• yıllar evvel evlenilmeden önce damat; gelinin ailesine, gelinin ağırlığınca altın verir. gelinin ailesi daha çok altın alabilmek için kızlarını çok fazla yiyip içirir. kızları çok fazla şişmanlayınca damatlar evlenemekten vazgeçer. buna karşı önlem almak isteyen gelinin ailesi ise bir çözüm yolu arar. damatların kaçmayacağı fakat kızlarının da maksimum kiloda olacağı oranı bulurlar. bu orana verilan ad ise altın orandır.
  • aslında tamamen organik kökenli ve evrimle ilgili bir orandır.

    açıklayıcı bir video şurada var; altın oran
  • ikiye bölünmüş bir doğru parçasında, küçük parçanın uzunluğunun büyük parçanın uzunluğuna oranı ile büyük parçanın uzunluğunun bütünün uzunluğuna oranı bir orantı oluşturuyorsa (yani bu iki oran birbirine eşitse), bu orana altın oran denir.

    yani, bir çubuğu al, iki parçaya böl, ama öyle böl ki küçük parça ile büyük parça arasındaki oran, büyük parça ile çubuğun tamamı arasındaki oranla aynı olsun.

    altın oran, matematik ve sanatta, bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, uyum açısından en yetkin boyutları verdiği sanılan geometrik ve sayısal bir oran bağıntısıdır. eski mısırlılar ve yunanlar tarafından keşfedilmiş, mimaride ve sanatta kullanılmıştır.

    altın oran doğada ve evrende ezelden beri vardır. doğadaki cisimleri incelediğinizde genelde bu oran ile karşılaşırsınız. insanlar tarafından keşfinin ne zaman olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte ilk kez pisagor tarafından insan vücudunda bu oranın var olduğu söylenmiştir. sonrasında öklid tarafından ilk kez sayısal değer olarak yani 1.618 şekliyle ifade edilmiştir.

    italyan matematikçi leonardo fibonacci, adıyla anılan nümerik seriyi keşfetmiştir. bu serinin özelliği her bir sayı kendinden önce gelen sayının toplamı olacak şekilde dizilmiştir. 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377… diye gidecek şekilde sonsuza kadar gider. bu sayıların özelliğine baktığımızda, her sayıyı kendinden önce gelen sayıya bölerseniz çıkan rakamın neredeyse aynı olduğunu görürsünüz. özellikle 233 ve 377 den itibaren bu oran sabitlenir. çıkan oran 1.618 yani altın orandır.

    doğadaki her şey gibi insan vücudunda da altın oran bulunmaktadır. altın oran sayesinde estetik açıdan bakıldığında insan bedeni muazzamdır. bu yüzden tarih boyunca sanatçılar insan bedeninden ilham almışlardır. insan vücudunun neredeyse her noktasında bu oran mevcuttur. yani vücudu bütün olarak ele aldığınızda da ya da sadece organlarınıza baktığınızda da altın oranı görürsünüz.

    vücudunuza baktığınızda bütün vücudunuz ile ayaklarınızdan göbeğinize kadar olan mesafeyi oranlarsanız altın oranı bulursunuz. aynı şekilde göbeğiniz ile tepe noktanız arasındaki mesafe ile omuzlarınız ve tepe noktanız arasındaki mesafenin oranı da 1.618' e karşılık gelmektedir. göbeğinizden dizinize kadar olan mesafe ile dizinizden yere olan mesafenin oranına bakarsanız yine altın oran olduğunu görürsünüz.

    vücudumuzdaki birçok organın altın orana ya da bu orana yakın değerlere sahip olduklarını görürsünüz. heykeltıraşlar ya da ressamlar tarafından kullanılan ideal insan yüzüne baktığımızda bu oranları her yerde görürüz. günlük yaşantımızda da kimi insana baktığımızda yüzü ya da vücudu estetik gelir çok yakışıklı ya da güzel olmasa da dikkatimizi çeker. işte bu kişilerin de genelde altın orana sahip hatları olduğu görülmüştür.

    estetik açıdan ideal insan vücudundaki altın oranlardan bazıları şu şekildedir:

