hesabın var mı? giriş yap

  • japonyada 1 milyona yakın kişide olduğu düşünülen problem. her ne kadar erkeklerde daha sık görüldüğü gibi bir düşünce varsa da bunun böyle olmayabileceği; sadece ailelerin erkekler ve kızlardan beklentilerinin farklı olması dolayısıyla rapor edilen hastaların daha çok erkeklerden oluşması gibi bir ihtimal söz konusu. yani aileler kızlarının odasına, eve kapanmasını daha normal buluyor gibi bir durum var ortada.

    bu sorunun nedenleri arasında okulda dışlanma ya da kötü bitmiş bir ilişki olabileceğine inanılıyor. japonlarda sık görülmesinin nedeninin eski japon edebiyat yapıtlarının yalnızlık ve asalet gibi kavramlara çok önem vermesi olabilirmiş. ayrıca japonyanın istihdam durumu, yüksek seviyeli işler için uzun yıllar süren eğitimlerin gerekli olması, bu eğitimlerin sonrasında da zaten bu işlerin, bu çocukların babaları ya da dedeleri tarafından doldurulmuş olduğunu görmek gibi nedenler de bu sosyal geri çekilmeyi tetikleyen faktörlerden (bir an için bizim insanımız ne yapsın o halde diye düşünmedim değil). yine aynı şekilde hikikomori'ye sahip çocuklar genelde ailesinin uzun yıllar bakabileceği orta sınıfa mensup kişiler. çünkü daha dar gelirli olan ailelerde çocuk küçük yaşlarda çalışmaya başladığı ya da en azından sorumlulukları daha belirgin olduğu için bu sosyal çekilme ile karşılaşmıyorlar. japonların diğer ırklara göre biraz daha iyimser olmaları ve ailenin, çocuğa olan sabırlı ve oluruna bırakan yaklaşımı hikikomori'nin süresinin uzamasına sebep olabiliyor.

    hikikomori'li gençler nadir durumlarda aşırılığa kaçıp saldırgan hareketler sergileyebiliyor. bu saldırıların kendi sosyal eksikliklerinin, sosyal olabilen diğerlerine karşı nefret olarak dışavurumu olduğuna inanılıyor ama bu gibi durumlar çok da fazla olmuyor ve zaten şu an japonyada hikikomori hala öncelikle ailelerin ilgilenmesi gereken problemler listesindeymiş.

  • yaptığınız işe çok fazla bağlanmamak, hayatınızın ortasına koymamaktır. yaşamak için çalışıyorsunuz, o iş için yaratılmadınız!

  • "beşinci günün şafağında beni bekleyin. şafakta doğuya bakın." diyerek gandalf'ın unutulmaz bir katkıda bulunduğu repliklerdir.

  • endişe ile gözlemlediğim durum.

    farkında mısınız? her geçen günle birlikte değerlerimizi biraz da yitiriyoruz. çivi çakmasını bilmeyen insanlar türk genciyim diye dolaşıyor ortada.

    övünmekten hoşlanmam, ancak ben her zaman hırdavata yatkın olmuşumdur. menteşesi çıkmış bir kapıyı üç dakika içinde onarabilirim. izolasyondan anlarım. birkaç gram cam macunu ve tek kutu silikonla harikalar yaratırım.

    benim gibilerin sayısının git gide azaldığını üzülerek görüyorum. zira, testere, çekiç tutması gereken körpe eller kıyasıya tinder kaydırıyor. çivi tutması gereken ağızlar beğeni geldiğinde kıvrılıyor. bu böyle olmaz!

    misal, geçenlerde birine "tut şu boruyu. ben de bu arada penseyle kenarlarını bükeyim ki yerine rahat girsin" diyorum. ürkekçe tutuyor. penseyle sert bir hamle yaptığımda boru hemen kayıveriyor elinden. "neden böyle oldu?" diye soruyorum. "abi ben anlamam bu işlerden .kitap okurum. tiyatroyu severim" diyor. " evladım ben de kitap okurum" diyorum ." sor bir edgar allan poe ,bir frank herbert anlatayım saatlerce" diyorum. "bu bir bahane olmamalı bence. kitabını okuyacaksın , tiyatrona operana gideceksin. ama hırdavatını da ihmal etmeyeceksin. atatürk geleceği sizlere emanet etmiş. akıllı olun biraz" diyorum.

    kolları da incecik oluyor bunların. babalarımıza, dayılarımıza bakalım. hepsinin bilekleri kalın.

    hırdavat sanatına vakıf olabilmek için çaba göstermeliyiz. çalışalım çocuklar! tamir etmek için bir şeylerin bozulmasını beklemeyelim! ben ,şahsen, canım sıkıldığında yatak odamdaki gardrobumu söküp tekrar monte ediyorum. mutfağın musluğundaki contayı çıkarıp banyonunkine takıyorum. banyonunkini de mutfağınkine...havalandırmak için pencereyi açtığımda kendimi tutamıyor, beyaz plastik boya ile köşelerinden güzelce geçiyorum. herkes uğraşsın! tekrar eskisi gibi olalım! hem mutlu bir evlilik sürdürmek için de böyle işlerde biraz maharetli olmak şart kanımca.

    milletçe doğalgaza geçtik .tüpçü kabusumuz sona erdi. ama tesisatçılar, tamirciler; bunlar hala birer tehdit olma özelliklerini sürdürüyor. ben korkarım arkadaşım! filmlerden hepimiz görüyoruz kadın milletinin tamircilere, ustalara ne kadar meraklı olduğunu. gün geçmiyor ki bunun bir yeni örneğini ekranlarımızda görmeyelim. kısa bir tamir faslının ardından, hanımlar ustanın maharetleri karşısındaki zaaflarını gizleyemiyor ve şimdi burada yazmamın yakışıksız olacağı pek çok hadise cereyan ediyor. bunun böyle olmasına izin vermeyelim! hanımlarımıza sahip çıkalım! eve usta çağıracaklarına "bizim bey halleder" diye düşünüp akşamı beklesinler.

    delik çok genişse kibrit çöpü tıkayıp çiviyi öyle çakabiliriz. yıldız vidayı düz tornavidalarla açamayız diye düşünmeyelim. bazıları açıyor. keserin arkasıyla çivi çakarken ürkek olmayalım. galiptir bu yolda mağlup! haydi çocuklar!