hesabın var mı? giriş yap

  • önce şunu belirteyim, ben daha çok yazar gibi görünsem de aslında okurum. böyle rezaletleri falan da okuyorum tabii ama bu sefer elim ayağım birbirinde okumuyor, yazıyorum. hatam olursa mazur görülsün, affedilsin lütfen.

    facebook'da bir arkadaşımın paylaştığını aynen buraya koyuyorum:

    facebook görüntüsü

    yarın bu çocukların diploma töreni olduğunu öğrendim.
    aile perişan...evlatlarının başında bekliyorlar.
    minicik çocuklar hastanede arkadaşlarının başında beklemek istiyorlar.
    veliler bugün ayaklanıyorlar. kaçı becerebilir bilmiyorum, rica ettiler yazdım.

    söyleyecek sözüm yok sadece "o çocuk sizin çocuğunuz olsaydı" ne olurdu diye sormak istiyorum?

    edit: kaynak falan yok demiş bazı çaylaklar, olay bilfen esenşehir`:hatalı lokasyon yazmışım, özürlerimi kabul edin lütfen` 'de oluyor. evladımızın adı efe.
    şu anda kadıköy şifa hastanesinde. ispattan daha çok duaya ihtiyacı var şu anda ama içinizi soğutacaksa buyrun yazdık.
    efe 13 yaşında ve 7. sınıf öğrencisi.

    edit2: en az sizin kadar somut bir şeyler istiyor ve konuyu bana ileten arkadaşımdan sürekli bilgi istiyorum. "marsha aile çocuğun canının derdinde, o kadar taze ki daha ne kafamızı toplayamadık" dedi. efe'nin sağlık durumu ailelerin elini kolunu bağlıyor maalesef ama asla susmayacaklar biliyorum.

    edit3: derdin atv mi falan diyenler oluyor. cevap vereyim:
    ben kimin evladı olursa olsun, başka birinin evladının canına kast edilmesine yönelik yazıyorum.
    okulun bu konudaki tavrına yazıyorum. önlem alsınlar biz alınlarından öpelim.

    edit4: facebook postu ile bilip bilmeden paylaşıyorsun diyenler bana bildiklerini anlatsınlar, hemen editleyelim.

    edit son: okuldan gelen açıklama. eğitim kurumusunuz, inanmak istiyoruz.
    http://bgs.bilfen.com/kamuoyunaduyuru

    edit: efe'nin sağlık durumuyla ilgili bilgi alır almaz burayı güncelleyeceğim. mesajlar için, efe'ye sahip çıktınız için, efe'yi hiç tanımayan bir ablası olarak, ellerinizden öperim.

    edit: cumartesi günü uyandırmayı planlıyoruz demiş doktorları, durum stabil. hayırlı haberlerini vereceğiz inşallah.

    edit: 21:24 itibariyle haber aldım. efemiz gözünü açmış, yarın normal odaya alınıyor!!!!

    edit: yetkililer twitter hesabından açıklama yapmış, buyrun:

    https://twitter.com/…lfen/status/870659863470370817

    https://twitter.com/…lfen/status/870659915223838720

    edit son: buyrun ailenin açıklaması https://www.facebook.com/…k/posts/10155419870052884

  • net bir bilinç tanımına göre yanıtının değişebileceğini düşündüğüm sorudur. bu konuya ilgi duyup da bir şeyler öğrenmek isteyenlere john archibald wheeler'ı araştırmalarını önerebilirim. ben biraz daha farklı bir açıdan yanaşacağım.

    bilim insanlarının bakteriye veri depolayabilmesi gibi bazı deneyler burada da konuşuldu biliyorsunuz. verinin canlı bir varlığa aktarılmasına f fonksiyonu dersek, bu fonksiyonun tersini almayı başardığımızda kendimize dair bir şeyleri dijital ortama aktarmış oluruz. peki bu fonksiyon terslenebilir bir fonksiyon mu? öyleyse bile günümüzdeki teknoloji tersini almamıza imkan vermiyor gibi duruyor. ancak dediğim gibi önce kümelerin ve fonksiyonun net tanımı yapılmalı ki süreç hakkında fikir yürütebilelim.

