aynı isimde "astral seyahat (film)" başlığı da var
  • astral seyehatin, roketli seyehatten daha ucuza geleceğini akıl eden kimi "ilim" adamları nasa nın kapısına dayanıp "astral seyehatin sırlarını" verme teklifini getirmişlerdir. kafayı yastığa koyduğu gibi evrenin binlerce sırrına vakıf olan bu astral seyehatçilerin her türlü kozmik hadiseyi bilim ile at başı talkip etmeleri ise ayrı bir gerzekliktir.

    misal teleskopun icadından önceki dönemin astral seyehatçileri uranüs diye bir gezegenden haberdar değilken, 30 lu yıllarda marstaki kanallar doldurusuna gelen başka seyyahlar geceleri marslılarla temasa geçiyor, olmayan su kanallarında yüzüyorlardı (kurumus dere yataklarında değil). ne zaman ki mars yüzeyinden el etek çekildi gözler titan a döndü astral seyehatçiler bu sefer titan üzerinde medeniyetlerle konuşur anlaşır oldular.

    bu nevi düşük bütçeli tekliflere açık olan nasanın "astral seyehatçi"lerden istediği şey gayet basit bir deneyin başarısı idi. sizin de gayet rahat ev ortamında gerçekleştirebileceğiniz bu deney "ramthaya ulaştım" diye sağda solda atıp tutan arkadaşlarınızın denyoluğunu ya da guruluğunu ortaya çıkaracaktır. deney için gereken aparatlar gayet basit.
    bir kitap, bir pergel , bir de çukulata.

    seyehatçinin başlığını bilmediğine emin olduğunuz bir kitabı o odada yokken seyehatçinin odaya girdiği, ve yattığı sırada göremeyecegi bir rafa yerleştiriniz. seyehatçimizin tek yapması gereken şey mars a titan bile gitmeden bulunduğu odada tavana yükselip bu yüksek raftaki kitabın başlığını okuyup size bildirmesi. eğer iddialı seyehatçimiz kitabın başlığını doğru tekrarlayabilirse çukulatayı ağzına, atıp tutarsa pergeli götüne sokuyoruz.bu konu üzerinde yazılmış düzinelerce kitaba rağmen bu deneyden henüz kimsenin geçemediğini belirtmem gerekiyor

    (bkz: cevrede inanmayanlar olunca olmuyor fenomeni)
  • fazla çıkıp gelmeniz durumunda ruh yalama oluyor ve hapşırırken falan dışarı fırlayabiliyor dikkatli çıkmak lazım.
  • yakın zamana kadar bu astral seyahat olayının gerçek olmadığına inanan biriydim. sık sık başıma lucid dreaming denen rüyada olduğunu anlayıp rüyanın kontrolünü ele alma olayı gelirdi, gidip sağda solda uçarak gezerdim ama astral seyehat diye birşeyin var olabileceğine inanmıyordum. başına gelmiş gibi anlatanlara götümle gülüyodum. ta ki geçen ay yaşadığım olaya kadar.

    yine uykuda olduğum ama bilincimin yarı açık olduğu, rüya gördüğümün farkında olduğum ve rüyaya müdahele edebildiğim anlardan birinde ne yapacağımı düşünürken kendimi birden bedenimde zorlukla nefes alırken, üzerimde bir ağırlık varken buldum. sanki uyanmıştım ama nefes alamıyordum ve hareket edemiyordum. yardım için aileme seslenmeye çalışıyor fakat sesimi çıkaramıyordum. karabasan denilen olayın başıma geldiğini anladım. bu sırada aklıma astral seyahatle ilgili okuduğum yazılar geldi. o an panik halindeyken var olan tüm gücümle yoğunlaşarak bedenimden uzaklaşmaya çalıştım. ve inanılmaz bir biçimde kendimi bedenimden yukarıya doğru yükselirken buldum. daha doğrusu bedenim olduğu yerde kalmasına rağmen sadece görüş alanım yukarıya çıkıyordu. ama ruhtan bir vücuda sahip değildim. sadece gözlerim havada uçuyor gibiydi. olayın şokunu atlatıp yaşanan durumu biraz daha dikkatli incelediğimde, yataktaki bedenimden kendime doğru uzanan ışıktan bir iplik gördüm. gümüş kordon denen şeyin bu olduğunu anladım hemen. asıl korkutucu şey ise karabasan diye adlandırdığım şeyi bedenimin üzerinde görebilmemdi.

