hesabın var mı? giriş yap

  • suudi arabistan'da din adamlarının verdiği yaran bir fetva.

    şu an üzülüp yerime oturdum, az sonra yola çıkacaktım :(

    dünyayı mars'a mı taşısak lan müslümanlar da burada kalsın.

    kesin kıbleyi bulamayız diye çıkmıştır yasak.

  • her bu tarz video izlediğimde, atatürk'e çok daha büyük saygı duyuyorum. düşünsene bu insanların 100 yıl önceki versiyonuyla neler başarabilmiş...

  • black mirror'ın 3.sezon 4. bölümünün ismidir.

    sezonun 4. bölümü orijinal bir isme sahip. ilerleyen dakikalarda bölüm içinde geçen bir yer adı olduğunu anladığımız san junipero’nun yönetmeni aynı zamanda 2. sezon 1. bölüm “be right back”in de yönetmenliğini yapmış olan owen harris, senaristi ise charlie brooker. başrollerinde mackenzie davis ve gugu mbatha-raw‘ın bulunduğu bölüm an itibarıyla birçok platformda sezonun en iyi bölümlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.

    aşina olduğumuz distopya havasından ilk etapta uzak olduğunu hissettiğimiz bu bölümün vuruculuğu bittiğinde ve üzerinde biraz düşünüldüğünde ortaya çıkıyor. kimilerine göre bu dizi çatısı altında yayımlanması dahi hata olan ve ütopik bir senaryoya sahip olduğu söylenen san junipero, tıpkı aldous huxley’nin brave new world'ündeki gibi ütopya görünümlü bir distopya aslında.

    senaryo ölümsüzlük üzerine kurulu. fakat alışılagelen fiziksel bir ölümsüzlük değil bu. sanal bir ortamda gerçekleşen ve kişilerin öldükleri andan sonra farklı bir boyutta ve sınırlı bir alanda yaşamaya devam ettikleri san junipero şehrinde geçiyor öykümüz. yorkie ve kelly isimli iki kadının yolu bu sanal şehirde kesişir ve bilinç düzeyinde birbirlerine aşık olurlar. dünya’da yaşam devam ederken her hafta 1 saatliğine bu şehri ziyaret etme şansına sahip olan insanlar, eğer memnun kalırlarsa ebediyen burada kalmayı seçme ve dünya’daki varlığına son verme özgürlüğüne sahiptirler.

    yorkie henüz 20’lerinin başında genç bir kadınken geçirdiği trafik kazası sonucunda felç kalır. belli bir süre san junipero’yu ziyeret eden yorkie, çekingen ve içine kapanık biridir. fakat kelly ile tanışması sonucunda hayatının kırılma noktalarından biri gerçekleşecek ve dünya’daki varlığına son vererek sonsuza dek san junipero’da yaşamaya karar verecektir. peki ama aşık olduğu kadın uğruna bunu yapan yorkie, dünya’da eşi ve çocuğunu kaybeden kelly’den aynı karşılığı görebilecek midir? onu san junipero’da yalnız bir hayat mı beklemektedir yoksa bilinç düzeyi ve sınırlı bir alanda aşk dolu sanal bir “yeni dünya” mı?

    dizide san junipero adıyla karşımıza çıkan yer 80’li, 90’lı ve 2000’li yılların california’sı olarak izleyiciye sunulsa da, şehir görüntülerinin cape town’da çekildiği bilgisi yer alıyor. şehrin daimi olarak sonsuz eğlence ve mutluluk alanı olarak lanse edilmesi ilk etapta olumlu görünse de, bölümün sonundaki dijital mezarlık görüntüsü bir an için korkutmaya yetiyor, ki bölümü distopya yapan kısmın bu olduğunu fark etmek insanı geriyor.

