hesabın var mı? giriş yap

  • "eğer size birisi bir şeyi kimin icat ettiğini sorarsa ve siz o şeyi icat edenin kim olduğunu bilmiyorsanız tesla icat etti deyin, büyük ihtimalle doğru cevap vermiş olursunuz. "

  • yüzde 51 yerli ve yüzde 51 milli araç. yavaş yavaş kendileri de kabul etmeye başladı bu gerçeği. togg, türkiye'de montajı yapılan fiat ve renault kadar yerli ve milli olacak o zaman.

    lastik yerli, döşemeler yerli, karoser yerli ama motor ve elektronik aksamları yabancı bir araca yerli ve milli denir mi?
    evet denir, akp döneminde her şey mümkündür.

    edit: elektrikli olunca motor değil diyen salakları görüyoruz başlıkta, bir de mesaj atıyor ağzı bozuk sığır. lan sen git aya yapılacak otobanı güzelle, herkesi de kendin gibi sığır sanma.

  • bi kaç gün önceki bir bölümünde büyükbabasının anlattığı hikaye ile hitap ettiği yaş aralığının sanılanın aksine oldukça geniş olduğunu kanıtlamıştır, hikayeyi anlatayım da tam olsun:

    ben kendi yolumda yürürken bir gün çok güzel bir kızla karşılaştım, ve ona bundan sonra yola birlikte devam etmeyi teklif ettim ve birlikte yürümeye başladık, yol arkadaşım ve ben hiç bir zaman yolun dümdüz olmayacağını biliyorduk, ve karşılaştığımız çukur ve tümseklerde hep birbirimize destek olduk, bir süre sonra yolumuzda bir kız çocuğu eşlik etti bize, kendi yol arkadaşını bulup onunla yürümeye başlayana dek
    sonra bir gün yol arkadaşım topallamaya başladı, ayakkabısına bir çakıl taşı girmişti, hepimiz onun ayakkabısındaki taşı çıkarmak için çok uğraştık ama bi türlü olmadı taş artık yürümesine engel olunca bir elma ağacının dibinde dinlenmeye başladı ve bana onu orda bırakmamı ve yoluma devam etmemi söyledi, başka seçeneğim olmadığı için onu orda bırakmayı kabul etmek zorunda kaldım ve yoluma benim de ayağıma bir taş girinceye kadar devam ediyorum, yol arkadaşımın yokluğunu ve desteğini o kadar çok hissediyorumki, keşke birlikte yürüdüğümüz zamanlarda ona varlığının önemini anlatsaydım diyorum

    sekiz yaşında ve aşıksanız hayat ne kadar güzel di mi?

  • ulan aynı şey istanbul'da benim başıma geldi.

    hava yağmurlu. trafikten kaçmak için ara sokaklara girdim. millet de bu biliyordur peşime takıldı, abi resmen millet arkamda kuyruk oldu. sokaklar git gide daralıyor, arkamdakilerin sorumluluğu var üzerimde ve ben kesinlikle nereye gittiğimi falan bilmiyorum. balat'ın arka tarafları.

    en sonunda yol bitti. evet, yol bitti, çıkmaz sokak. ben ne yaptım?

    arabayı park ettim. oradaki apartman benim evimmiş gibi giriş yaptım, arabalara da "la burası benim evim yanlış yaptınız siz dayı" şeklinde el işareti yaptım. isterseniz yukarı gelin çay içelim mk?

    hepsi geri geri gittiler. ben de apartmanın içinde saklandım bir 10 dakika. sonra da gerçek evime gittim.

    bu da böyle bir anımdır.

  • hikayemiz şöyle;

    60'lı yılların başında ford, kompakt boyutlarda bir spor otomobil üretmek amacıyla zibilyon bir çok farklı tasarıma sahip konseptler hazırlar, hazırlatır. konseptlerden biri de "gerçek ilk nesil ford mustang"ten yaklaşık olarak 40 santim daha kısa, tek kaplı bir tasarımdır. vince gardner tarafından tasarlanan shorty, amerikan üreticinin uzun dönemli ford prototip-konsept-şov arabalarını gerçeğe dönüştüren dearborn steel tubing (dst industries) tarafından üretilir. kaputunun altına da 260 inç küplük (4.2 litre de denilebilir, ford falcon ve mercury comet'te de kullanıldı) v8 motor takmak da ihmal edilmez.

    ancak tamamen seri üretime hazır, yürür halde olan cihaz; ford tarafından çok benimsenmeyince, diğer hazırlanmış konseptler gibi basma makinesinin yolunu tutmaya hazırlanır. ama tasarımcı gardner eserinin jilet olma olasılığına dayanamaz ve arabayı ford merkezinde bekletildiği yerden çalarak, yakınlardaki bir depoya saklar - hem de etrafını tuğla ile örerek. amerikan üretici ise devreye sigortacıları sokar "çalıntı araba" mevzusundan dolayı.

    senaryonun devamında hırsız tasarımcı gardner arabayı sakladığı deponun kirasını ödeyemez, depo sahibi de mekanında dolanırken arabayı keşfeder ve "ödenmeyen kira"nın karşılığı olarak arabaya el koyar. sonrasında ford'un ileri yöneticilerinden birine (autoweek ford'un sigortacısının satın aldığını söylerken, new york daily news ileri yönetici demekle yetiniyor) satar.

    1968 yılında araba hemming motor news dergisi üzerinden satışa çıkarılır. dergiyi okuyan bill synder (ohio'lu bir iş adamı, amerikanın önde gelen matbaalarından nordec inc'in sahibi) adamlarından birini arabanın yanına connecticut'a yollar, teslim alması için.

    işin ilginci synder satın aldığı ford'u daha ilk tasarlandığı günlerde bir araba fuarında görüp acayip beğenmiştir. ford yetkililerine aynen böyle bir iki koltuklu bir mustang sahibi olmak istediğini ve 10 senelik corvette'inin yanına koyacağını söyler ama yetkililer aracın asla üretilmeyeceği cevabını alır. şans! hayalindeki araba elindedir artık.

    synder aradan geçen 46 yıl içinde arabanın motorunu 302 inç küplük mustang boss v8 motoruyla değiştirir, orjinal boya rengiyle tekrar boyar...

    ------------------------------------------

    söz konusu araba 27 mart 2015 günü fort lauderdale'deki açık arttırmada satılacak ve değerinin 400000$ ile 600000$ olduğu söylenmekte. açık arttırma linkinde bahsettiğim hikayenin epey detayı var;

    http://www.auctionsamerica.com/…ecode=fl15&id=r0067

    daily news'teki yazı;
    http://www.nydailynews.com/…stang-article-1.1885980

    ford'a göre hikaye;
    https://media.ford.com/…64-ford-mustang-shorty.html

  • kendi huzurunu yakaladığını düşündüğüm değişimdir.

    yadırgamadım, aksine tanımasamda mutlu oldum.

    bir yazar arkadaş çok güzel özetlemiş, kendisi bunu islamiyet ile bulmuş. bir başkası budizm ile ya da başka bir şeyle bulabilir. şekle, semale takılmadım.

    ben videoyu izledikten sonra düşündüm. ben kendi huzurumu nasıl bulabilirim diye…

    meriç erkan' ın izlediği yol bana uygun bir yol değil ama izlenimlerim benden huzurlu olduğu yönünde.