    bir metin dosyasını ele alalım. boyutu küçüktür değil mi? word'de 2000 kelimelik bir yazınız 24 kb kadarcık yer tutabilir. bunu notepad'de yazarsanız daha az yer tutması lazım. görünmez bir katibin var olduğunu ve fi tarihinden beri insanların ağzından her çıkanı metin dosyası olarak bir yerlere yazıp kaydettiğini varsayalım. hah, tahminlere göre bu dosyanın büyüklüğü 5 exabyte kadar olacaktır. yani bir kentrilyon byte kadar. bir kelimenin boyutu 10 byte olarak kabul ediliyor. şimdi düşünün, zihnimizde neler var? geçmişe ve şimdiye dair vidyo görüntüleri (144 piksel falan da değil ha full+full hd), fotoğraf görüntüleri, dinletiler (ses dosyaları), geçmişe dair pişmanlıklar ve hesaplaşmalar, on dakika sonrasından tutun da on yıl sonrasına dek uzanan gelecek planları ve olasılık hesapları, bir yandan sosyal ilişkilerimize dair bir sosyal ağ yapısı, bir yandan her an maruz kaldığımız birçok uyartı, say say bitmez. daha bir de veri olarak tanımlayamadığımız ağrı hissi, koku algısı gibi durumlar var. buna buzdağının görünmeyen kısmı olan bilinçaltımızı da ekleyin.

    insan ömrünü ortalama 80 yıl kabul edelim, yukarıdaki bilgiler ışığında sizce ortalama yaşta, 40 yaşında olan birinin zihninde ne kadar veri olabilir? çok. şimdiye dek matematikte o büyüklükte bir sayı kullanıldığını zannetmem. e peki bunca bilgiyi nasıl bir bilgisayara aktaracağız? biraz büyük ve depolama hacmi geniş bir bilgisayar olması lazım. e daha bunun aktarma teknolojisi var, evet kızılötesini geride bıraktık ama yine de vaziyet belli. saniyede en fazla ne kadar veri iletebilirsiniz? diyelim ki saniyede 10 gigabyte veri aktarabiliyoruz, süper değil mi. nöron sayısına dayanarak insanın hafıza alanının 2.5 petabyte kadar olduğu söyleniyor, 2,500,000,000,000,000 byte civarı. eğer hesapta yanlışlık yapmıyorsam sırf hafızayı aktarmak bile 28 gün kadar vakit alıyor. 28 gün uzun bir süre, bu esnada birçok yeni bilgi daha eklenecektir zihnimize, ek olarak onların da aktarılması var. e bir de hayallerimizi, planlarımızı, algılarımızı falan ekledik mi ohooo ölme eşeğim ölme.

    işte, günümüzdeki teknolojinin pek elvermediğini düşünmemin sebebi buydu. ha bundan yaklaşık 35 yıl önce bill gates 640 kb hafızalı bilgisayarın herkese yeteceğini söylemişti. oysa şimdi 1.44 mb'lik disketin yüzüne bile bakmayız. zamanla yukarıda saydığım veri depolama ve aktarma sorunları da çözülecektir. eğer bilincin net tanımını yapabilir, nerede nasıl var olduğunu da saptayabilirsek, bilgisayara aktaramamak için ne sebep olabilir ki?

  • az önce bir twit okudum, sadece 1 helikopter çalışıyor insanlar çamurlu suyu seyreltip içmeye çalışıyor yazmış bir kişi.sonra yardım kampanyası başlatıldığını okudum.sonra aklıma geçen hafta somaliye verilen 30 milyon dolar geldi.
    sonra dedim ki senin öldüğün gün anam babam ölse yine de o günü hayırla yad ederim.başımıza gelmiş en büyük felaket sensin.

