• - baktığımız zaman,
    - baktığınız zaman,
    - baktığımızda,
    - bakıldığında
    - bakarsak,
    - bakacak olursak,
    -......
    bu ve bunun versiyonları başta siyasetçiler, bürokratlar, akademisyenler, edebiyatçılar, futbolcular, youtuberlar olmak üzere kısaca hemen herkesin diline pelesenk olmuş durumda. hadi kelime haznesi kıt olanları dışarıda bırakalım ama okumuş yazmış kişilerin bunlara başvurmadan cümle kuramamasına ne demeli! bence hastalık demeli. gerçekten bu bir hastalık! daha fenası bu marazın bu kadar yaygın olması, toplumun dilinin de enfekte olduğunun göstergesi.

    eskilerin dediği gibi bona diagnosis bona curatio, yani doğru tedavi doğru teşhisle mümkündür. teşhisi, bireyden topluma genişletirek bu marazın, ülkedeki dönemin ruhuna* ilişkin bir şeyler söylediğini de farkediyoruz. şöyle ki ilkokuldan beri hepimiz biliriz ki cümlenin anlam varlığına bir şey katmayan her sözcük gereksizdir ve bu sözcükler cümleden çıkarıldığında anlamda herhangi bir değişim, daralma görülmez. nitekim baktığımız zaman ve türevlerini içeren ifadelerin, içinde yer aldığı cümleye hiçbir katkısının olmadığı son derece açık. buna rağmen bir kişi bu gereksiz kelimeleri kullanıyorsa aslında miş gibi yapıyor, sanki gerçekten bir derdi varmış gibi davranıyor, konuşuyormuş gibi görünüyor, zevahiri kurtarmaya çalışıyor, havanda su dövüyor, orta sahada boş top çeviriyordur.

    şimdi burdan hareketle ve de orwell'a referansla, totaliter rejimlerin istenmeyen düşünceleri sınırladıkları bir dilsel tasarım olan newspeak'e zıplamak pekâla da mümkün. ancak 1984'te amaç, dili yalınlaştırıp belli kelimeleri kaldırarak düşünceyi yoketmek iken bizim topraklardaki newspeak ise gereksiz kelimeler boca ederek aynı amaca farklı bir yoldan ulaşmaya çalışıyor. üstelik iktidar, bunu öylesine sinsice yapıyor ki en muhalif geçinen bile dilinin ve de beyninin iğfal edildiğinin farkında değil! hemen çarpıcı bir örnek vereyim.

    günümüzde sosyalistinden islamcısına herkesin bol kepçeden kullandığı bir kelime olan noktasında, ilk ortaya çıktığında badem bıyık benzeri bir akp ürünüydü. birisi noktasında dediğinde o kişinin nereye yanlayacağı şıppadanak bilinirdi (önemli bir kanıt için, ekşi'de konuya ilişkin başlığın açılış tarihi ve ilk entrye bakmak yeterli. ayrıca bir zahmet benim şu entryme de (bkz: #27142907)) aradan geçen 20 yıllık süreçte, belli bir politik görüşün mütemmim cüzü olan ve hiçbir anlamı olmayan noktasında, inanılmaz bir yaygınlık kazanıp bütün ağızları enfekte etti. adeta kadın erkek farketmeksizin herkesin tipi bekir bozdağ'a döndü: bekirbozdağıfikeyşın!

    diyeceğim o ki gerek iktidardakilerin gerekse muhalefetin noktasında, baktığınız zaman gibi kelimelerle sadece dilinizi değil, beyninizi de iğfal edip toplumsal bir afaziye, yani şuursuzluğa neden olmasına izin vermeyin! bunu nasıl yaparısınız, selamı sabahı mı kesersiniz, ağzına kürekle mi vurursunuz bilemem, ama izin vermeyin canım işte!
  • hakan unsal'in am/is/are'i.
  • sadece futbol programlarında kullanılan bir zaman. yorumcular bayılıyor bu iki sözcüğe.
  • manasız bir konuşma kalıbı. baktığımız zaman şöyle böyle, bakmazsak ne?
  • bence, 'altaylı tiago', 'penaltı', 'korner', ''holosko ayağından açıyor'' gibi bir futbol terimi olmalı bu.

    yıllardır bu işin içindeyim, ''orta saha oyundan düştü'', ''rakip kadar koşmazsanız kaliteniz ortaya çıkmaz'', ''lucescu'nun shaktar'la devam eden 2 yıllık bir sözleşmesi var'' gibi birçok yorum ve yorum başlatıcı kalıp gördüm, ancak bunun kadar, her şeye oturanını görmedim. hem seviyor, hem sayıyorum.
  • bu lafı kim çıkardıysa kafasına tükürmek istiyorum. televizyonda herhangi bir konuda yorum yapacak olan iki kişiden biri sözüne bununla başlıyor. baktığın zaman, baktığınız zaman.. ulan hıyar ağası bakmadığın zaman yorum yapmayacaksın zaten. ne demek lan baktığınız zaman?
  • en son temsilcisi ihsan bayülken'dir..
  • türk insaninin düsünmeden konuşma hastalığının son belirtilerinden biri olarak tanımlanabilecek, kullanan insanlarin anadilinin yazi boyutuyla iliski düzeyi hakkında da anında fikir sahibi olunmasını sağlayan bos laflardan biri.
  • sergen yalçın'ın pek sevdiği
    her programına çıktığında söz verdiği üzere adını andığı eltisinin adı.
  • her programda ortalama 6 ile 13 arasında güntekin onay'ın en çok kullandığı kalıptır bu. ne zaman bir örnek verecek olsa, yada derin bir bilgi, cümleye böyle başlar.

    başka kimler mi kullanır? kadim dostu ersin düzen. o da güntekin kadar olmasa da yarısı kadar kullanır en azından. dikkat edin efem çok sık duyacaksınız.

    ama şunu farkettim ben de kullanıyormuşum. sonra anladım gerçekten yaa futbolla ilgili bişey söyleyeceğim zaman bunu sık kullanıyorum. bir nevi gerkesinim herhal..

    sözlük der ki: evet baktığımız zaman da deriz di mi güntekin? di mi ernesto??

    e* : evet tabi ki deriz sizin için de bir sakıncası yoksa efem. dimi la güntekin deriz biz.

    not: evet anladım
hesabın var mı? giriş yap