• "eklerde yer alan emniyet raporuna göre sanıklar albay tamer zorlubaş, yarbay mehmet emre sezenler, teğmen emrah küçükakça ve üsteğmen deniz mehmet irak'ın el yazısı örnekleri ile delillerdeki el yazısı örnekleri birbirleri ile benzerlik göstermediği tespit edildi."
    http://twshot.com/4e21
  • "bu dava ile ilgili çelişkiler neler?

    - 56 sanıklı davada ortaya çıkan tüm deliller yalnızca üç ikametgah adresinde bulundu. üç evde de yapılan aramalar sırasında evde hiç kimse bulunmuyordu.

    - ilginçtir, operasyon isimsiz bir e-posta ihbarı ile başladı. son dönem istanbul ağır ceza mahkemelerinde yürütülen diğer davalarda olduğu gibi…

    - soruşturma başlangıçta “haksız menfaat temin etmek için örgüt kurmak ve fuhşa aracılık etmek” suçlamasıyla başladı. söz konusu suçlamanın hedefinde olan ikametler gölcük’te idi. suçlama, özel yetkili mahkemenin alanına gitmiyordu. ancak nedense soruşturma istanbul organize suçlarla mücadele müdürlüğü ve cmk 250. madde ile ilgili savcılık tarafından yürütülmeye başlandı. ergenekon, kafes, balyoz gibi davaları yürütmesiyle bilinen polisler neden soruşturmayı aşlattı? bu sorunların cevabı halen alınamadı.

    - emniyet soruşturma kapsamında arama yaptığı evlerde delil olma şüphesi nedeniyle el koyduğu parçaları arama- el koyma tutanağında belirtiyor. ancak suçlamaya konu olan hard-disk arama-el koyma tutanağında bulunmuyor. bu meçhul hard-diskin nereden çıktığı bilinmiyor.

    - sanıklardan evi aranan emrah karaca hakkında ihbar için e-posta geldi. savcılık bunun üzerine emrah karaca adına arama ve el koyma kararı aldı. ancak polis kimin evine gitti dersiniz? emrah küçükakça’nın evine. küçükakça, evde yokken bir başkasına ait arama tutanağı ile evi arandı. küçükakça’nın evi aranmasına rağmen polis, emrah karaca adına tutanak tuttu. ancak “sehven” evi aranan küçükakça da tutuklandı.

    - sanıkların yargılandıkları ve suç unsuru taşıdığı iddia edilen dijital verilerin imajları, kopyaları, bilirkişi raporları, yapılan inceleme sonuçları sanıklara verilmedi. soruşturmanın savunma hakkı fiilen kısıtlandı.

    - sanıklar “gizliliği ön planda tutmak” ile itham ediliyorlar. ancak soruşturmada sanıkların birbiriyle yazışmalarını gerçek isimlerle yaptıkları anlaşılıyor.

    - sanıklar fuhuş aracılığıyla özel verileri kaydetmekle ve bunlar aracılığıyla şantaj yapmakla suçlanıyor. ancak şu ana kadar kendisine şantaj yapıldığını söyleyen bir kişi bile tüm aramalara rağmen bulunamadı.

    - peki davadaki görüntü ve ses kayıtları nereden çıktı. sanıklar, müştekilerin görüntülerini gizlice kayda almakla suçlanıyorlar. bunu gizli kamera ile yaptıkları iddia ediliyor. ancak eldeki görüntü ve ses kayıtlarının bizzat müştekilerde bulunan ve kendi istekleri ile çekilen kayıtlar olduğu müştekilerin ifadeleri ile anlaşılıyor. birilerinin müştekilerden kayıtları çaldığı ortada. ancak buna rağmen sanıklar gizli kayıt yapmakla suçlanıyor.

