• suriye'li çileci.390'da silifke'de doğmu$tur.30 ya$ına doğru,o zamanlar doğuda bir hayli yaygın olduğu sanılan çileci akıma bağlanarak bir sütun tepesinde ya$amaya ve ibadet etmeye ba$lamı$tır.40 yıl bu $ekilde sütunun tepesinden hiç ayrılmadan ya$adığı söylenir.vatikan tarafından aziz ilan edilmi$tir.
  • 390 yılında doğmuş süryani çileci azizdir. başkalarıyla karıştırılmaması için resmi olarak saint simeon stylites the elder olarak bilinir. bugün kozan(adana) olarak geçen zamanında roma imparatorluğuna bağlı kilikya içinde bulunan sis’te doğmuştur. 395 yılında romanın doğu ve batı olarak bölünmesiyle doğu roma sınırları içinde kalan bu şehirde hristiyanlık hızla yayılmıştır. simeon’un içinde hristiyanlığa karşı bir heves vardı ve 16 yaşına girmeden manastıra girdi. hristiyanlığa takıntılıydı ve manastıra başladığından itibaren savurganlığa ve aşırılığa karşı mücadele için kendisini adadı. manastır üyeleri, toplum hayatına uyumsuz olduğu gerekçesiyle manastırı terk etmesini istedi. kendisini 1.5 yıl boyunca bir kulübeye kapattı. 40 gün yemeden içmeden geçirdi. kulübeden dışarı çıktığında başarısı bir mucize olarak karşılandı. daha sonra ayakları elverdiğinde ayakta durmaya karar verdi. kulübe hayatının sonunda sheik barakat dağı’nın yamaçlarında kayalık bir çıkıntı aradı. 20 metreden daha dar dairesel bir alanda yaşamaya karar verdi. ancak kalabalık hacı kafilelerii bulunduğu yeri istila edip ondan tavsiye ve dua istiyorlardı.kendi tutkusu olan hristiyanlık için vakit bulamıyordu. bu da onu yeni bir yaşam tarzına götürdü.

    giderek artan kalabalıktan kaçmak amacıyla taladah yakınlarında yıkıntılardan ayakta kalan tepesinde bir platform bulunan bir sütun keşfetmiş ve hayatını orada geçirmeye karar vermiş. ilk yerleştiği sütun 2.7 metre kadarmış daha sonra ise 15 metre yüksekliğinde, üzerinde 1 metrekarelik etrafı demir parmaklıklı platform bulunan başka bir sütuna yerleşmiş. hayatta kalabilmesi için civar köylerden çocuklar kendisine ekmek ve keçi sütü getirmişler. yiyecek ve içecekleri sepetle yukarı çekip alıyor bazen de çocuklar sütuna tırmanıp kendisine veriyorlardı.

    manastır büyükleri, yeni ve ilginç bir çileci yol deneyen simeon’u duyduklarında onun bu kahramanlığının tevazudan mı kibirden mi kaynaklandığını anlamak için test etmek istemişler. simeon’a sütundan aşağıya inmesini emredecekler ve eğer simeon bunu kabul etmezse zorla aşağı indirecekler yok eğer itaat ederse kendi haline bırakıp gideceklermiş. simeon tam itaat ve tavzu gösterince onu öylece bırakıp gitmişler.

    yüksek sütunun üzerinde bile simeon dünyayla bağlantısını koparmamış. yeni sütunu daha fazla insan kalabalığı çekmiş. simeon her öğleden sonra insanlarla konuşuyormuş. merdiven sayesinde insanlar onunla duyabileceği mesafeye kadar yaklaşıyormuş. özellikle küfür ve faizcilik hakkında müritlerine talimat verdiği mektuplardan günümüze ulaşanları mevcuttur. merhameti, sağduyuyu, fanatizmden uzak durmayı ve yaşadığı hayat tarzının aksine ölçülü olmayı öğütlemiştir. simeon köylü çiftçiler ve küçük kasabalar arasında tarafsızca hakemlik de yaptı. simeon'un raporları kilise hiyerarşisine ve imparatorluk mahkemesine ulaştı. ıı. theodosius ve eşi ona büyük saygı duydu ve hükümdarlığı boyunca onun tavsiyelerini dinledi. 1. leo simeon’un khalkedon konseyi’ne gönderdiği mektupa büyük hassasiyet göstermiştir. antakya patriği ıı. domninos onu ziyaret etmiş ve kutsal liturji’yi sütunun üzerindeyken kutlamıştır.

