ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sözlük erkeklerinin yakışıklılık dereceleri
-
vizesi olmayan, onun yerine grup halinde sunum yapılarak geçilen bir derste (henüz bilmiyorken) gruplar oluşturulurken derste olmadığım (zaten genel olarak olmadığım) ve vize öncesi hafta okula ne dönüp bittiğini öğrenmeye gittiğimde olaydan haber olduğum ve bütün grupların dolmasıyla grupsuz kalmam sonucu hoca tarafından iki tane çek cumhuriyeti kökenli erasmuslu kızdan oluşan bir gruba eklendiğim bir durumda (önce gidip kızlara sordum ve kabul edildikten sonra eklettim kendimi listeye tabi), sunumla alakalı iletişim kurabilmek maksadıyla kızlara ulaşmak için hocanın maille yolladığı listeden kızların isimlerini bulup facebook'tan eklemem sonucu kabul edilmeyecek kadar yakışıklıyım.
daha sonra uzunca bir mesajla durumu izah ettim, "tamam biz halledicez sana senin kısmını yollarız" diye cevap attılar, ben de usulca arkadaşlık isteğimi geri çektim :(
kedilerin az yakıp çok kaçması
-
kedi denilen amaçsız hayvanın işe yarayan tek özelliği. kodumunun canlısı denk gelirse iki lokma yiyiyor. tüm gün boyunca oradan oraya serserilik yapiyor, 100 km'de 0.2 lt dizel yakıyor adeta. arabalardaki beygirleri sucuk yapıp kedileri işe almak lazım aq.
makam tuvaletini altınla kaplatan vali
-
ömrünün geri kalanında da altına sıçmaya devam eder inşallah.
tosun paşa
-
şükür kesmediler hamam sahnesini. şükrettiğimiz şeylere bak amk ne hale geldik.
çocukken öğrenince ufku iki katına çıkaran şeyler
-
çocukken ilk kez öğrenildiğinde "vay be" dedirten, insanı şaşırtan ama bazen de insanı hayal kırıklığına uğratan şeylerdir.
-amerikan güreşinin kolpa olması.
-münir özkul ile adile naşit'in gerçek hayatta evli olmaması.
-dünya'da herkesin türkçe konuşmaması; aksine çeşit çeşit dillerin konuşulması.
-büyük şehirden ve ışık kirliliğinden uzaklaştıkça gökyüzünde daha çok yıldız gözükmesi.
-birden fazla tv kanalının olabilmesi (80'lerde büyüyenler için)
-istisnasız herkesin bir gün ölecek olduğu gerçeği.
-insanların eşeyli üreme yapması ve çocukları dünya'ya leyleklerin getirmemesi.
-noel babanın yalan olması.
-dünyanın çeşitli yerlerinde farklı saatlerin yaşandığı ve bir ülkede gündüzken başka bir ülkede gece olabileceği gerçeği.
-tom'un jerry'i, coyote'nin road runner'i hiçbir zaman yakalayamayacak olması. çizgi filmlerin aksine gerçek hayatta her zaman iyilerin kazanmaması.
-bir arabanın hız panelinde 220 yazması o arabanın 220 km hızla gidebileceği anlamına gelmemesi.
-banknotların farklı değerlere sahip olması. yani 5 tane 1 liralık banknotla 1 tane 5 liralık banknotla aynı değere sahip olması. eskiden "ben sana 5 tane para vereyim (5 lira) sen bana 1 tane para ver (10 lira)" diye küçük çocuklar kandırılırdı.
neden zorunlu kimya dersi tartışılmıyor
-
"çünkü radikal kimya diye bir şey türetmeyeceği için" şeklinde cevaplanabilecek bir soru.
sana bakanlarımı gönderdim ama sen adam değilsin
-
beni çocuklarıma en ucuz sütü almak zorunda bırakan kişinin cümlesi.
23 nisan 2015 dolar kuru
-
4.00 olmadı da diyelim ki 3.35 oldu. o da olumlu.
present perfect continuous tense
-
açılın ben ingilizce öğretmeniyim..
tanımına, "geçmişte olup" şeklinde başlayan bir cümleyle giriş yaparsak muhtemelen hata yapacağımız bir zamandır, zira "olup" zarfı bitmişlik muhteva eder..
bunun yerine, "geçmişte olmaya başlayıp" şeklinde bir girişle açıklamaya çalışırsak daha başarılı olacağımıza inancım tam..
efendim, temel olarak iki amaçla kullanılır bu zaman.. ilki zaten ifade edilmiş daha önce de; geçmişte başlayıp halen devam etmekte olan yahut henüz bitmiş olup etkileri veya sonuçları alenen gözlemlenen olayları aktarmak..
misal olarak bir klişe verelim.. adam kapıyı çalar, üstü başı ıslaktır..
"why are you all wet?" sorusuna vereceği muhtemel cevap, "it has been raining heavily outside.." şeklinde bir cevaptır..
bir diğer, present continuous tense ile karıştırılan kullanımı da, şimdi, şu an gerçekleşen olaylara geçmiş zaman derinliği katmak amaçlı olandır..
josie uyumaktadır.. kızcağız 13:00 da yatmış, saat 15:00 olmuş, halen melekler gibi uyumakta.. işte bu durumu ifade ederken şimdiki zaman kullanıp, "josie is sleeping.." dersek, sadece şu an, konuşma anında şahit olduğumuz bir durumu aktarabiliriz.. geçmiş derinliği yoktur burada.. şimdiki zaman, şimdidir çünkü, elinden tutup geçmişe gelmez seninle, o yetisi yoktur.. josie'nin o an hem uyumakta olduğunu, hem de belli bir saattir yahut belli bir saatten beri uyumakta olduğunu present perfect continuous tense ile ifade ederiz.. yani, "josie has been sleeping since 13:00/for three hours.." cümlesini kurabilelim diye vardır..
hiç şüphesiz, gereksiz değildir..
edit: 15:00'dan 13:00'ı çıkarıp sonuç olarak üç (three) bulmuşum.. yanlış yapmışım..
"...for two hours.." olacak orası.. dilciliğime verin..
fast food markalarının kişi başı hadsizliği
-
özellikle pandemi başladığından beri dikkatimi çeken ve kullanımı giderek artan hadise.
telefonu veya bilgisayarı açıyorum, yemek söyleyeceğim. fiyatlara bakıyorum, şu neymiş 24.99 yazıyor, açıyorum bir bakıyorum fiyatın yanında "kişi başı" yazıyor. ulan bu ne?
meğer menünün yanında "2 kişilik" yazıyormuş. verdiğin bir tane sıradan, bir tane de dandik hamburger. birkaç patates, taş çatlasın 1 litre kola.
ilk çıkan ikili menüler nedense kişi başı fiyatla çıkmıyordu? ya sen kimsin benim alacağım menüye kişi başı fiyat yazıyorsun. (bkz: sen kimsin ya)
bunu denetleyecek bir kurum yok mu ? bunun yasak olması lazım değil mi yani?
6lı tabak çanak setine de 300 lira yerine kişi başı 50 yazsınlar. ne bileyim araba firmaları da arabalar 5 koltuklu olduğu için 500.000 liraysa kişi başı 100.000 diye satsın. böyle bir şey olabilir mi ya?
bu hadsizliğe biri dur demeli. kimse benim yiyeceğim menüyü ikiye bölemez.
2 ağustos 2021 halkın trt muhabirlerini dövmesi
-
ooo ellerine sağlık