hesabın var mı? giriş yap

  • esnafların yaptığı haber sitesinin hoşuna gitmiş olacak ki, ihbarı yapan kişinin ad soyad bilgisini olduğu gibi yayınlamışlar.

    alenen dürüst vatandaşın hedef gösterilmesi hadisesi olmuş.

  • amerikalı antropolog edward t. hall'n etimolojiye kazandırdığı bir kelimedir.vücudumuzun etrafında çevrelediğimiz görünmez bir halkadır. nasıl bir ülkenin sınırları varsa, devlet o sınırlarından içeri izinsiz girilmesini bir şekilde engelliyorsa, insanlarda da böyledir.
    15-45 cm ----------mahrem
    46-1.22 cm--------yakın
    1.22-3.6 m---------uzak
    3.6 ve üzeri------- kalabalık

    cm oranlarından da anlaşıldığı gibi, mahrem olarak adlandırılan bölgeye sevgilimiz, ya da çok yakın dostlarımızla paylaşırız. tabi bir de bize zarar vermek isteyenlerle. gelip de gırtlağımızı sıkmak isteyen insan da bu bölgeye girecektir. tanımadığımız insanlar bu bölgeye girdiğinde vücudumuz fizyolojik tepkiler verir.
    yakın mesafe, eş-dost kısmıyla paylaştığımız bölgemizdir. kişisel bölgemizdir.
    uzak, sosyal bölgemizdir. iş yerine gelen müşteriler, bakkal vb. insanlarla paylaşmak zorunda olduğumuz alandır.
    kalabalık diye adlandırılan da ortak alanımızdır. insanın kendini en güvende hissettiği alanlardan biridir.

  • tam olarak 90'lı yılların başına tekabül eder.
    bakmayın şimdi loft'un sıradan bir marka olduğuna, o dönemde statü simgesiydi neredeyse. ben hiç alamadım ama giyinmeyeni dövüyorlardı nerdeyse. pantolonun arka cepleri büyük ve daha aşağı yerleşmişti paçaları biraz geniş, çift dikişli ve dikişler biraz yukarıdaydı. loft etiketinin altından kemer geçerdi. marka görünsün diye millet, tişörtü, kazağı pantolonun içine sokardı.
    popüler olan bir de gri rengi vardı sanki.

  • türkçe çevirisi şu şekilde;

    "sevgili yurtdaşlarım, sevgili mısırlılar... bu başkanlık seçimi ülkemiz için çok önemli. bizim pramitlerimizi kıskanan asurluları sümerleri ve hititleri görüyorsunuz sürekli bize saldırıyorlar. geçen benin firavun yardımcımın konuşmasına izin verilmedi. afedersiniz bu asurlular basurlu zaten yaa... eyyy sümerler... " kayıt sonra bitiyor.

  • pilav üstü döner, tombik döner, az yeşillikli dürüm döner gibi kavramları o centılmın havalarıyla, siksen akıl edemeyecek bir toplumun beyhude çabası.

  • para (money) kelimesi ilk ne zaman ortaya çıktı?
    ingilizce para kelimesi ilk olarak 14. yüzyılda ortaya çıkmıştır. romalıların, tapınağında (ya da civarında) ilk kez madeni para bastığı, tanrıça juno'nun unvanlarından biri olan moneta kelimesinden türetilmiştir.

    para kullanımı ilk ne zaman başladı?
    mö 5000 civarında, günümüz ırak'ındaki sümerler, standart bir ölçü ve para birimi olarak kullanılmak üzere gümüş külçeler üretmeye başladılar. mısırlılar ise mö 4000 civarında ilk defa altını para birimi olarak kullanmaya başladılar.

    ilk bankalar ne zaman ortaya çıktı?
    pek çok araştırmacıya göre, ilk bankalardan bazıları, mö 3000 civarında, hem dini törenler hem de buğday ve diğer tahıllar gibi tarımsal ürünlerin depolanması için kullanılan tapınakların içinde bulunmaktadır. çiftçiler ürünlerini tapınağa yatırır ve yatırdıkları ürün miktarı için bir makbuz alırlardı. bu makbuzun değerli olduğu ve büyük olasılıkla ticarette kullanılan en eski para biçimi olduğu düşünülmektedir.

    ilk madeni paralar ne zaman ortaya çıktı?
    kabartma bir kaplumbağa şeklinde ilk madeni paralar, günümüz yunanistan'ında aegina adası'nda mö 700 civarında ortaya çıkmıştır. görsel

    para kullanımının ilk yazılı kanıtı hangi tarihte yazılmıştır?
    paranın karşılık olarak ödeme yapmak için kullanılmasından bahseden ilk yazılı metinler mö 2112'den 2095'e kadar hüküm süren ur kralı ur-nammu tarafından sümerce olarak yazılan ur-nammu kanunları'nda bulunmaktadır. yasanın 22. maddesinde, “bir adam başka bir adamın dişini kırarsa, iki gümüş gümüş ödeyecektir” diye ybelirtilmiştir.

    tasarruf kavramı ne kadar eskidir?
    tasarruf kavramı, ilk insanların köylere yerleşmeye başladığı ve tarımsal üretim ve hayvancılıkla uğraştığı neolitik çağ'a (yaklaşık mö 10.000) kadar uzandığı düşünülmektedir. her bir çiftliğin tüketebileceğinden daha fazla yiyecek üretiyor olması gerçeği, tasarruf etmeleri ve ihtiyaç fazlası olanları saklayıp, daha sonra bunları ticarete dökmeleri gerektiği anlamına geliyordu.

    kaynak: britannica

  • askerliğini eğitim çavuşu olarak yapmış birisi olarak söylüyorum;

    askere gidecek kardeşlerimiz bu tiplerle yüzde doksan dokuz karşılaşacaklar.

    sizi evde bekleyen annenizi babanızı düşünün ve böyle tiplere karşı asla ama asla ürkek davranmayın. orası bambaşka bir dünya.
    devrecilik sayesinde nizam sağlandığı düşünülüyor bu cahiller arasında.
    ilk intiba çok önemli. sakın pısırık durmayın. kim ulan bir piç kurusu gelip sizin üzerinizi arayacak, sizi rezil edecek, size gülecek?
    ilk gece falan dinlemeyin, gerekirse orayı ayağa kaldırın.
    kavga edemem derseniz direkt bölük komutanınız ile görüşün. uzman çavuşlarla falan değil.
    cimer'e şikayet edeceğinizi söyleyin ve sahiden de edin.

    bu tipler sivilde bir bok olamamış tipler. bu yüzden orada efendi kim varsa ezmeye kalkarlar. ben çok acemi asker kurtardım bu şerefsizlerin elinden. gerekirse siz de kısa dönemlerden sözü geçen birine ya da vidyonun sonundaki gibi bu tiplerle aynı devreden olmasına rağmen mazlumun ahını almaktan korkan aslan parçalarına vaziyeti anlatın.

    siz de bir annenin evladısınız. askerde ya da sivilde hiçbir piçin sizi böyle hallere sokmasına izin vermeyin. çünkü bu tipler bitmez, bitmeyecek de.