• veri kaynağına göre; avrupa ülkeleri arasında romanya'da hanelerin %47'si bir yada birden fazla kediye sahip olurken, türkiye'de bu oran %10'dur. verilere göre, türkiye’nin yüzde 10’u kedili bir hayat sürüyor.

    bir diğer kaynak statista'nın paylaştığı istatistiğe göre; rusya, yüzde 59'luk oran ile en çok kedi besleyen ülkeler arasında birinci.

    avrupa ülkelerindeki kedi sahipliği oranı
    ülkelere göre kedi severlik oranı
    kaynak 1: veri kaynağı
    kaynak 2: habertürk

    dünya kedi gününüz kutlu olsun.
  • avrupa'da sokaklarında en fazla kedi görebileceğiniz ülke türkiye, şehir istanbul'dur.

    sevgili kedim karabaş'ın ve tüm kedilerin gününü kutlarım.
  • sokaktaki ve köylerdeki kedileri sayarsak yüzde 80% çıkar
  • evde yoktur doğrudur, çünkü türk annelerinin yüzde doksanına ve erkeklerinin yüzde seksenine göre (götümden salladım) kedi pis bir hayvandır ve "evde kedinin ne işi var??"dır. ama bu sokaktaki kediye bakılmayacağı anlamına gelmez tabii.
  • doğrulanması güç bir istatistik sonucu.

    caddelerinde dikkat kedi çıkabilir tabelası olan bir ülke için kedi sevmiyor demek de, ne bileyim, garip sanki.
  • biz kedi, köpek gibi evcil hayvanları evde değil sokakta beslemeyi seviyoruz. onun için yaşadığım mahallede sokak köpeği çevrelerinden yürüyüş dahi yapılamıyor.
  • evlerine almazlar çünkü türkiye'de herkes aşırı temiz (!)
    sokalarda çok hayvan olması bizim hayvanseverliğimizin göstergesi değil, kontrolsüzce üreyen hayvanlar ,hayvanları hiç umursamadığımızı gösteriyor.
  • avrupalılar türkiye için belgesel yapıyorlar . kedilerin en çok sevildiğği ve bulunduğu ülke diye. burada bireyselden çok toplumun sahiplenmesi var.
  • ben muhabbet kuşu besliyorum onun anketini de yapsınlar. türkiye'de en çok muhabbet kuşu beslenir çünkü evlerimiz kıç kadar anca sığabiliyoruz.
  • sokaktaki hayvanları toplayıp barınağa tıkıp iki hafta sonra katleden ab bize hayvan severlik taslamasın lütfen. kalplerini kırarım.

    kolonici mantığı içlerine o kadar sinmiş ki, kendi başına yasayan bir hayvan görünce "özgür ve sağlıklı bir birey/hayvan" değil "ya kıyamam zor olmuyor mu böyle tek başına. ya senin efendin olayım ya da seni öldüreyim" diye düşünüyorlar.

    aynen tüm dünyaya medeniyet götürmek için zaten yapmıştınız soykırımları.

    bir hayvan "sahibi" olmayı köle sahibi olmak kadar baskıcı ve yanlış buluyorum. özellikle hayvani eve zorla kapatıp, yeterli şartları sağlayamayanlar tarafından yapılınca. e ülkede çoğu insan kendine bile yeterli şartları sağlayamayacağı için çocuk ya da evcil hayvan işine girmesinler. hayvanların dolaşım özgürlüğü olduğu ihtiyaçlarının imece usulü çözüldüğü türk sistemi en iyi yöntem olarak geliyor bana.
hesabın var mı? giriş yap