    hemen astral seyahatle ilgili tüm bildiklerimi hızla gözden geçirdim. internette astral seyahatte karşılaşılabilen farklı boyutlardan gelen yaratıklardan bahsediliyordu ve sanırım bu karabasan da onlardan biriydi. aklıma ilk gelen ihtimal onun bir cin olabileceğiydi. bu düşünce korkudan yerimde donakalmama sebep oldu. o sırada bedenimden uzanan gümüş kordonun başlangıç bölgesinde bir ıslaklık hissettim ve buna o yaratığın sebep olduğundan emindim. bir şeyler yapmam gerekiyordu. gümüş kordon kopunca bedene bir daha geri dönülemeyeceğini duymuştum.

    tüm korkularımı geride bırakarak yaratığa ve bedenime yavaşça yaklaştım. yaratıkla karşı karşıya geldiğimde yaratığın gümüş kordonuma hunharca dil atmakta olduğunu farkettim. demek ıslaklığa bu sebep olmuştu. yaratıkla göz göze geldik ve onunla konuşmaya karar verdim. "birader ayıp olmuyor mu? niye tanımadığın kişilerin evine girip gümüş kordonlarına dil atıyorsun? hepimiz canlı varlıklarız. hepimizin anası bacısı var. allah korusun biri sen uyurken evine girip annenin, kardeşinin gümüş kordonuna dil atsa hoşuna gider miydi?" diye sordum. yaratık "kusra bakma gardaş, haklısın, düşünemedim." dedi. biraz daha konuştuktan sonra helalleşip ayrıldık. o günden sonra bir daha karabasan görmedim ve bir daha astral seyahat yapmamaya yemin ettim.
  • bilinçaltınız, farkında olamayacağınız, tahmin bile edemeyeceğiniz kadar çok ayrıntılı bilgi ile doludur. bilinçli olarak bunları hatırlamak isteseniz, kendinizi zorlasanız bile hatırlayamayacağınız, hatırlamayı aklınıza bile getirmeyeceğiniz bilgilerdir bunlar.

    yatak odanızdaki perdede kaç tane kelebek deseni olduğunu bugüne kadar hiç saymamış, buna kesinlikle dikkat bile etmemiş olsanız bile beyniniz zamanında siz farkında olmadan o kelebekleri saymış ve bilinçaltınıza yazmıştır. şimdi biri size sorsa "yatak odandaki perdede kaç tane kelebek var" diye, "yatak odamdaki perdede kelebek mi varmış?" bile diyip şaşırabilirsiniz. sayısını bilmeyi bırak, kelebek olup olmadığının dahi farkında değilsinizdir belki.

    ama uykunuzdayken, rüyanızda yatağınızdan doğrulup odadaki perdeye baktığınızı, perdedeki kelebekleri, kaç tane olduğunu görüp, heyecan içinde uyanıp perdedeki kelebekleri saydığınızda, sayının doğru olduğunu da gördüğünüzde "aha astral seyahat yaptım, uyurken ruhumu ayırıp perdedeki kelebekleri bile doğru saydım" diyorsunuz.

    hayır uykunuzda bedenden falan ayrılmadınız. kıçınız açıkta kaldı rüya gördünüz. rüyanızda da, bilinçliyken farkında bile olmadığınız ama bilinçaltınızda yer alan bir ayrıntıyı gördünüz.

    hepsi bu.
  • mit: doğru çalışmayla ruhunuzu uyku sırasında bedeninizden ayırarak o anda, farklı yerlerde yaşanan olayları anlık olarak görebilir, astral bedeninizi geleceğe göndererek gelecekten bilgiler alabilirsiniz. buna astral seyahat denir.

    gerçek: bilimde ne "astral beden" ne de "ruh" kavramları bulunmaktadır. ikisi de sahtebilimin var ettiği mistisizm ögeleridir. yapılan hiçbir araştırmada astral seyahat yaptığını iddia edenlerin, yapmadığını düşünenlerden daha yüksek yüzdeyle olayları bilebildikleri gösterilmemiştir. tam tersine, astral seyahat iddiasında bulunanların yüzdeleri, tahmini doğru bilme yüzdesinden (%50) bile düşüktür.

    bilgi-1: astral seyahat (astral projection), insanların yanlış rüya tanımından kaynaklanan ve mistik ögelere duyduğu zaaftan doğan bir mittir. esasında lucid dreaming (yarı-uyanık rüya) deneyiminin yanlış yorumlanmış versiyonudur. günümüzde, gerçekten astral seyahat ile ekstradan bilgi sahibi olan kimseye rastlanmamıştır. üstelik bu iddianın ispatlanabilmesi durumunda 1 milyon dolarlık bir ödül bulunmaktadır (james randi vakfı).

