hesabın var mı? giriş yap

  • açıklamada fotoğrafın kendisine ait olduğunu beyan etmemiş, hırsızlık olduğunu nerden çıkartıyorsunuz.

    fotoğrafçıdan izin aldığı sürece hırsızlık olmayandır.

  • üç sebeptendir.

    1- zekice kurgulanmış bir sci-fi yazacak kadar bilime yakın bi' halk olmamamız.
    2- adam akıllı bi' sci-fi yapımı için oldukça yüksek miktarda yatırım gerekmesi.
    3- izleyici kitlesi bulunmaması ve yapımın kendini amorti edemeyeceği gerçeği.

  • kapıyı kırmadan önce zile basmayı denemiştir, bunun üzerinden ego kasmak anca burnu büyük bi elfe yakışırdı. amk orta dünyanın başına ne geldiyse elfler yüzünden geldi hala sağa sola akıl veriyolar. ya işe yarasaydı?

    bunlara kalsa yüzük napılır diye senelerce tartışırlar, sonunda da sauron kapıya dayandığında erdemli şekilde geberirlerdi.

    eylem adamı gimli boş muhabbet yapmamış, emaneti çıkardığı gibi harekete geçmiştir. bana bunlarla gelin amk.

    elflere kalsa tbmm tutanakları gibi kitap olurdu yüzüklerin efendisi.

  • insana "keşke küme düşseydik, keşke 5 sene durumu toparlayamasaydık da şunları duymasaydık" dedirten açıklama. 3 temmuzdan sonra senin gibi bir yalakanın arkasında durduğum için bana da yazıklar olsun.

  • gulmenin bulasici oldugunu gostermis cocuklardir. aksam aksam guldurdu sevimli sey, nasil da kikir kikir guluyor.

  • bir cemil çiçek sözüdür. kendisi kandilli rasathanesi müdürü mustafa erdik'in 5.9 büyüklüğünde diye açıkladığı deprem için "eksik bilgiler zaman zaman olabilir ama bize göre deprem 5.7 büyüklüğündedir” demiş.

    bize göre...yahu depremin sana göresi mi olur? adam rasathane müdürü, bütün bilgiler ondan alınıyor, sen kimden aldın ki bilgiyi doğrusu bu diyebiliyorsun? hem de bize göre diyerek. pardon ama siz kimsiniz?

    yarın başbakan simav'a gidip, "deprem 5.9 büyüklüğündedir dediler ama biz yılmadık, çalıştık depremi 5.7'ye indirdik. hayaldi gerçek oldu!!" derse valla şaşırmayacağım.

    sanki enflasyon açıklanıyor arkadaş, bize göre 5.7'ymiş, vay anasını.

  • yaşamak denmiş ama bu sadece hayatta kalmak. amaçsız bir yaşam, tatsız tuzsuz bir yemek gibidir sonuçta. hayatın evreleri vardır, ve bu evrelerin düzenini bozduğun da, tüm senkronu kaçırıyorsun. eğitim gibi, bir eş bulmak, bir çocuk yetiştirmek gibi. 40'ında 20'lik delikanlı gibi dolanmak ne kadar cezbedici gibi görünse de bu böyle. yaşayıp, büyüyüp, sorumluluklarımızı yerine getirip ölmek zorundayız hepimiz.