ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir doktorun egosundan daha büyük olan şey
-
altı ay tıbbi tanıtım temsilcisi olarak çalışmış biri olarak söyleyebilirim ki; bir doktorun egosundan daha büyük olan şey, iki doktorun egosudur. oldu gibi duruyor ama sanki olmadı gibi.
(bkz: looney tunes)
rock and roll hall of fame
-
1986 yılından beri faaliyet gösteren, rock'n roll şöhretler kulübü. kurucusu, atlantic records'un sahibi ahmet ertegün'dür. kulüp üyeleri (ve ödüller) dört kategoriye ayrılmıştır: performers, non-performers, life-time achievement, early influences. ohio'da aynı isimli bir müze mevcuttur.
üyeleri arasında jerry lee lewis, elvis presley, b. b. king, roy orbison, muddy waters, the beatles, bob dylan, les paul, the rolling stones, simon and garfunkel, the who, johnny cash, the doors, john lennon, bob marley, rod stewart, janis joplin, david bowie, pink floyd, velvet underground, eric clapton, santana, queen, michael jackson gibi isimler bulunmaktadır.
ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.rockhall.com/
yenibosna istanbulkart merkezindeki memur
-
istanbulkart dolum merkezinin bahçelievler-yenibosna şubesindeki memur abimize, kardeşimize bir teşekkür yazısıdır bu. gereken yerlere de teşekkürümü ilettim ve ileteceğim, mevzu şu:
istanbul kartımı güncellemek için yenibosnadaki kart dolum merkezine gittim, sırada bekliyorum, genç bir kadının işlemi bitti ve karta para yüklemek istediğini söyledi, bilenler bilir istanbulkart dolum makinesi belki de dünyanın en kolay kart dolum makinesidir, kartı takacak yeri bile yok yani kartını oraya bırakıyosun parayı veriyosun bukadar, beş saniye sürüyor ve makine zaten konuşarak yönlendiriyor. normalde bizim memurumuz ne yapar, ablacım orda makine var kartını koy paranı sok yükler der en kibar haliyle. ya da azarlar sorduğunuza soracağınıza pişman eder. lakin bu abimiz koltuk değneklerini aldı, ayağının birinde bayağı engel var, görüntüsünden de belli, güzelce kalktı yerinden ve kapının girişindeki makineden bayanın kartını doldurdu tarif etti ve yerine geçti. hatta kadın da şaşırdı siz zahmet etmeseydiniz diye bi bocaladı, hem alışkın değil memurumuzdan böyle ilgi görmeye hem de abimiz engelli olduğu için nezaket kuralı gereği rahatsız ettiğini düşündü.
hep rezalet başlıkları açarız ya, bence bu gibi durumların da başlığını açmalıyız. bu çivisi çıkmış dünyada çivisi dibine kadar çıkmış olan devlet kurumlarında işini düzgün yapan görevliye teşekkür etmeliyiz. evet o onun işi, yapmak zorunda, ama hem bu abimizin yaptığı şey görevi değil hem de güler yüzü insanlarla güzel üslubu gerçekten çok hoşuma gitti.
eğer bu yazıyı okuyorsan abicim lütfen böyle devam et. dünyayı sen ve senin gibi insanlar güzelleştirecek.
berke barajı
-
bu nasıl tikky bir baraj ismidir dedim duyduğumda, önce bağdat caddesine yaptılar sandım.
hesaplayan adamlar
-
bu tur adamlarin hayat boyunca aradigi $ey rakam'dir.. bir rakam bulduklari zaman hemen onu hesaplayip saglamaya onunla ilgili ilginc gercekleri cikarmaya cali$irlar.. ornek verecek olursak kahvede ya da berberde bir muhabbet gecer "ismet abi bak insan damarlarini uc uca ekleyince dunyayi 7 kere dolaniyormu$" denir denmez hesaplayan adamimiz trigger olur ve ba$lar: "dur hikmet hesaplayalim.. dunyanin cevresi 40 bin km.. 7 kere dolandigina gore dort kere 7 28 yakla$ik 280 bin km uzunlugunda bizim tum damarlarimiz.. her damar 1mm kalinliginda desen ortalama olarak senin kilon kac 87 mi.. bol 87 carpi 1500 bolu 2 arti 5.. bak dogru hesaplami$lar.."
super matematik bilgileri yoktur ama dort i$lemi cok hizli cabuk yaparlar bundan keyif de alirlar..
(bkz: ogreten adam ve oglu)
armani'de 16 bin 736 euro'ya satılan atlet
-
aldım küçük geldi kardeşime verdim.
marketteki kasa bantlarının çalışma prensibi
-
çok basit. bantın altında bir çalışan var. ürün geldikçe alttan çekiyor makarayı. bazen kasiyer size "bant çalışmıyor, ürünleri iter misiniz" diyor ya, o sırada sigara molasında oluyor o arkadaş.
ayna şakasını türkiye'de yapmak
-
ikinci videodan çıkan sonuç gerçekten vahim.
ancak ben şakayı yapan arkadaşların iletişiminde de bir sorun olduğunu düşünüyorum.
orjinalinde, "arkanızdan gelen kızların ne kadar güzel olduğunu farkettiniz mi?", "arkanızdaki çift sizce de çok uyumlu değil mi?" gibi iltifatlar hoş ve naif bir ses tonuyla söylenirken, türk versiyonunda söylenen "dünyanın en güzel/ dünyanın en karizmatik..." gibi ifadeler dalga geçiyormuş izlenimi uyandırıyor.
ilkinde güzelliğinizin farkına varın gibi bir sosyal mesaj veriyorken, ikincisi fazla abartılı bir yaklaşımla "hadi lan oradan" cevabını hak ediyor.
aynı deneye maruz kalsam, ilk yaklaşıma gülümseyip teşekkür edecekken, ikincisine, "bu mu lan dünyanın en karizmatik adamı" cevabını yapıştırırdım.
dönüp bakmaya tenezzül bile etmeyenlere ise diyecek bir sözüm yok.
yaran diyaloglar
-
tarih, haziran 2012. yer, istanbul veliefendi hipodromu...
dalamar kişisi arkadaşları ile 86. gazi koşusunu izlemek için yollara düşmüş, bülteni elinde, kuponu cebinde, hayalleri aklının bir köşesinde hipodroma varmıştır. güneşin altında uzun bir yürüyüşten sonra tribünün önüne gelmiş ve basamakları artık nefes nefese çıkmaktadır. o sırada telefonu çalar, arayan babadır. diyalog şu şekilde gelişir:
dalamar: alo?
baba:...
d: baba?
b: oğlum? nerdesin sen? arkadan gelen o sesler ne?
d: hipodromdayım baba, kalabalık burası.
b: kaçıncı oldun?
d: efendim?
b: ne bileyim lan, nefes nefese açtın telefonu, seni koşturdular sandım.
d: ...
böyle bir adamdır kendisi...
pazar sabahı erken kalkmak
-
kendini 34 yaşında internette çizgi film ararken bulmakla sonuçlanır.