    bilgi-2: lucid dreaming (yarı-uyanık rüya), beynin uyku durumuna tam olarak geçememesine rağmen, vücudu uyku durumuna sokması sonucunda meydana gelir. bu durumun kötü bir versiyonu uyku apnesi (karabasan olarak bilinir ki bu foto-albümde o konuda da bilgi mevcut) görülmekteyken, olumlu rüyalar görüldüğünde "lucid dreaming" olarak anılır. bu olay sırasında beynin uyku moduna alınması gereken bölgeleri çalışmayı sürdürür ve etraftan gelen veriler yarı-bilinçli olarak işlenmeye devam eder. bu sebeple eğer ki bu dönemde rüya görülecek olursa, bilincimiz "yarı-bilinçli" olarak bu rüyaları da fark edecek dolayısıyla duyu organlarımızla bu rüyayı kontrol etmemiz mümkün olacaktır. işte bu yarı-bilinçli rüya deneyimidir ve düzgün bir şekilde çalışılarak öğrenilebilecek bir yetenektir.

    bilgi-3: astral seyahat'in bilim dışı olmasının sebebi, "ruh" kavramının ispatsız olarak kabul edilmesi ve bu kavram üzerinden yola çıkılarak ruhun zamana ve mekana bağımlı olmadan geçmişe, bugüne ve geleceğe gidip, herhangi bir bölgeye istenildiği gibi ulaşabileceği argümanının kabul edilmesidir. halbuki bilimde ruh diye bir kavram yoktur; ayrıca bilimsel olarak geleceği ve hatta şimdiki zamanda, farklı coğrafyadaki bir olayı rüya sırasında görmenin bir yolu yoktur. astral seyahat ettiğini iddia eden insanlar, sadece kendilerini rüyalarında gördükleri bir lucid dreaming deneyimi yaşamış bireylerdir. bu gerçeği abartarak rant elde etmeyi ya da hayal güçlerini tatmin etmeyi hedeflerler.

    bilgi-4: yarı-uyanık rüya sırasında birey, aslında beyni tam olarak uyumadığı için bilinçlidir; fakat bunun tam olarak farkında değildir. dolayısıyla uyandığında ve gördüğü rüyayı hatırladığında, rüyayı kontrol ettiğini sanar. aslında gerçekten kontrol etmiştir, zira bilinci yarı-açık olduğu için "ne düşüneceğine" karar verebilir, bu da görsel bilgi olarak, yani rüya olarak beyne yansır. ancak aynı zamanda da kontrol edemez, çünkü rüyalarda çoğu zaman karşımıza çıkan yüzler ve görüntüler bilinçaltından rastgele seçilir.

    bilgi-5: randi vakfı'nın astral seyahat iddiasında bulunan kişiler üzerinde yapılan araştırmada, kişinin önce astral seyahat yapması istenmiştir. kişi, astral seyahatı sırasında jüpiter gezegenine gidip oradan bilgi aldığını iddia etmiştir. bu argümanı sonrasında da kendisinden 65 farklı bilgi alınmıştır.yapılan incelemeler sonucunda bu bilgilerin 11 tanesinin doğru geri kalan hepsinin ise ya tamamen ya da kısmen yanlış olduğu tespit edilmiştir. bu 11 doğru cevabın da 1 tanesi piyasadaki herhangi bir kitapta bulunamayacak kadar orjinal, 7 tanesi bariz bir şekilde bilinen gerçekler, 4 tanesi ise herhangi bir referans kitabından öğrenilebilecek gerçeklerdir. kişinin verdiği bilgilerden 30 tanesi tamamen yanlış, 9 tanesi tespit edilemeyecek kadar üstü kapalı/bulanık, 5 tanesi bilimsel spekülasyon, 10 tanesi ise kısmen hatalı bilgidir. bu başarı yüzdesi, %37 civarına denk gelmektedir ki gezegenler hakkında önbilgili bir insan jüpiter ile ilgili 65 bilgiyi uyduracak olsa, muhtemelen %50 civarı bir başarı elde edecektir. bu sebeple deneme tam bir başarısızlık ile sonuçlanmıştır.

    bilgi-6: farklı üniversitelerde de benzer deneyler yapılmış ve hiçbirinde gerçek bir beden-üstü deneyim yaşanmadığı, hepsinin sıradan rüyaların karmaşık yorumlanmasından doğan hatalar olduğu ve istisnasız hepsinin yarı-uyanık rüya'dan ibaret olduğu gösterilmiştir. kısaca astral seyahat, sahte-bilimcilerin yine bilim üzerinde oynadıkları çocukça bir oyundan ve peri masalından ibarettir.

    evrim ağacı
  • şu 2 hafta içinde iki kez yaşadığımı düşündüğüm şeydir. kısaca başından sonuna ne yaşadıysam anlatmak istiyorum.

