette bu kadar hızlı ilerleyeceği aşikardır.

    almanlar bu işi yapmış olsa, zerresine kadar iş prosesini kayıt altına alacak ve metodik bir çalışma yürütecek, işçilerin risk almasını engelleyecek dolayısıyla iş biraz zaman alsa da kimsenin burnu kanamayacaktır.

    dahası çatısı 2 gün sonra akacak bir terminal binası da inşa etmeyeceklerdir.

    bu dediğimi yazın bir yere.
  • belli, şaşkınlıktan ölmüşler!

    yandaşlık sen nelere kadirsin!
  • hızlı yapıyoruz ama yüzlerce insanı öldürerek yapıyoruz. medya sağolsun, bu ölümlerden biri bile haber olmuyor. benim merak ettiğim berlin havalimanı’nın yapımında kaç işçi öldü?

    neyse siktiret, ailelere kan parası verip kapatıyoruz güzelce. mis gibi havalimanına sahip olacağız, kim öper ölen işçileri.
  • hahahahaha
  • gaz , ucuz köleler , sıfır iş güvenliği , her hangi bir doğal tahribattan sorumlu olmama, engel olan ağacı kesme , binayı yıkma.
  • sebebi türkiye'nin en ileri inşaat teknolojisine sahip olması falan değildir. aslına bakıldığında inşaat teknolojisi denilen şey de, diğer katma değerli endüstrilerle kıyaslandığında öyle aman aman bir teknoloji değildir, bir çok endüstriye göre oldukça iptidai ve basit kalır.

    eğer türkiye bahsedildiği gibi ileri inşaat teknolojisine sahip olsaydı, köprüsünün, tünelinin projelendirmesini japon firmalara bırakmaz, kendisi yapardı. ha şu söylenebilir, türkiye inşaat sektöründe birçok ülkeye göre daha ileri teknolojiye sahip üretim araçları ve ekipman kullanıyor. evet bu doğru bir tespit, nedeni de ortadoğu ve rusya'da yıllardır devam eden inşaat ihaleleri ve bunların yapımında maliyeti düşürme amaçlı kullanılan daha teknolojik gereçler. ama başlığın yanıtı da bu değil.

    inşaat evet hızlı ilerliyor çünkü türkiye'de, inşaat sektöründe işçilik çok ucuz, çalışanların sosyal hak ve iş güvenliği göz ardı ediliyor ve iş sağlığı-güvenliği uygulamaları kağıt üzerinde uygulanıyor.

    almanya'da büyük çaplı bir inşaat projesi yapılırken kadrolar oluşturuluyor, çalışanlarla sözleşmeler yapılıyor, çalışma saatleri ve fazla mesailer belli, bunun dışına çıkılmıyor, inşaatın her adımında iş güvenliği masaya yatırılıyor, üzerinden defalarca geçiliyor, tüm önlemler alındıktan sonra yapılacak işler adım adım başlatılıyor, işçiler ölümüne çalıştırılıp yemek ve mola saatlerinden kesilmiyor, her çalışanın sosyal hak ve ödenekleri tam zamanında ve gününde ödeniyor.

    türkiye'de ise zaten çok ucuz olan işçilik maliyetinin daha da aşağı çekilmesi için işi bilen bilmeyen yüzlerce vasıfsız taşeron işçisi şantiyeye yığılıyor, projede çalışması gereken işçi sayısının birkaç katına çıkılıyor, fazla mesailer, günde 20 saat çalışma, şantiye içinde uyuyup uyanma, yemek yeme, banyo yapma zaten gırla. iş güvenliği neredeyse sıfır, zamana yetişmek için apar topar işe giriliyor, türk taşeron işçilerine ilave olarak sahaya sürülen yüzlerce suriyeli, afgan vb. çalışan var. başlarına kaza geldiğinde kan parası ödenip işe devam ediliyor.

    stern o kadar merak ediyorsa çalışma koşullarına göz gezdirsin.
  • "türkiye dünyanın en iyi inşaat teknolojisine sahip ülkelerden birisidir."

    valla ata sporumuz olan inşaat izleme işine birkaç dakika odaklanırsanız, böyle bir teknolojimizin olmadığını rahatlıkla görebilirsiniz.

    liebherr, ytong, la farge, mercedes, caterpillar, hitachi, hilti vs vs

    bütün alet edevat, iş makinaları, kimyasallar ithal. yani biz inşaat yaptıkça, kendi ekonomimize bir katkısı olmadığı gibi almanları, avrupalıları zengin ediyoruz.

    kısaca, boşuna rüya görmeyin
  • söz konusu yazi bir elestiri yazisidir. erdogan istedigi icin is ve isci güvenligi hice sayilarak havaalaninin bitirilmeye calisildigi ve cok sayidaki isci ölümlerinden, günde 12 saat calistirilan kamyon söförlerinden vs bahsediliyor. sonra da bir türlü bitmek bilmeyen berlin havaalani elestiriliyor. kimse, ne de süpersiniz demiyor, salt siyasi beklentiler icin is güvenliginin ku kadar arka plana itilmesi elestiriliyor.
    saskinliklari hizimiza degil saygisizligimiza.
  • türkler; özellikle de karadenizliler inşaatlarıyla ünlü olduğundan pek şaşırtıcı olmayan söylem. düşünsenize gecekondu diye bir terim var bizde, 1 gecede biten inşaat yani. tabi ün başarı mıdır? orası tartışmalı bir konu.
    hiç unutmam, asterix et obelix mission cleopatre filminin, türkçe dublajlı hali olan "asteriks ve oburiks görevimiz kleopatra" filminde; piramitler inşa eden mimar karakter numerobis'e temelius denmiş ve kendisini karadeniz şivesi ile erkan can seslendirmişti.
hesabın var mı? giriş yap