    ayağındaki ülser ilerlemişse de onun uhrevi işlerine engel olmamış ve hasta adam sütundan aşağı inmemiş. .) ıı. theodosius simeon’u sütundan inip tedavi olmaya ikna etmesi için 3 piskopos yollasa da simeon inmeyi reddedip tedaviyi ancak tanrıdan beklediğini söylemiştir.

    kalabalıklar simeon’a çok yaklaşıp dua ederken konsantrasyonunu bozmasın diye sütun etrafına iki duvar dikilmiştir.kadınlar genellikle duvarın ötesine kabul edilmez, annesi bile. rivayete göre annesine şöyle demiştir “eğer layıksak, gelecek hayatta birbirimizi göreceğiz.” annesi itaat etti ve saygı duydu.

    37 yıl boyunca sütun üzerinde yaşadı ve 2 eylül 459 yılında hayatını kaybetti. bir müridi cesedini dua eder halde buldu. antakya patriği kalabalık bir ruhban topluluğu önünde simeon’a cenaze merasimi düzenledi. sütuna yakın bir yere defnedildi. simeon’dan sonra birçok taklitçisi türedi. bunlara da stylite dendi. levant bölgesindeki hristiyanlarda yaygınlaştı.

    antakya ve constantinople arasında mirasına sahip olma konusunda bir çekişme başlamış. mirasının büyük bir kısmı antakya’ya kalmıştır. halep’in 30km kuzeybatısında büyük yapının kalıntıları hala görülebilir.

    saint simeon, doğu ortodoks kilisesi ve doğu katolik kilisesi tarafından 1 eylülde roma katolik kilisesinde 5 ocakta anılıyor.
  • simón del desierto/ çöl adamı simon (1965)
    filmin konusu, 5. yy'da hayatının son 36 senesini bir sütun üzerinde çile doldurarak geçiren suriyeli aziz simeon stylites 'ın hayat hikâyesinden izler taşımaktadır. ancak bunuel bu konuyu ele alsa da hikâyeye tam bir bağlılık göstermek gibi bir amaç gütmemiştir.
    bu film, viridiana ve yokedici melek' ten sonra yönetmen luis bunuel , oyuncular claudio brook ve silvia pinal, yapımcı ve pinal' in kocası olan gustavo alatriste işbirliği ile çekilen üçüncü film olmuştur.
    43 dakikalık bir filmden ne bekiyorsunuz bilemem, ama simón del desierto'nun size sundukları şunlar: muhteşem bir hiciv, 43 dakikalık sinema dersi, insan inancına atılmış sorgulayan -çokça alaycı- bir bakış. çoğu yönetmenin 2 katı sürede yapamadığını yapıyor, gösteremediğini gösteriyor buñuel.
    simon (brook) tanrıya yakın olabilmek için 6 yıl, 6 ay ve 6 gündür yüksekçe bir kulenin üstündedir. oradan tanrıya dua eder, ondan af dilenir ve hatta bazı mucizeler gerçekleştirir. şeytan (pinal) ise kendini tanrıya adamış bu ruhu yoldan çıkartmak için her yolu denemektedir. ancak simon'un iradesi ve adanmışlığı her seferinde şeytanı bozguna uğratır; ta ki gurur ve merak devreye girene kadar.
    buñuel'in simeon stylites adında, kendini tanrıya adamış ve bu doğrultuda ona yakın olabilmek ve ona şükranlarını sunabilmek için 37 yıl boyunca bir kulede yaşayan bir azizle, isa'nın çölde şeytan tarafından ayartılmaya çalışılmasını birleştirerek yazdığı bir senaryodan filmleştirdiği bu eser, insan toplumunun çıkarcılığını, diğerlerini nasıl sömürdüğünü, amaçları doğrultusundan nasıl her şeyi söyleyip yapabileceğini 4. yy manzaraları aracılığıyla anlatıyor bize. simon'a mucize dilenmeye gelenlerin amaçları simon'a karşı farklı, yakınlarına farklıyken, üst seviyede din görevlileri sadece "görünmek" için ziyaret ederler simon'u. hem kendi içinde hiç olmadığından, hem de tek düşüncesi tanrısına yakın olmak olduğundan, insanların içindeki art niyeti pek çabuk farkedemez simon. kendisine bilgeliği ve mucizeleri için teşekkür amaçlı yapılan daha yüksek bir kuleyi hediye olarak kabul etmesiyle, belki de dünyevi hislere ilk kez yenik düşmesinden olacak, şeytan'la karşılaşması da başlar.
    bedensel zevklerini kullanarak baştan çıkartılamaz simon. yalancılık karşısında söyleyecek hiçbir şeyi yoktur. ne zaman ki merak ve gurur tarafından aklı karıştırılır; işte o zaman kafa karıştıran bir atlama yaşarız.
    hem biz, hem simon.
    son sahnesiyle, geri dönmek isteyen simon'a (dolayısıyla din olgusuna) "artık devrin geçti, geri döndürülemez olanlar ve yerin bunlarla -modern yaşam, teknoloji, müzik, dans- dolduruldu" diyor şeytan.
    ve dans etmeye gidiyor. simon'un ise gidebileceği hiçbir yeri yok; elinden ise izlemek dışında bir şey gelmiyor.
  • ibadetin inziva da yapılmasını hristiyanlığa kazandıran aziz.
    hz.isa'nın 33 yaşında ölmesine atıfta bulunarak 2 metrelik sütunlar üzerine yaptığı kulübe de 40 yıl ibadet eder. aşağı sadece tuvalet ihtiyacı için iner onun haricinde tam 40 yıl orada yaşar. ardıllarına bu ibadet şekli ile örnek olmuştur.
  • asketizm'de sınırları zorlamış, sütun üzerinde yaşama geleneğini başlatmış olan çilekeş aziz.