  • uzun vade üzerine bir argümandır.

    küresel ısınmanın insanlık için oldukça faydalı bir şey olduğunu düşünüyorum. evrimsel olarak bakıldığında türler kendilerini tehdit edecek çevresel faktörlere maruz kalmadıkça gelişim ve değişimleri gereksizdir. türlerin çevreye adapte olma veya çevreyi kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etme zorunluluğu yalnızca çevresel faktörlerin değişimi ile mümkündür.

    eğer çevre şartları uzunca bir süre değişmezse insanlar değişen şartlar sebebiyle çevreyi manipüle etmeyi öğrenmek zorunda kalmazlar. böylelikle oldukları yerde sayarlar ve ani bir çevresel değişiklikte topluca yok olurlar.

    örneğin dinozorlar milyonlarca yıl boyunca çevreye en adapte tür olarak yaşadılar ancak insanların aksine dinozorlar doğal şartlar tarafından çevreyi kendi çıkarları doğrultusunda manipüle edebilecek şekilde evrimleştirilmedikleri için aniden yaşanan bir çevresel değişiklikte neredeyse yok oldular. insanları çevreyi günümüzde olduğundan daha iyi manipüle etmeye zorlayacak çevresel değişimler yaşanmadığı müddetçe durum insanlar için de de konusu.

    eğer yüz yıl önceki petrol ve enerji tüketim istatistiklerince yapılan tahminlerine bakarsanız o zamanlar insanlık mevcut petrol kaynaklarının 2000 yılına varmadan tükeneceğini öngördüklerini görürsünüz.

    ancak bu denli önemli bir enerji kaynağının tükenmesi riski insanları böyle bir ihtimale karşı önlem alma zorunluluğu ile karşı karşıya getirmiş ve bilimsel çalışmalar desteklenerek petrol kullanımının çok daha verimli bir hale getirmesi bu riski atlatmamızı sağlamıştır.

    bugünkü küresel ısınma tehlikesi de o yıllardaki gibi zorluklarla beraber bu zorluklara çözüm bulma arayışını beraberinde getirdiği için insanlık bu alanda araştırma ve geliştirme yapmak ve ilerleme kat etmek zorundadır.

    küresel ısınmanın çözümü için kimya, fizik, coğrafya, meteoroloji ve jeomühendislik gibi çeşitli alanlarda yapılan araştırmalar bu bilim kollarının araştırma yaptıkları alanlarda normalden çok daha hızlı ilerleme kaydetmelerini sağlar. ancak küresel ısınma hiç ortaya çıkmasa bu konuda hiçbir sorunla karşılaşılmadığı için çözüm uğraşı da ortaya çıkmaz.

    bu noktada " tamam da küresel ısınma olmasın biz de yavaş yavaş gelişelim işte ne olacak" diyenler olacaktır.

    insanlığın yavaş yavaş gelişmesi gibi bir seçenek yok arkadaşlar. böyle bir seçenek yok çünkü başımıza ne iş geleceğini bilmiyoruz. şimdiye dek yaşam tarihinde meydana gelmiş 5 büyük toplu yok oluş vardır ->görsel

    haritada görebileceğiniz gibi bu toplu yok oluşlar ani atmosfer değişimi, volkan patlaması ve asteroid çarpması gibi görünürde hiçbir şey yokken meydana gelmiş ve yaşama çok ağır darbeler indirmiş olaylardır. şu videonun 5:40 sonrasını izlerseniz mesela şu an dünya üzerinde patlaması mümkün ve yakın olan, ne zaman patlayacağını bilmediğimiz ve patladığında küresel ısınmayı devede kulak bırakacak derecede felaketle sonuçlanacak süper volkanlar olduğunu görürsünüz.