    bu bölümü distopya olarak görmeyen black mirror izleyicilerinin yapmaları gereken şey ise olaya biraz daha farklı bir pencereden bakmayı başabilmelerinde gizli. san junipero sanal bir dünyadır ve tabii ki bir veya birden fazla yazılımcıya sahiptir. kaderimiz o yazılımcıların ellerindeyken, bilerek ve isteyerek fiziksel dünyayı terk etmek ne kadar doğru? içinde yaşadığımız fiziksel dünyada da her an birileri tarafından yaşamımıza son verilme ihtimalinin bulunması san junipero ile dünya’yı aynı kefeye koymamıza yetiyor. her iki dünyada da insan bir “yolcu”dur aslında ve niçin o dünyaya giriş yaptığını ve ne zaman terk edeceğini bilemez. haliyle kaderimizin öyle ya da böyle birileri tarafından kontrol edildiği gerçeğiyle yaşamalıyız. hangi dünyada olduğunaysa yine kendimiz karar vermek zorundayız.

    özetle, tüm black mirror bölümleri arasında farklı bir kulvarda olan san junipero, ütopya ile distopyanın kesiştiği o ince çizgi üzerine kurulmuş olan, üzerine tezler yazılabilecek denli etkileyici bir senaryoya sahip.

  • bu ciddi bir konu. yazar arkadaşın etrafındaki insanlar aynı zamanda sizin de etrafınızda olabilir.

    edit: ulan 2 fav alacağız diye yapmadığınız embesillik kalmıyor şu alemde. insandır bu. düşer, kalkar. yarın öbür gün sen düşersin, olmadık bir sebeple bir borcun altına girersin, tanıdığından yardım istersin, veririm ama kız kardeşinle veya karınla bir gece birlikte olurum, al paran hazır derler. o zaman erkeklik yapmaya kalkarsın. ama söz konusu kadın olunca rerere,rörörö. yabancı değil oğlum bu mesajı yazanlar. sizin de çevrenizde var düşmenizi bekleyip, düştüğünüz an arkanızda bitecek olanlar.

    bu mesele meriçlik meselesi değil. insanlık meselesi. ekonomik şartlar ortada. insanlar maddi olarak zor dönemler geçirebiliyor. ya destek olursun ya da olmazsın. bu kadar basit!

    debe editi: bu başlık altında yazılanlara baktığınız zaman ülkeye olan umudunuzu kaybedebilirsiniz. destek verip debe ye girmesini sağlayanlara baktığınızda ise hala bir şeylerin düzeleceğine dair umudunuz olsun!

    bu memlekette namussuzlugun bu kadar prim yapması, namusluların sesinin çıkmamasından kaynaklıdır. lakin biz henüz ölmedik ve hala çok kalabalığız. namussuzlugu normalleştirmenize izin vermeyeceğiz!!! ne kadın, ne erkek, ne çocuk hiçbir şekilde sizin insafınıza bırakmayacağız. ama birgün olurda karşılaşırsak böyle bir durumla çevremizde, annenizin bile tanıyamayacağı hale getireceğiz, bilginize..

    siz elalemin kızına 3 kuruş para için bunu söyleme cesareti gösterecek kadar cesursanız, biz de gerekeni yapmak için hazır bekliyoruz! hodri meydan..

  • -seni kimseyle aldattım mı, hırsızlık mı yaptım, ayyaşlık mı ettim?
    +hayır asla
    -sahneye çıkıp komiklik yaptım diye mi beni boşadın?

    +hayır sadece o değil, oyunda teknik aksaklıklar da vardı.

  • erkeklerden giyim kuşam tavsiyeleri almayın. dediklerinin tam tersini yapıp karşılarına çıktığınızda iki gram aklını kaybedecek bir dolu adamın bulunduğunu unutmayın.