    - iddianamede sanıkların evinden çıktığı iddia edilen birkaç el yazısı not bulunuyor. mukayese için sanıklardan el yazısı örnekleri alındı. ancak kriminal inceleme sonuçları sanıklara açıklanmadı. sanıklar reddettikleri bu not ile yargılanmaya devam ediliyor."

    http://www.odatv.com/…dosyasini-aciyoruz-3004111200
  • "-iddianamede amerikan ffg-13 gemisinin fotoğrafları nedeniyle sanıklar hakkında 3’er yıl hapis istendi. suçlama ise açıklaması yasaklanan ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri bulundurmak. oysa sözkonusu gemini fotoğrafları açık kaynaklardanda elde edilebiliyor. ancak savcılık buna rağmen fotoğrafları gizli belge olarak değerlendirdi.

    -iddianamede sanıklardan tamer zorlubaş’ın ibrahim sezer’e gönderdiği iddia edilen cd’ye ilişkin bilgiler dikkat çekiçi. bu cd’deki dosyaların zorlubaş tarafından oluşturduğu ve sezer tarafından kaydedildiği iddia edildi.oysa sözkonusu cd’ler tekrar yazdırılamıyor. bu durum zorlubaş ve sezer’e ilişkin kanıt yaratma şühpesine neden oldu.

    -sanık tamer zorlubaş’a savcılık sorgusunda sorulan bir digital dosyanın 3 ağustos 2010 tarihinde ibrahim sezer’in aramasında çıktığı iddia edildi. ancak dosya bigileri incelendiğinde son kayıt tarihinin 5 ağustos 2010 olduğu görülüyor. polisin 3 ağustos’ta el koyduğu dosya nasıl 5 ağustos’ta değiştiriilmiş olabililr. bu durum digital verileirin değiştirildiği şüphesine neden oldu.

    deniz ortasinda cd’li haberleşme

    -iddianemade 80 nolu cd içerisinde yer alan 2 adet dosya mantık ölçüleri dışında. dosyalardan birinin adı tuna’ya diğerinin adı d.mehmet irak’a. çok gizli bu örgütün bilgisayar dosyalarına neden açık isimlerini verdiği ayrı bir tartışma konusu. ancak daha ilginç noktalarda var. dosyalardan birinde d.mehmet irak’ın tuna erol’a gönderdiği notlar, diğerinde erol’un irak’a gönderdiği notlar var. iki subay tcg gökova fırkateyni’nde beraber çalışıyor. üstelik iddianameye göre bu cd alışverişi sanık emrah küçükakça aracılığla yapılıyor. dahası cd’nin hazırlandığı 6 ayda (oluşturulma ve son kayıt tarihi arası) iki subay “deniz haydutluğu ile mücadele” görevi nedeniyle denizdeler. şimdi tüm delilleri bir araya getirelim. bu çok gizli örğütün üyeleri olan d. mehmet irak ve tuna erol isimli subaylar 6 ay boyunca denizde beraber görev yaparken konuşmak yerine birbirlerine cd’ler içinde notlar yazdılar. bu notların yazılı olduğu “çok gizli” dosyalara ise kendi isimlerini verdiler. gemi ile döndükten sonra cd’leri birbirlerine üçüncü bir şahıs ile ulaştırdılar. nedense aynı gemide görevli bu gizli örgüt üyeleri birbirleri ile üçüncü kişilerle ulaştıkları, kendi adlarını taşıyan cd’ler ile haberleşiyorlar. garip değilmi ?

    kendi seyrini bilmiyor mu

    -iddianamede tcg gökova fırkateyni’nin katıldığı snmg-2 nato görevinin liman ve seyir periyotlarının örgüt yöneticisi yankı bağcıoğlu’nun d.mehmet irak’a verdiği emirle donanma ikk kısım amiri kemalettin yakar’dan alınarak satıldığı iddia ediliyor.
    şimdi bu iddianın mantıksızlığına ilişkin çok önemlli bilgiler verelim. adı geçen geminin seyri konusunda bilgi elde etmeye çalışan bağcıoğlu ve irak kimdir? yankı bağcıoğlu tcg gökova fırkateyni’nin komutanı, d.mehmet irak ise aynı geminin muharebe subayı. savcılara göre geminin komutanı kendi emriyle ilerleyen geminin nereye gittiğini bilmiyor. bunu görev kapsamında geminin seyrini takip etmeye yetkisi olmayan ikk kısım amirin’den istiyor. biraz “şaşkın” bir komutan olduğu muhakkak !