    şimdi bir katilin sizi 7 gün içerisinde öldürmeye çalışacağını bildiğinizi, ancak hangi gün öldüreceği konusunda bilgi sahibi olmadığınızı varsayın. mantıklı olan ilk günden kendinizi savunabilmek için gerekli tedbirler almaya başlamak mıdır yoksa 7. günü bekleyip 7. güne gelindiğinde bir şeyler yapmaya çalışmak mıdır?

    bu senaryoda küresel ısınmayı size katile karşı kendinizi koruyabilmeniz için "oğlum bak kendine gel senin kendini korumayı öğrenmen lazım yoksa öleceksin " diyen arkadaşınız olarak hayal edebilirsiniz.

    daha iyi anlaşılabilmesi için görsel -> görsel

    bu arkadaşa örnek olarak, şu videoda özetlenen araştırmaların ve bilgilerin ortaya çıkışlarının sebebinin başlı başına küresel ısınma olduğunu ve eğer küresel ısınma olmasaydı hiçbiri ile meşgul olma ihtiyacı duymayacağımızı tahmin edebilirsiniz. bu alanlarda araştırma yapılması ve araştırmaların başarılı olması durumunda atmosfer ve kimyası hakkında çok daha geniş bilgi ve eylem kapasitesine sahip olacağımızdan, yok olma ihtimalimizi uzun soluklu süreçte azaltmış ve belki de çok daha tehlikeli felaketlere karşı hazırlanma imkanı bulmuş olacağız.

    sonuç olarak küresel ısınmayı önleme çabamız sayesinde edindiğimiz teknolojiler ve bilgiler ile bu duruma karşı hazırlanma olanağımız da artar.

    hayatta kalabilmek için zorlukları yok etmek mantığı tutarsızdır, çünkü hayatta kalmak için zorluklar elzemdir. zorlukları önlemek veya yok etmek değil, onların üstesinden gelmek için çabalamak gelişime ön ayak olur.

    yani küresel ısınma problemini çözmek isteyenler " ne yapmazsak küresel ısınma olmaz" düşünce biçimini bir kenara bırakıp "ne yaparsak küresel ısınma bize zarar veremez" düşünce biçimini benimsemelidir.

  • 80'li yılların başında beşiktaş'a çok büyük bir miktarda nakit hibe ederek beşiktaş'ı ayağa kaldıran ve bunu yaparken yönetim kurulunda dahi olmayan büyük beşiktaşlı erdoğan demirören'in frankenstein'a benzettiğim oğlu, iyi bir beşiktaşlı.

    yıllar sonra gelen edit: iyi bir beşiktaşlı olduğu konusunda bizleri şüpheye düşürmüş insan.

    daha bi yıllar sonra gelen edit: ben de bu adama "iyi bir beşiktaşlı" demişim ya, ağzıma sıçsınlar benim. 19 yaşında yazıp da 26 yaşımda pişman olduğum çok şey var ama bu bi başka mına koyim. acı çekiyorum resmen.

    en son edit: olm adam fenerbahçeli çıktı lan?

    en bi son edit: erdoğan demirören için söylediklerim de içime kaçmış bulunmakta. hayırlı olsun.

  • ilginç bir metafor barındıran program. eski ibo yerinde duramazdı, enerjikti, mutluydu tıpkı eski türkiye gibi. şimdiki ibo'nun ise başına gelmeyen kalmamış, acı bir şekilde gülümsüyor sadece. tıpkı şu anki türkiye ve bizler gibi.

  • 3 tip ve imam;

    tip: meraba.. biz amatör olarak dinle ilgileniyoruz da.. bir ustadan yardım alalım dedik..
    imam: amatör mü?.. nası amatör?...
    tip: isterseniz önce işlerimizi gösterelim.. bunlar nacizhane benim yazdığım ayetler.
    imam: la yürüyün gidin tövbe tövbee..
    tip: fotokopiyle kutsal kitap da çıkarttık.. adı: incir.. bakmak ister misiniz?
    imam: la havle vela kuvvete illa billa..
    tip: hah.. onun yerine lay lay loy loy gibi birşey düşündük..
    imam: la yürü!!!