• düğün videosu görselliğine sahip 80 dönemi türk filmleridir. pavyonda çalışan ahu tuğba saçlı bir kadın ve çevresinde gelişen olayları konu alır genellikle. televizyonlarımızda genellikle sabaha karşı seyirciyle buluşma imkanı yakalarlar. yunus bülbül'ün böyle çekilmiş onlarca filmi vardır.
  • yüzde 80ni showtvye çıkar, "düğün acılı bitti" başlıgı ile.
  • ümit ünal'ın dokuz filmi
  • kibariye'nin trt spikerleri stilinde temiz bir türkçe ile seslendirildiği garip filmler
  • video furyasının olanca hızıyla sürdüğü ve sinema salonlarının sinek avladığı ya da kapandığı 80'lerin başında, doğrudan kiralık video kaset pazarına yönelik çekilmiş filmler.

    çoğunda filmin içine serpiştirilmiş uzun ve kesintisiz şarkıcı çekimleri vardır. genellikle adı sanı bilinmeyen ve bazen senaryoyla bile alakası olmayan bir şarkıcının gazino veya düğün salonunda kameranın kendi mikrofonuyla sesli çekilmiş icrasını izleriz. kamera genellikle sabittir. muhtemelen çekimin bir filme bile ait olduğunu bilmeyen vatandaşlar etrafta gezinir, danseder, tuhaf tuhaf gülerek kameraya bakarlar.

    kadro genellikle dönemin meşhur bir arabesk şarkıcısının etrafında erol taş benzeri sağlam oyuncuların toplanmasıyla oluşturulmuştur. çoğunun yönetmeni de gayet düzgün isimlerdir.

    sabredip de başından sonuna kadar izlendiğinde insana feci bir hüzün verir bu tuhaf filmler. 60'larda ve 70'lerde çılgın atan* türk sinemasının heybetli oyuncularının o anda orada dolgu maddesi olarak bulunmaktan çektikleri acıyı iliklerinizde hissedersiniz.

    o klişe senaryo, çok kötü ses ve görüntü, karbon kopya oyunculuk tek bir şeye delildir: sinemanın altın çağının bittiği ve artık film yapmanın kesinlikle para kazandırmadığı bu fosforlu* dönemde bile hayatlarını kazanmak için film çekmekten başka çaresi olmayan sayısız sinemacı, yapmayı bildikleri tek şeyi, işe yaramayacağını bilmenin umutsuzluğuyla da olsa, yapmaya devam etmişlerdir. sisyphe'in mitolojideki dayanılmaz yükünü yeryüzünde taşımış insanların ortaya koyduğu işler gibidir bu filmler: kayayı sonunda düşeceğini bile bile tekrar tekrar taşımaktan daha keder verici bir uğraş yoktur herhalde dünya üzerinde.

    başkalarını bilemem ama bu filmler bana, zavallı rehinelerin boğazlanarak öldürüldüğü o kayıtlarla aynı hissi verir.
hesabın var mı? giriş yap