ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
90'ların unutulan şarkıcıları
-
babam tarkan'ı gördükçe tayfun'u hatırlar. her defasında "bak tarkan meşhur oldu gitti, elinde şey olan çocuk nerde?" der.
elindeki şey saksafon efenim, babamın böyle demesinin nedeni de tarkan'la aynı dönem çıkmalarıymış. hatta benden duymuş olmayın ama tayfun tarkan'dan daha ünlüymüş.
hatırlamayanlar için: "hadi yine iyisin, iyisin, iyisin. sen işini bilirsin bilirsin, bilirsin" der kaçarım.
beyaz show'da oğuzhan koç'a yapılan şaka
-
hiç komik olmayan ve bir o kadar da çalışılmış duran tv şeysi.
çok kötü bir insan olduğu düşünülen ünlüler
-
(bkz: ismail türüt)
(bkz: uğur ışılak)
(bkz: niran ünsal)
(bkz: yavuz bingöl)
(bkz: tuğçe kazaz)
(bkz: acun ılıcalı)
(bkz: emre belözoğlu)
(bkz: hakan hatipoğlu)
liste böyle uzayııııp gider.
edit: nihat doğan'ı unuttum kusura bakmasın.
hürriyet'in volkan demirel vs madenci haberi
-
bu nasıl bir gazeteciliktir.
alın teriyle yerin metrelerce altında şerefiyle çalışan bir madenciyi kıyaslayacak başka birini mi bulamamışlar da bu "şey" ile kıyaslıyorlar.
mesai saati içerisinde sigara içmenin yasaklanması
-
bir insanın molasız kaçamaksız kesintisiz 4-5 saat odaklanarak çalışabileceğini düşünen yazar beyanı.
bu ülke kraldan çok kralcı olanlar yüzünden bu halde zaten..
alman fayans ustasının iş disiplini
-
öncelikle cumartesi sabahınızdan yaklaşık 26 dakika çalacağım için özür dilerim, eğer bu zamanı kaybetmek istemiyorsanız aşağıda vereceğim linki tıklamayın. zira ben, video başlayınca sonuna kadar izlemekten alamadım kendimi.
inşaat mühendisiyim, haliyle sektörü ve bu sektörde çalışanları iyi bilirim. hani, kırk yıllık fayansçıyım böyle usta görmedim desem yeridir. adamın disiplinine hayran kaldım ve bir kez daha almanlara olan hayranlığım arttı.
yani adamlarla aramızdaki farkı görmek için bence bu video tek başına bile yeter.
edit: eski link silinmiş, yeni link eklendi.
26 dakikanız yoksa tıklamayın!
türkiye'nin en iyi futbol maçı spikeri
-
melih gümüşbıçak değildir.
"arda arda arda arda, arda gidiyor, arda arda arda, şimdi pasını verdi umut, umut umut umut....." bu ne lan?
ısrarla istanbul'da yaşamaya çalışan insan
-
hakkında yapılan tespitlere genel olarak katıldığım fakat öğrencilik kısmına katılmadığım insan.
istanbul öğrenciliği geçirmek için harika bir şehir. illa itü, boğaziçi vs gibi okullar için de söylemiyorum. öğrencinin kendisini eğitmesi, değişik insanlar tanıması, dünyaya açılması için türkiye'de en fazla olanağa sahip şehir istanbul. bu yüzden ısrarla istanbul'da okumaya çalışan, ısrarla hobiler edinmek kurslara gitmek için ek işler yapan, simit-peynirle geçinip tiyatroya konsere giden, şehri gezip tarihini öğrenmeye çalışan öğrenciye ben saygı duyarım. böyle öğrenciler sandığınız kadar da az değil.
maalesef işte çalışma hayatı başlayınca istanbul o eğlenceli yüzünü çeviyor insana. sadece ne kadar kalabalık olduğunu, sokaklarda dilenen çocuklarını, pisliği, trafiği görmeye başlıyorsunuz. sanki bambaşka bir şehir haline geliyor. ne kadar çabalasam da artık eskiden beni mutlu eden şeyleri bulamıyorum bu şehirde ben. ben onu, o da beni tükettik.
bundan sonra rotamız ege. ama dendiği gibi, tası tarağı toplayıp gitmek de öyle ha deyince olmuyor. deneyeceğiz.