    yalnız bu kadarda değil. diyelim ki tcg gökova fırkateyni’nin katıldığı snmg-2 nato görevinin liman ve seyir periyotlarını satmaya kara verdi. bu bilgileri kim alır ? çünkü sözkonusu bilgi tüm nato üyelerinde görev kapsamında var. bu umumi bilgi birilerine satılabilir mi?"
    http://www.odatv.com/…rtulmusum-diyecek--2105111200
  • "sözde “casusluk ve şantaj” çetesinin lideri olmakla itham edilen bir albay…

    bu albay aylarca güneydoğu’da görev yapmış…çatışmış…

    komutanları onu erken terfi ile ödüllendirmiş…bir adım öndeymiş yani…

    2009 yılında da 1. ordu karargahında görevlendirilmiş. generallerin korunmasını sağlamış….koruma tabur komutanlığı yapmış…

    ordumuza komuta eden generalleri korumuş yani..

    ne yazık ki, kendini koruyamamış…

    iddialara ilişkin delil var mı diye soracaksınız tabi…

    olmaz mı? bir iki flash bellek, cd’ler falan…her zamankinden yani…

    başka bir delil yok mu? olur mu canım, dijital olmayan şey delil(?) olur mu? yok tabi ki…

    nerede bulunmuş peki?

    kendisine ait olmayan bir arkadaşının kullanılmayan boş evinde? aramada kim varmış peki?

    yalnızca polis… unutmayalım, bir de 77 yaşında bir amca…komşuymuş bu eve…

    gerçi gözleri pek görmüyor ama olsun…

    flash belleklerin üzerinde albayın parmak izi var o zaman…

    ama albayım yok diyor, mahkemeye araştırın, parmak izine bakın diyor..benim değil, bu pusuyu kuranların parmak izi vardır, diyor….

    mahkeme bakmiyor…

    bu dijitaller benim bilgisayarıma girmiş mi ona bakın bari, diyor…o da yok…

    ya bunların oluşturulduğu saatte ben alışverişteyim, işte kamera kaydı, diyor…

    buna da kulak asan yok…

    sakalımız yok ondan mı sözümüz dinlenmiyor acaba, diye düşünür oldu albayım?

    ben de öyle söyledim, sakal bırak sakal… hatta mümkünse badem biyik…

    belki albay hatırlanır o zaman…

    hasdal esiri deniz subayları"
    http://askerhaber.com/…arya-dan-hasdal-a-albay.html
  • "üst rütbeli subayların evine fuhuş yapmak için geldiklerinin iddia edildiğini belirten deniz üsteğmen (bkz: burak çetin), "iddianamede belirtilen bu eve ben 4 gün önce taşınmıştım. bu da iddianın ne kadar gerçekten uzak olduğunu gösteriyor. " dedi.

    (...)

    devletin güvenliğine ilişkin gizli bilgi ve belgeleri örgüt kapsamında temin etmekle de suçlandığını hatırlatan sanık çetin, "bu bilgiler, benim askeri okul ders notlarımdı. bu gizli bilgiler arasında tcg kocatepe gemisinin bilgileri de yer alıyor. 10 yıl önce hurdaya ayrılan bir geminin bilgileri bende neden olsun ki?" dedi. sanık çetin, "ayrıca müştekiler arasında kendisine tehdit ya da şantaj yapıldığını söyleyen bir kişi bile yok. " şeklinde konuştu."

