• (telefonda arkada$la...)
    - biz geldik adaya. siz neredesiniz?
    - aya yorgi'de yemek yiyoruz...
    - tamam geliyoruz biz de...
    - oldu...

    (kaldirimda oturan bir adam ile...)
    - iyi gunler abi, aya yorgi'ye nereden gidiliyor?
    - $u yoldan dumduz gideceksiniz..
    - eyvalla... ne kadar surer?
    - ehehehe..
    - nasil yani?
    - yolunuz 5 kilometre, siz hesaplayin...
    - oehh... neyse eyvalla..

    (15 dakika yurudukten sonra gordugumuz arnold schwarzenegger kilikli ya$li teyze ile...)
    - teyzecim iyi gunler. aya yorgi'ye buradan devam ediyoruz deil mi?
    - (ses vermez... bastonuyla yolu gosterir..)
    - te$ekkurler...

    (bir sure sonra tuvaletci amcayla...)
    - amca aya yorgi'ye ne kadar yolumuz kaldi?
    - yarim saatte cikarsiniz..
    - deme ya..
  • 1996 yılında bir yaz boyunca (niyeyse) her aksamüstü tırmandığım, tırmandıktan 2 saat sonra da indigim, yıllar sonra sewgilimi (zorla) goturdugumde neredeyse ayrılmamıza sebep olacak yokus.
  • (bkz: aya irini)
  • bisikletle 1 saatte tırmanılıp 5 dakikada inilen, hayvani yokuş.
  • her adımda o güne kadar içilen sigaraların her bir dalına küfredilir, sonunda görülen manzara ve içilen şarap yokuşun tüm sızısını alır, yokuş diye ona denir, topuklu şıpıdık terliklerle çıkanlara hayret edilir...
  • lunapark meydanindan kilisenin onune kadar tam 850 metredir.
  • inmesi de cikmasi da bela olan yoku$. tirmandiktan sonraki sucuk ekmek - $arap yoku$u unutturmaya yetmiyor.
  • ucunda istanbul'un en güzel manzaralarından biri bulunan yokuş.
  • lisedeyken en yakın arkadaşımla başına "aya yorgi, taaaaaa...." diye uzaklık gösterir bir tabela hazırlayıp astığımız baş belası yokuş. sanki mecburmuşuz gibi haftada bir gider, nizam caddesinden yürüyerek lunaparka varır, oradan yokuşa saldırırdık. o zaman para bol olmadığından yücetepe kır gazinosunda öyle sucuk, şarap olayına girmez, biraz daha gerilere yürüyüp, adanın arka tarafına bakan ve "teneşir kayalıkları" adını verdiğimiz düz kayalıklarda oturup sandviçlerimizi yerdik.
    bu yaz doğumgünümde arkadaşlarımla gittik ama benden önce tırmamanını bırakın nizam caddesini bile yürüyeni yoktu. geldik geliyoruz diye kandırarak lunaparka kadar götürdüm, yokuşu bitirdiğimizde kimsede eğlenip doğumgünü kutlayacak hal kalmamıştı ama çabuk unutturdu manzarası. herkesin gitmesi, görmesi gereken bir yer. gidip de o yokuşu tırmandığına pişman olanı bulamazsınız.
hesabın var mı? giriş yap