  • kamp yaparken yanınıza 750 tane şey almanıza gerek yoktur. öncelikle hayati malzemeleri saymak gerekirse:

    -testere
    -balta
    -uyku tulumu (4 mevsim kamp yapacaksanız -10luklar işinizi görür.)
    -mat
    -termofor(kış kampları için hayat kurtarır.)
    -kamp bıçağı
    -yün çorap
    -polar kıyafetler
    -su geçirmez bot
    -nemlenme yapmayan çadır (husky ve marmot önerilir.)

    bunlar hayatta kalmak için önemlidir. tabi bu saydıklarımın çoğu plaj kampı yada festival kampı yapacaklar için gerekli değildir. kış kamplarında özellikle bu ekipmana sahip değilseniz işiniz oldukça zor olacaktır.

    öncelikle kamp için olmazsa olmaz kamp ateşidir. ateş, hem yabani hayvanları kamp alanınızdan uzak tutar hem de size keyifli anlar yaşatır. tabi bir de üşümezsiniz. güzel bir ateş için size kuru odunlar gerek tabi. öncelikle kamp yapacağınız yerin üç-dört gün boyunca yağış almadığından emin olun. çıkış noktanız ile varış noktanız arasında müthiş bir hava farkı olabilir. bir defasında şehir merkezinde 17 derece olan hava kamp alanına ulaştığımızda -1 dereceye düşmüştü. iki saat içinde. ne diyorduk kamp alanının yağış alıp almadığını kontrol ediyoruz. aksi halde odunlar oldukça su çekmiş olacaktır. gözü kararttınız illa kamp yapacağım hem de kış kampı dediniz. o zaman güzel bir testere ve yarma baltasına ihtiyacınız var. odunları mümkün olduğunca en küçük parçalara bölmeniz gerekiyor. zira büyük kütükleri kurutmak oldukça zordur. yanınızda mutlaka ateş oluşturmayı kolaylaştıran parçalar getirmeniz gerekiyor. ayrıca ne olur ne olmaz mutlaka yanınızda magnezyum çubuğu taşıyın. kendinizce canlı bir ateş oluşturduğunuzda ıslak odunları, oluşturduğunuz ateşin etrafına dizerek kurumalarını sağlayabilirsiniz.

    kamp kurarken diğer önemli bir nokta ise kış kampları özelinde bahsediyorum tarp kurmaktır. decathlon'da satılan tente işinizi görür. kamp ateşi eğer çok güçlü değilse sadece sizi ön kısmınızı ısıtacaktır. oturduğunuz yerin arkasında tarp kurarsanız eğer sıcak havanın bir kısmı orada kalacak ve sırtınızı da ısıtacaktır. ayırca uyumadan önce kafeini yüksek olan ve uyku kaçıran içeçeklerden uzak durunuz. çadırınıza girmeden önce mutlaka çişinizi yapınız. boyun ve ayak bölgenizi soğuğa karşı koruyunuz. bu bölgeler vücut ısısını oldukça düşürmektedir.

    yaban hayvanlarını uzak tutmak adına yapılacaklar:

    yediğiniz şeylerin çöpünü ya ateşte imha edin ya da kamp alanınızdan oldukça uzağa koyun. kamp alanınızın yakınına koyarsanız eğer tilki, kurt ve domuz gibi hayvanlarla muhatap olabilirsiniz. yakmak en iyi çözümdür. ayrıca yemek yaptığınız kaplarda koku yayacaktır. onları da güzelce yıkayınız ve aracınızda ya da uzak bir alanda saklayınız.
    uyumanızı engellemeyecekse alanda açık tutacağınız bir hoparlör yada telefon yine hayvanları uzak tutacaktır. ses tabancanız varsa eğer bir kaç el ateş edebilirsiniz.(tasvip etmiyor olsam da önerimdir.)
    ancak unutmayın ateş mutlaka yanmalı.

    türkiye'de bugüne kadar kampçılara saldırmış ayı vakasına rastlanmadı bildiğim kadarıyla. ayılar iki sebeple saldırır:
    1)çok açtır.
    2) yanında yavrusu vardır.
    umarım karşılaşmazsınız.*

    iyi kamplar.

    sorusu olanlar yeşillendirebilir.