    http://askerhaber.com/…etİn-İn-başina-gelenler.html
  • "biraz önce sona eren duruşmada deniz üsteğmen emrah küçükakça deniz astsubay yiğit ali adlığ'ın tahliye edildiği öğrenildi.

    pkk komplosu düştü

    deniz üsteğmen küçükakça, tübitak’ta mühendis, emekli yarbay yücel çipli ile dosya paylaştığı ve 6 büyük savunma projesinin ya durdurulması ya da yavaşlatılması istediği iddia ediliyordu. zaman gazetesi, üsteğmen küçükakça'nın, heronlar için “kesinlikle sekteye uğratılmalı” dediğini bile yazmıştı.

    (sözde) "şantaj ve askeri casusluk'' iddialarına ilişkin emekli albay ibrahim sezer'in de aralarında bulunduğu 56 kişinin yargılandığı davada, tutuklu sanıklar üsteğmen mehmet emrah küçükakça ve astsubay yiğit ali adlığ tahliye edildi.

    mide bulandirici iddialar

    istanbul 11. ağır ceza mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan tutuksuz sanık kubilay şükrü özdemir, iddia edilen suçun ''mide bulandırıcı'' olduğunu ifade ederek, ''ben evli, bir çocuğu olan, türk silahlı kuvvetleri görevlisiyim. iddia edilen belgelerde ismimin neden yazıldığını bilmiyorum. sanıyorum ismim art niyetli kişilerce bu belgelere yazılmış. beraatımı talep ediyorum'' diye konuştu.

    savunma yapan tutuksuz sanık ahmet yasin erdoğan da suçlamaya ilişkin kendisinden elde edilmiş suç delili olmadığını ve iddia edilen örgüt ile ilişkisi bulunmadığını belirterek, beraatını istedi.

    duruşmada tutuksuz sanıklardan engin turan ve özcan erdemir de savunmalarını yaptı.

    ara karar

    tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasını bir dahaki duruşmayı erteleyip, taleplerini alan mahkeme heyeti, ara kararında, tutuklu sanıklar üsteğmen mehmet emrah küçükakça ve astsubay yiğit ali adlığ'ın üzerlerine atılı suçun ceza kanunundaki yaptırım miktarı ve suç vasfının değişme ihtimalini göz önüne alarak tahliye edilmesine karar verdi."
    http://askerhaber.com/…ya-yardim-tezgahi-coktu.html
  • bazı gazetelerin haberi verme şekli 'bir haber nasıl olduğundan tam tersi gösterilir' diye universitelerde ders okutulucak cinsten.

    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/…w.aspx?id=21130723

    linkte de görüldüğü üzere sanıklara sanıklara 15 yıla kadar ceza verilmiştir.

    --- spoiler ---
    iddianamenin bir numaralı sanığı emekli albay ibrahim sezer, ‘örgütü üyeliği’ suçundan 2 yıl 6 ay, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’ suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün, ‘haberleşme gizliliğini ihlal’ suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün, ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme’ suçundan 2 yıl 6 ay, ‘devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek’ suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası aldı. sezer toplamda 15 yıl 7 ay 14 gün hapis ve ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek’ suçundan 3 bin tl adli para cezası ile cezalandırıldı. sezer ‘askeri casusluk ve fuhuşa teşvik etmek’ suçlarından ise beraat etti.

    --- spoiler ---
  • balyoz davası ordunun paşa seviyesinde komuta kademesini şekillendirmek amaçlıydı; bu dava ise yakında paşa olması muhtemel ve mevcut iktidarın görüşüne ters düşen subayları tasfiye etmeyi planlıyor. bütün mesele iktidarın görüşüne sahip subayları yükseltebilmek için onlara bu şekilde kadro açmak. bu arada olan maalesef bir çok masum subaya oluyor.
hesabın var mı? giriş yap