ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
___________________i
20 yaşındaki adama kınalı kuzu demek
1997 odtü bahar şenliği videosu
-
o kalabalığın içinde ben de olduğum için izlerken içim cız eden video.
o zamanlar odtü koleji’nde lise öğrencisiydim. bütün türkiye’yi odtü gibi sanıyorduk, sosyal medya falan olmayınca ülkedeki cahil çoğunluğun da farkında değildik. güzel bir yanılgıda yaşıyormuşuz.
merkez bankası'nın başına yabancı birini getirmek
-
merkez bankası'nın başındaki adam zaten konuya yabancı.
araba kullanmaya yeni başlayanlara tavsiyeler
-
iki kolunu dengeli tutun yoksa devriliyor, icindekiler de dökülüyor.
uğur şahin ve özlem türeci'nin time'a kapak olması
-
bu insanlara sırf ırkı türk diye "gurur duydum, işte türk" demek biraz akıl tutulması gelmiyor mu arkadaşlar size de? bu insanların türkiye ile tek bağlantısı sadece burada doğmaları. bu insanlar alman eğitimi ve kültüründe yetişmiş insanlar. "almanyaya giden türk time'a kapak oluyor da türkiyedeki türk neden time'a kapak olamıyor?" diye düşünmek yerine neden almanyada yaşayan iki başarılı insanın kredisini kendimize çıkarıyoruz anlamış değilim.
edit: özlem türeci hocamızın almanya'da doğduğunu yeşillendirenler oldu. sağolsunlar. elde var sadece uğur şahin hocamız ki o da yanlış hatırlamıyorsam 3 yaşında iken ailesi almanya'ya göçmüş. sıfıra sıfır elde var sıfır.
yerli dexter
-
daha pilot bölümde yakalanmış.
haluk bilginer
-
bugün kendisi ile mahallemde karşılaştım. önce bir an inanamadım karşımda görünce meğer bir dizi çekiyorlarmış şimdi adını söyleyip spoiler vermeyeyim fakat yabancı bir yapım. kendisi bizi gördü selam verdi, muhabbet etti. inanılmaz mutlu oldum. yanımda oğlumu da sevdi. harika bir insan ne kadar da mütevazı diye geçirdim içimden.
usta oyunculuğunun yanında müthiş de nezaketli biri. hakkında yanılmamışım demek. teşekkürler sevgili haluk bilginer, biz seni çok sevdik.
et yemenin insan doğasında olmaması
-
bak desen ki günümüzde et yemeye ihtiyacımız yok, çünkü tarım var, etin verdiği kaloriyi alabiliyoruz. derim ki gerzekçe bir argüman değil.
ama ne tarih bilirsin ne biyoloji bilirsin ne bilmemne...
bak bi özet geçelim.
atalarımızın diyeti: ne bulurlarsa onu yemek. meyve, tohum, böcek, tavşan mantar...
ne bulursak yiyorduk.
sonra ateşi bulduk. ateşi bulmamızla yiyecekleri pişirerek yemeyi öğrendik. ve çiğ şekilde yememiz ve sindirmemiz saatlerce sürecek(neden? çünkü dedim ya böcek möcek yiyen hayvanlarız, sindirim sistemimiz ona göre evrimleşmişti) eti pişirerek 1 saatte "sofradan kalkar" hale geldik.
pişmiş yiyeceklerin sayesinde bağırsaklarımız kısaldı, bağırsağa harcadığımız enerjiyi de beynimizi büyütmeye yönlendirdik.
1 parça etin sağladığı kalori için saatlerce yerde tohum böcek arayıp yememiz lazım. böylece, etin verdiği inanılmaz kalori patlaması ve bağırsakların kısalmasının verdiği avantajla beynimiz büyüdü, sonra o oldu bu oldu işte.
köpek dişin var, türün mamutların, dev slothların, filkuşlarının soyunu tüketmiş hala insan doğasında et yemek yok diyen adam zır cahildir.