• bu gece istanbul semalarında çok güzel parlayan gezegen. bakmayanlar hemen çıkıp bir baksın derim. çocukken sevdiğim bir şarkı vardı. uzaydan gelmiş olan bir kıza yazılmıştı. kız ayın abartılmış bir gezegen olduğunu, şahsi favorisinin jüpiter olduğunu söylüyordu. belki de haklıdır ama bu gece değil. bu gece ay çok güzel parlıyor, tüm övgüleri hak ediyor.

    she says the moon is overrated
    jupiter's her favorite and pluto can't hang
  • dünyamızın gece lambası.birçok gece yalnızlığımı paylaştığım.özel bir bağım var gibi.her gördüğümde selamlayasım geliyor bir arkadaşı görmüş gibi.onun yalnızlığını gidermek istiyorum belki de.
  • ay her yıl dünya'dan ufak fakat ölçülebilir bir oranda uzaklaşıyor. 85 milyon yıl önce dünya'nın çevresini yüzeyden yaklaşık 10 metre uzaktan dolanıyordu.
  • dünyaya çok aşıkmış ay.
    o kadar severmiş ki, gecesinin en karanligindan gündüzüne hiç onu bırakmazmış.
    fakat dünya da güneşin gücüne, endamina, kör edici parlaklığına hayranmis. sadece gözü onu görür sadece onun etrafında turlarmış.
    ancak güneş dünyaya hiç güzel davranmazmış. ona kışın en şiddetli zamanlarından tutun yazın en kavurucu yıkıcı günlerini yaşatırmış.
    bu dünyayı çok üzermiş. o, ağladıkça bugünkü denizler göller, daha fazla ağlayamayacak hale geldiğinde çöller, sevgisiz kaldığında da kutuplar oluşmuş.
    ay bu olup bitenlere seyirci kalamazmis ve dünyanın en zifiri gecesinde bile gecesi aydınlansın diye ona yakamozu hediye edermiş. dünyaya çarpan göktaşlarına da kendini siper edermiş sırf o masmavi güzelliği gitmesin diye. hep aynı aynı parlak yüzünü gösterirmis ki dünyanın yüzü hep gülsün, mutlu olsun diye.
    tüm bu zorluklara rağmen sevgisinden hiç vaz geçmemiş. hep bir gün dünyanın da onu seveceğine, mutlu olacaklarına inanırmış.

    bu hikayenin sonu güzel bitmiyor. finalde güneş dünya ve ayı milyonlarca derece sicakligiyla yutuyor. fakat her ne zaman gerçekten sevmeyi sevilmeyi bana biri unuttursa, ay bana saf sevginin ne olduğunu hatırlatıyor.

    bu sebeple ay benim için özel bir yere sahip.
  • bugün sanki çok yakındaymış gibi capcanlı ve parlak gözüküyor. çıplak gözle net bir şekilde kraterleri gözlemleyebiliyorum.
  • güneşten hep daha çok sevdiğim gök cismi. geceleri beni takip etttiğini düşünmemden midir bilmem. adaleti farklıdır. gündüzün olmazsa olmazıdır. ben gibi. aynı kalmaz.
  • "dünyamızın uydusu" hakkında kitaplarda, haberlerde okuduğum birkaç bilgiyi derli toplu şekilde yazmak istedim. zamanla düzenleyip eklemeler yapacağım.

    bize uzaklığı 384 bin km civarıdır. yüz ölçümü ise yuvarlak hesapla 38 milyon km2'dir, bu ölçüyü anlamak için rusya'nın iki kat büyüklüğünde bir alanı düşünebiliriz.

    ayda atmosfer, yani hava yoktur. ses dalgaları havada titreşerek yayıldığı için ses dalgaları titreşemez, bunun sonucunda ay'da ses iletilemez. yine atmosfer bulunmadığı için orada olup gökyüzüne bakma imkanımız olsa gökyüzünü her zaman karanlık olarak görürüz.

    ay'da -malum- su da yoktur. hava ve suyun olmaması ay yüzeyinde aşınmanın çok çok az olmasına neden olur. şöyle ki; aydaki en küçük kraterlerin bile milyarlarca yıllık olduğu hesaplanmıştır.

    son olarak ay'ın yerçekimi dünyanın %16.5'u kadardır.
  • ayın, beni kendine çeken has bir enerjisi var. kendimi bildim bileli aya bakar, çocuk gibi hayaller kurarım. hiç bir zaman ona ulaşamayacağımı bilsem de, gökyüzünde görünce, sanki uzansam kementle onu yakalayacakmış gibi de yakınımda hissederim ayı. * ....

    yıllardır megapikseli olmayan nokia 62.30 telefonumla geceleri dolunayın fotoğraflarını çekmeye çalışırdım(şimdi daha düzgün telefonumla çekiyorum). arşivleri kurcalarken de bunu buldum:

    bundan tam 11 sene önce bu tarihte; 13.06.2009 tarihinde, gece 03:25 'te çektiğim dolunay fotoğrafı: görsel

    mobil için ...
hesabın var mı? giriş yap