    -el parmakları üç boğumludur. boğumlara baktığınızda ilk iki boğum ile parmağınızın boyunun oranı altın orandır.
    -orta parmağın serçe parmak ile arasındaki oran altın orandır.
    -dirsekten itibaren bilekler ve bilekler ile parmaklar arasındaki mesafe oranı altın orandır.
    -yüzün uzunluğu ve genişliği arasında altın oran vardır.
    -ağız ile burun genişliği arasında altın oran vardır.
    -burun genişliği ile burun deliklerinin genişliği altın orandır.
    -gözbebeklerinin kaşlar arasındaki mesafe ile birbiri arasındaki mesafenin oranı altın orandır.
    -üst iki dişin enleri ile boyları arasında altın oran vardır.
  • insan bedeninde böyle bir şey var deniliyor fakat, hiçbir insanın yüzü kusursuz değildir. genel geçer denilen, dudak çizgileri göz bebeğini keser, iki göz arası bir göz mesafedir, iki burun deliği eşit olur, kulaklar kaş ve burun altına paraleldir, evet bla bla bla, tüm bu şeyler yalandır, her insanın yüzünde orantısızlık vardır, en güzelinden, çirkin olana kadar kimse kusursuz değildir ve tanrısal kusursuzluk yoktur.
    mesela burnu kalkık ve kaydırak olan bir tanıdığım kız var fakat kızın burun delikleri orantısız birisi daha büyük diğeri daha küçük ya da bir dudak kenari kalın ve daha uzun, ya da burun altı dudak ortasına orantılı değil.
  • kareyi sevenler için güzelliğin ölçütü değildir.
    çemberi sevenler için de.

    hatta zamanında çember "kusursuz"du.
    gezegenlerin yörüngeleri kusursuz çemberler denilip kesilip atılıyordu.
    kusursuz ne demekse...

    sonradan gezegenlerin yörüngelerinin "kusursuz olmadığı" anlaşıldı, bilim ile.

    altın oran arayanlar da aradıklarını buluyorlar.
    peki acaba her baktıkları oran altın oran mı? yoksa es mi geçiliyor o diğer baktıkları?
    eğer her ölçtükleri oran altın oran değilse, altın oranı özel kılan da nedir?
  • özellikle fotoğrafçıların üçler kuralı ile karıştırdığı, hakkında az çok fikri olanların bile genelde leonardo da vinci'nin bulduğunu sandığı gizemli oran. bulunma tarihi helenistik dönem öncesine kadar uzanır.
  • dünyanın her yerinde olan orandır. çiçekler, böcekler, ağaçlar ve var olan ve olacak her varlığıkta bulunan orandır. 1,618..'e tekabül eder. fibanocci sayıları'nında seçilen sayı ve bir önceki sayının bölümü altın oranı verir. en yaklaşığı 8 ve 13 arasında olandır. bu oranla yapılan her şeyin estetiği düzgündür. mimari de en çok kullanılan orandır.
  • az önce youtube'da mustafa yağcının altın oran videosunu görünce izleyip aydınladığım oran.

    ağzımı açık bırakan kısım ise, videoyu izlerken rakam rastgele seçin dedi en çok tahmin edileni seçtim, çizgiyi bi oranda böleceğim dedi ve bölmeden önce ben şurdan bölerdim dediğim noktadan böldü. meğersem altın oran benim güzellik anlayışıma işlemiş de benim haberim yokmuş. bunca zaman içimden kendim yamuk güzelliği diye adlandırırdım :)))
  • boş bir bank görüp de oturmak isteyen herhangi bir insan müsveddesi, çoğunlukla bir tarafın diğer tarafına olan oran bağıntısının vücut büyüklüğüne bölümünün 1.618 oranında olacağı noktaya oturacaktır.

    çoğunluk tamam da azınlıkları ne yapacağız! ah o bankın en kenarına yarım yanağıyla oturmaya çalışan insan...
  • düşünüldüğünde çok ekonomik ve mantıklı bir orandır. ekonomik olması tam bir kapalılık hissiyle birlikte, doğada olmasına şaşmamayı da getirir.

    öte yandan özellikle mimarlıkta pek işe yaramaz. çünkü maket gibi, plan veya görünüş gibi gerçeklikle hiçbir ilişkisi olmayan eksik anlatımların tamamında kendini belli eder. örneğin bir alınlık, süsleri ve sütunlarıyla bir tapınağın oranları çıplak gözle altın oranlı anlaşılmaz. çok zor bir açıdan anca. ayrıca genişlik-derinlik ilişkisi altın oranlıysa hele, anca uzaydan anlaşılır. yani bize uygun tasarlanmamış bu oranları gözle değil, teknik çizim veya taslaklarla anlayabiliriz ki bu saçma sapan bir şey.

    müzikteki negatif armoniye benzeyen bir şey. veya notaları kurcalayıp makul örüntüler bulan, dinlemeden çok göz patlatan tiplere benzer bir hal.

    ilgili alanlardaki “masa başı” insanı fena yanıltıyor.
hesabın var mı? giriş yap