    bundan yaklaşık bir ay önce çok değişik tam tarif edemeyeceğim bir biçimde (yatağın içinde gömülürcesine, düşme hissi gibi) uyanmıştım. bunun lucid dreaming mi astral seyahat mi yoksa başka bi bok mu olduğunu merak edip nete girdim. türkçe astral seyahat'le ilgili bir site buldum, astral seyahate çıkma yollarından bahsedilmişti. okudum, nette biraz daha dolaştım, sıkıldım. sonra bunu unuttum.

    iki hafta kadar önce uyuklarken tam uykuya dalma anımda ne hikmetse o sitede okuduğum bir şey aklıma geldi. "tam uykuya dalma anında öne doğrulduğunuzu düşünün" gibi bir şey hatırladım. böylelikle ruhu ittirebiliyormuşsunuz dışarı falan da fişmekan. ve ben de o an öne doğrulduğumu düşündüm, doğrulmak istedim. işte ne olduysa o anda oldu.

    ilk başta sinyal sesi, zonklama sesi gibi bir şeyler duymaya başladım. içimden birşeylerin koptuğunu hissettim, sonra da kopan şey ben oldum. bunun tarifi çok zor, şöyle açıklıyayım. bir muz kabuğunu soyduğunuzda hissettiğiniz o soyma hissini düşünün. sonra kendinizi muzun yerine koyun (aynı örneği şişe ve kapak için de verebilirim) yani soyulan şey olsanız ne hissedebileceğinizi düşünün. her neyse sonra istem dışı vücüdumun üstünde öne doğru uçar gibi gitmeye başladım çok yavaş şekilde. sağa sola hareket edemiyordum ama istediğim yere bakabiliyordum. ayak ucumu da geçtikten sonra (sanırım 10 sn sürdü) düz küfretmeye başladım. bildiğim tüm küfürleri saymaya ve vücuduma geri dönmek için yalvardım. bunu ister istemez hız tersine döndü. vücuduma doğru daha kuvvetli şekilde çekilmeye başladım. tam oturma anında yine bazı sesler duydum. seslerin tamamen bitmesi ve vücudumun içine oturduğumu hissetmemle gözlerimi açtım. işin garibi gözlerimi dehşetle açtıktan sonra bilinç veya ruh olarak taşıdığım (taşıdığımız) şeyin tam içindeki yerini de hissediyordum. sonra bir 20 dakika kendime gelmeye çalıştım, sakinleştim. o garip his geçtikten sonra uyudum.

    geçen gece de yine aynı şey oluyordu tam uykuya dalma anında yine ruhumun dışarı doğru doğrulduğunu hissettim. bu sefer istemsiz olmasına o an öfkelenerek "bu kez olmaz ya!" içimden haykırdım. hemen yine kendi içime girdiğimi hissettim. gözlerimi açtım.

    sonra asabım bozuldu. kimseye anlatamadım. sözlüğe yazabildim sadece.
  • dun yaptigim sey. ayrildim bole bedenimden hemen ucarak karsi komsu hatunun yatak odasina daldim. ha noldu bi sikim olmadi. elleyemiyon edemiyon yorgani kaldirip memelerine bile bakamadim. upgrade edilmeli interaktif olmali...
  • pena ve silginin yapabildigi, bir anda kaybolmalaının mantıklı açıklaması...
  • bu da karabasan gibi gayet aciklanabilir bir olaydir, mistisizme falan bulasmaya gerek yok.

    basitce aciklamaya calisayim: vucudunuz uyuyor ama beyniniz uyumuyor, hala bilinclisiniz. duyu organlarindan input almayan beyin, hatirladigi kadariyla gercekci (veya daha az bilincli bir statedeyseniz ruyaya benzeyen) sanal bir ortam yaratiyor ve siz sadece onun icinde dolasiyorsunuz. "ruh"unuz bedeninizden ayrilmiyor, bilinciniz bos kalmaya alisik olmadigi icin kendi kendisiyle oynuyor.

    (bkz: halusinasyon)

    gercekten cikip dolastigina inanan ve bunu isteyerek yapabildigini iddia eden kisileri james randi amcami ziyarete davet ediyorum. iddialarini kanitlayabildikleri takdirde guzel para var bu iste.

    kesinlikle yasamak istiyorum diyen varsa, sensory deprivation tanklari var, onlardan tavsiye ederim, bir iki saat hicbir sey gormeyin, duymayin, koklamayin vs. bakalim neler oluyor.
  • "üçüncü göz" adlı kitapta
    tibetli rahiplerin bu yöntemi kullanarak uzaydaki
    varlıklar iletişime geçtiği yazıyor,
    ve bu yöntemle sınırların olmadığını ifade etmeye çalışıyorlardı
    (bkz: enteresan)
hesabın var mı? giriş yap