ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
laiklerin ülkede çoğunluk olduklarını sanmaları
yaran fıkralar
-
aslan ormandaki senelik iznini kullanacakmış. toplantı düzenlemiş, ormanın %90'ı da katılmış. hemen konuya girmiş aslan:
"evet arkadaşlar biliyorsunuz yine benim yıllık iznim geldi, 15 gün kadar olmayacağım buralarda, bu süreçte benim yerime bakacak olan arkadaşınızı bu sene tavşan olarak belirledim, 15 günlüğüne ormanın kralı odur"
bütün hayvanlar biraz şaşırmış ama kralın kararına itiraz etmeye cürret edememişler. neyse, aslan çıkmış tatiline, ormanda tavşan hegemonyası sürmeye başlamış. gidip maymuna pandik atmış, "hoop napıyorsun" demiş maymun, "ben kralım ne var?" diye hemen üste çıkmış tavşan. onun dışında kurtun sırtına çıkıp deh deh diye sürüyormuş, geyiğe pandik atıyormuş vs. bütün hayvanlar şikayetçiymiş ama kral olduğundan sesleri de çıkmıyormuş.
tavşan bir gün dolaşırken bakmış ayı nehirde balık avlamaya çalışıyor. gitmiş hemen pandik atmış ayıya. ayı dönmüş bildiğimiz minnacık beyaz bir tavşan mal mal suratına sırıtıyor. bir koymuş tavşana elinin tersiyle, tavşan duvara yapışmış. ardından üstünden tozları falan silkelerken tavşan:
"mına kodumun ayısı bir toplantıya da katıl be !!"
beşiktaş 9 puan istiyor
-
beşiktaşlıyım. adımı bile efsanelerimizden birisinden aldım.
okur okumaz aklıma gelen ilk şey "mahalle yanarken bazılarının yaptığı şeyler" oldu.
fidan dikmek için 120 bin kişiyi işe almak
-
milyarlarca ağaç dikmişlerdi hani, o zaman niye böyle bir istihdam sağlamadılar 250 milyoncuk için 120bin kişiyi geçici işe alıyorlar.
demek ki milyarlarca ağaç diktik açıklaması yalandır.
(bkz: 6 milyar ağaç diktik)
(bkz: başbakanlığım döneminde 3 milyar ağaç diktik)
mide yanmasına öneriler
-
en basit anlatımla bol su, küçük porsiyonlu öğünler, salça, baharat, acı ve yanmış yağdan uzak durmak, çay ve kahve tüketimini bir nebze olsun düşürmek.
tok karnına eğilmemek ve uyumamak.
kocaya kereviz yedirme sanatı
bilgisayara yüklenen ilk oyun
mansur yavaş benim belediye başkanım değildir
-
hah işte yavaş yavaş bizim 17 yıldır yaşadığımız kıvama geliyorlar, kişiye değil makama saygı göstermeyi bileceksiniz.
yaran inci sözlük entry'leri
-
kızla yaptığım otostopik yolculuk
beyler şimdi saat 1 de uzaktan eğitim dersinin sınavı vardı. ortak zorunlu ders olduğu için bütün üniversite iki oturumda girecek sınava. neyse saat 12 de hazirlandım, çıktım. bindim otobüse. gittik üniversitenin girişinde indim. felaket bir kalabalık var. (oturduğum yerden direk otobüs yok üniversiteye, aktarma yapıyorum genelde.) aktarma yapıcaz ama hem gelen otobüsler hem dolmuşlar dolu. boş olsa bike binemezsiniz yani o derce bir kalabalık. bir kız vardı yanımda sevgilisini aradı. gel beni al diye. geçtim kızın arkasına bunu izlemeye başladım. baktım bir arabaya dogru hareket falan yapıyor. bu kızın peşinden gittim. kız öne ben arkaya oturdum. direk kızın sevgilisine selam verdim. naber, nasılsın falan sordum.
kız beni sevgilisinin arkadaşı sanmış olacak ki ses etmedi. sevgiliside kızın arkadaşıyım sanmış olacak ki o da ses etmedi. ben de daha ses etmedim. öyle sessiz sessiz gittik. dedim dur şöyle ben ineyim. indim gittim sınava. inşallah benim yüzümden bir şey olmamıştır ilişkilerine.
dogunun sizofreni
anaaaa debeye girmiş lan çok mutlu oldum. ehehe :)
param var arabadan anlamıyorum arabası
-
param yok ama arabadan anlarım arabası toyota'dır. gerisini bilmem.
dergi cd'lerinden demo oyun oynamış efsanevi nesil
-
of ulan bir yerim cız etti. demo bile olsa bazı oyunları uzun süre oynamıştım. yarış oyunu falan olunca az sayıda pist olurdu ama defalarca oynanırdı yani. yoklukta gideri vardı.
new york city'nin dünyanın en güzel şehri olması
-
nyc'ye çok yakın bir şehirde yaşayan biri olarak katılmadığım önerme. sınıflı toplumların ne kadar kusuru varsa hepsini içinde taşıyor new york.
bir tarafta inanılmaz gökdelenler, şıkkıdı şıkkıdı yürüyen -ve yüksek ihtimalle rahatsızlık verecek derecede umursamaz- adamlar ve kadınlar, ihtişamlı gökdelenler ve onların gökyüzünü aydınlatan ışıkları, diğer tarafta sokakta/metroda yaşamak zorunda kalan, yiyecek bulmak için bin takla atanlar. ayrıca şehrin az çeperlerine gittiğinizde yerleşim yerleri de rezil bir hal alır. insanların bin bir zorlukla yaşadıklarını görürsünüz. metrosuna inersiniz, kesif bir sidik kokusuyla yüzleşmek zorunda kalırsınız. bazen de fareler gelir dibinizde dolaşır, göz göze gelirsiniz. alın size dünyanın süper gücü abd ve onun en büyük şehirlerinden biri olan new york.
ama şehir dendiğinde bunlar nedense akla gelmiyor. şehir dediğin şey o bölgede yaşayan insanların o coğrafyayla etkileşimi sonucu ortaya çıkan bir hadise değil midir? gökdelenler, şehrin merkezi yerindeki üç beş hoş bina bazı kesimlerce hem sinir olunan ama aynı zamanda tapılan amerikan hegemonyasının zihin dünyamızda işgal ettiği alanla birleşince "new york dünyanın en güzel şehri" dedirtiyor insana rahatça.
pek öyle değil o iş.
edit: ayikiza tesekkur ediyorum umarsiz kelimesinin yanlis kullanimiyla alakali olarak beni uyardigi icin. umursamaz olarak duzelttim o kelimeyi.
benim başkanlığım düştüyse onun da düşer
-
iki gündür niyeti bozduğunu gösteren konuşmasıdır.
eğer öyle bir şey yapar ve bizde aval aval bakarsak artık adam/insan değiliz.
berkay'a görülmemiş büyüklükte bir dava açacağım
-
(bkz: dava adamı)