    kendisi hakkında 3 kaynak vardır. birincisi kilise tarihçisi theodoret tarafından yazılmış, ikincisi öğrencisi antonious tarafından yazılmıştır. sonuncu metin ise aslı süryanice olan bir otobiyografidir.

    süryanice olan metinlerden bugün dünyada 3 kopya var. birisi latinceye çevrilmiş ve bugün vatikan'da bulunuyor. diğer metinler ise tabii ki british museum'da.

    kendisinin yazdığı mektuplar da bugün hala somut olarak duruyor. peki onlar nerede? doğru bildiniz! british museum'da...
  • antakya samandağ'a adını veren keşiş (i.s. 520 - 592). yortu günü 24 mayıs. (acaba birbiriyle karışan birden fazla simeon stylites mi var?) başka bir kaynağa* göre i.s. 300'e doğru doğmuş olan simeon, bugün kalaat seman diye bilinen bir manastıra gelmiş ve üç kasnaktan oluşan bir sütunun üzerindeki küçük bir hücrede çile çekmek amacıyla yaşamaya koyulmuş, 2 eylül 459 tarihinde ölmüş. bu manastırın yıkıntıları halen ziyaret edilebiliyormuş. hakkındaki ing. wikipedi bilgileri..

    stylites/sütun ermişlerinin sonra iç anadolu'ya kapadokya'ya da seferi var. iç anadolu'yu hıristiyanlaştıranlardan. kendisi değil de ardılları.
    başlangıç bilgisi meryemana.net'te. burada adı symeon diye geçiyor. şurada da direk üzerinde yaşayan aziz simeon diye geçiyor..

    "- hepimizin kusuru vardır, ben aziz maron değilim, sen de münzevi simeon değilsin." amin maalouf - le rocher de tanios

    "bizim kilisemizin , simeon stylites menkıbesini çok fazla benimseyip benimsemediğini pek bilmiyorum ve eğer saygısızlık olmazsa, bu ermişin nefsine eza cefa etmesinin biraz abartılı olduğunun düşünülebileceğini sanıyorum; ama lukianos, bazı antik çağ sofularının, priapos ve iuno onuruna, beyrut'tan pek az uzakta, baküs tarafından dikilmiş çok yüksek sütunlar üzerinde günlerce ayakta durduklarını da öğretiyor bize." gerard de nerval - voyage en orient
  • sütun tepesinde inzivaya çekilmesi, sabiilerin* urfa'daki çifte sütuna çıkıp yedi gün boyunca inzivaya çıkmalarından esinlenme.
hesabın var mı? giriş yap