• bakkala 50 lira verilir bir paket sigara istenir. bakkal teyyaresi parayı abartısız bir 15-20 saniye inceledikten sonra bünye dayanamaz o hiç girmek istediği diyaloglardan birine girer.

    + çok sahte para geliyor heralde buraya
    - valla sana sahte para vermemek için kontrol ediyoruz biz de
    + efferin lafını da hazırlamışsın.
    - lafını hazırlamışsın ha. biz ona tecrübe desek
    + bambaşkaymışsın hocam...
  • sigara dağıtımı yapan adam dükkana elinde karton sigara paketleri ile girer.

    laz bakkal amca: spermlere zararlı olan siçaraları kimse almayi. bunlarin kanser yapanindan yok mi dur?
  • kemiğin çıktığı zamanlarda * bakkalın önündeki dergilere kemik için bakınılır.bulunamaz.yine de içeri girip sorulur.

    -abi kemik var mı?
    -yok biz et satmıyoruz.
  • akşam üstü sigara almaya bakkala inilir. yeni dükkan açan mahallenin bakkalı, romen eşi ve ben eşliğinde şu 3'lü diyalog gerçekleşir:

    ben: kolay gelsin. salut abla sana da*. c'est encore moi.*
    romen apla: salut, comment tu vas ?*
    bakkal amca: sağolasın. buyur ne istemiştin?
    ben: merci aplacım iiim. franzıca'm gelişecek ha sayende. sigara alacam ya. bir de nescafe. benim klasik düo işte. ayrıca bir tane de parliament.
    romen apla: parliament mi? way.* bayan misafirin var galiba. nescafe'yi ne yapacan aa! non. biraz içki için sonra nescafe içersin sen.
    ben: ne?
    bakkal amca: yaw hanım. sus. sanane adamın özel hayatından şimdi? hep böyle yapıyorsun. parliament uzun muydu?
    ben: evet uzun. ya yok. sorun değil de. arkadaşım bağyan değil. erkek.

    akabinde bakkal olan ve romen olan ve bakkal amca ile evli olan dünya tatlısı abla'nın şuh sesleri duyulur.
    romen apla: neden karışmayayım ki. ben müşterilerimin her şeyini bilirim. olsun, olsun oğlum. ben bişey demedim. erkek, kız fark etmez. illahi.
    ben: abla!!
  • - bana bir tane tuz.
    - tuz yok ruhunu versek?
    - olmaz, annem tuz istedi.
    - ruhsuz tuz, tuzsuz ekmeğe benzer.
    - tuz veriyon mu vermiyon mu?
    - ne, muz mu?
    - ne muzu ya?
    - guatemala
    - mala bağladın ha.
    - evet.
  • 10 yıl önce filan, mahallenin bakkalının genç oğlu, mahalledeki havalı bir kızdan platonik olarak hoşlanmaktadır. ve beleş gazoz için bakkal önünde duran bizlere dert yanmaya başlar.

    - olm ben o kıza artık hiç yüz vermiycem!
    - niye lan ne yaptı kız sana?
    - geçen gün zengin bi herif, arabasıyla eve bıraktı bunu!
    - yapma yaaa! ee?
    - öyle işte. ben de artık yüz vermiycem. ama dur bak! yarın bi gün gelir buraya, pastırmayı çok seviyo o.. pastırma var mı diyecek bana, yok diycem! görsün bakalım. el mi yaman bey mi yaman!
  • bir ekmeği bile poşete koymak isteyen zihniyet söz konusu olunca bakkalın içinden söverek monologa çevirdiği diyaloglardır.
  • kent sigaraları nasıl bir kampanya düzenlemişse artık, bizim bakkal bana bi süredir kent satmaya çalışıyor. "ben sigaramdan memnunum" desem de, her seferinde başka bi stratejiyle yaklaşıyor.

    - bi kısa marlboro light versene...
    + abi, bizim marlboro light içen bi müşteri doktora gitmiş.
    - eee?
    + akciğerinde lekeler falan bi şeyler varmış adamın.
    - eee?
    + doktor ona kısa marlboroyu yasaklamış.
    - yasaklar tabii, doğaldır.
    + kent tavsiye etmiş!
    - doktor tavsiye etmiş?!
    + evet, hem de çok... kent iç, iyi gelir demiş.
    - la yürü git. deli bakkal. ver şu paranın üstünü aq.
  • bugün yıllardır önünden geçtiğim halde hiç içeri girmediğim tekel-bakkal karışımı bir yere girdim. maksimum 30 yaşında bir adam. alacağımı aldım. parasını verdim. ve durduk yere şu oldu.

    +* bugün günlerden pazartesi mi salı mı acaba?
    -* pazartesi akşamı. bu geceyi atlatırsak salı olacak.
    + evet. sabah bir kapıcı geldi.
    - ee?
    + çok üzgündü. amcasının oğlu ölmüş. hayırdır neden? dedim.
    - aa allah rahmet eylesin. neden ölmüş peki?
    + öküz tepmiş.

    gülmemeye çalıştım. ama öyle güzel anlattı ki...

    - hepimizi ne öküzler tepiyor her gün ah ah...
    + değil mi? değil mi? ben de öyle dedim.
    - ahhaha oldu o zaman. kolay gelsiiin.
  • işyerinde küçücük çaplı bir kahvaltı organizasyonuna gidilir. en yakın bakkaldan ekmek,peynir, zeytin vs. söylenir ama sanayinin içinde bakkal..peyniri kapalı getirsin ki bari tarihine neyine bakalım, durduk yere zehirlenip; iş gücü kaybı yaratmaylım! siparişler gelir; bakkal peyniri bir güzel ne idüğü belirsiz bi kağıda sarmış getirmiş:
    -e biz kapalı istedik ya peyniri?
    -tamam abla ben açtım zaten kutuyu!!! kapalı peynir valla!*
    artık bizim için bütün peynirler kapalı; adam tenekeyi açmış ordan kesip kesip getiriyor.*
hesabın var mı? giriş yap