hesabın var mı? giriş yap

  • bir metal grubun videosunun altında yazanlar.

    melomanavoraz
    hail from mexico !!!!!

    gotzehammer
    hail from serbia!!!

    j0hnd0e71
    hail from romania !

    guzzistas
    hail from greece!!

    mrmurat
    selamun aleykum from turkey!

  • ayak kokusunun veya ayak kokusu sinmiş çorabın karakteristiğini veren uçucu molekül olan isovaleric acid'in aynı zamanda sert peynirlerin (eski kaşar, parmeggianno, emmental, pecorino vb) doğal formülünün koku profilinde de belirleyici olmasından kaynaklanır. sadece peynir değil, bazen içtiğiniz bira'da da bu kokuyu hissedebilirsiniz çünkü mayanın enfeksiyonu sırasında isovaleric acid açığa çıkabilir.

    sonuçta doğadaki kokulu malzemeye eş sayıda molekül mevcut değil ve bir şekilde pek çoğu zıt malzeme içinde kesişiyor. misal; yasemin/dışkı (indole kesişmesi), bal/idrar (phenylacetic acid kesişmesi) vs vs.

    bizler kokuları bağlamları ile değerlendirdiğimizden, nasıl sunulduysa öyle kabul ederiz. merak edenler bu konuda brown üniversitesi/rachel herz'ün yaptığı deneye bakabilirler.

    yani, takmayın kafanızı. sonuçta "iğrenç" tanımı da, aynı iyi-kötü, güzel-çirkin gibi sizin taktığınız bir etiket.

  • iki kişi boğuşurken patlayan silah sonucunda iki tarafın da birden gözlerini faltaşı gibi açması ve kimin öldüğünün anlaşılması için bir sonraki bölümün bekletilmesi.

  • şekeri tartışmayı bırakmış olmamız lazımdı. diğer gıdalardan alınan doğal şeker vücudun şeker ihtiyacını karşılıyor.(süt şekeri, meyve şekeri)

    ama yağlar zararlıymış gibi genellemelerle beynimizi kurutmayalım, barsakları çürütmeyelim. hayvansal yağlar ve zeytinyağı beslenmede mutlaka olması gereken şeyler.

    bu kadar ekmek vurgusu da tuhaf olmaya başladı, hiç yemeyin dendikçe insanlar ekmeğe saldırıyor. ince dilim tam buğday ekmeği 1-2 dilim en fazla öğün için.
    makine yağlarıyla yapılmış cipsleri yemiyoruz tabiki, vücudunuza sorun neye ihtiyacınız olduğunu. mevzu kilo meselesi de değil iç organları bilinçli çalıştırmak, sağlıklı yaşamak.

  • nüfus kağıdına göre 1777 mutki/bitlis doğumludur. 1934'te 157 yaşında öldüğünde, otopsisini yapan dr. behçet sabit en çok 130 yaşında olabileceğini rapor etmiştir. behçet beye göre ciğerlerindeki verem ve safra kesesinde bulunan taş dışında önemli bir sorunu yoktur. yeniçerilik, inşaat işçiliği ve hamallık serüvenlerinin ardından belediyenin bağladığı ser hademelik maaşıyla geçimini temin etmiştir. hatta bir dönem gedikpaşa kız sanayi-i nefise mektebi'nde model olarak çalışır. o dönemde erkek modellerin ihtiyarlar arasından seçilmesi adet olduğundan belli ki. dünyanın en yaşlı adamı olarak amerikaya davet edildiğinde gazetelerin rivayetine göre new york'un en yüksek binasının terasında, amerikanın refahı için kendisine dua ettirilir. ülkeye döndüğünde ise bu konudan çok kadınların yoğun ilgisine karşılık verip vermediği merak konusu olmuştur.

  • türkçe yazmasından kaynaklanan bir durum. tıpkı yüzde işareti gibi. biz yüzde elli deriz, %50 yazarız. gavurlar fifty percent der 50% yazar.

    18+ da gavurcadır, türkçesi de artı onsekizdir.

    bu kadar basit.

  • desteklediğim ve insan haklarına saygısı olan herkesin desteklemesi gereken devlettir. kürt halkının çektiği zulüm yetti de arttı, onların da devletinin olması gerekiyor. insanca yaşayabilecekleri bu devlet kurma mücadelesinde faşist fransa devletine karşı bir türk olarak kürtlerin yanındayım.

  • çocukluğunda zorbalık yaşayan, boktan ailelere sahip olan ve iyi eğitim imkanı da sunulmayan (veya hiç olmazsa kendi kendine bu fırsatı yarat(a)mayan) bireyler er geç tanık olduğu dehşet manzaralarını içinde bulunduğu topluma geri yaşatır.

    bu açıdan bakarsak sert hatta gaddarca olacak ama diyebiliriz ki "yarın ananı bacını bıçaklayacak mülteci çocuklar için fazla endişeleniyorsun". maalesef ki onlara berrak zihinlerini geri kazandırmak imkansıza yakın. haşere gibi üreyip senin değerlerine kafa tutacaklar, olacak olan bu.

    bunun dışında "savaş nasıl bir vahşettir aklım almıyor" kısmına katılıyorum. sadece diyorum ki "orada kaybettikleri savaşı burada tetikleyecekler"

    buna razıysan ok, gitmesinler. ama umalım ki günün birinde bize sıkmasınlar.