hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • oha bu adam ntv'de program mı yapıyo lan. senin ben yayın akışını ntv. üç günlük bebelere mi kaldın sen yazık.
    tanım: değil yüzüne ismine tahammül edemediğim şey.

  • efes pilsen 'in piyasadaki hakim durumunu daha da güçlendireceği gerekçesiyle danıştay tarafından anadolu grubu 'na devri durdurulmuş nostaljik bira. halbuki efesçiler büyük reklamlarla, büyük tanıtım toplantıları, hediyeler ve bol biralı gecelerle, çok hevesle tanıtımını yapmışlardı bu biranın. büyük yatırımlar yapıldı, ciddi paralar harcandı, üretim, dağıtım yapılmaya başlandı, şimdi durdurma kararıyla birlikte sadece üretilen bira değil, onun yanında şişeler, kapaklar, ambalajlar, hatta hediyelik anahtarlıklar, şemsiyeler, çantalar, bardaklar, herşey ellerinde kaldı. geçmiş olsun.

  • yegenim mine, 3 yasinda, seftali yerken:

    - bu seftalinin cekirdegi mi?
    - evet
    - yenmez degil mi?
    - yenmez evet
    - tabaga atmak icin degil mi?
    - evet, tabaga atmak icin yaratilmis

  • roma ziyaretinde hayatinin tekduzeliginden bikip kacan bir prensesle amerikali bir gazetecinin bir gunlugune kesisen hayatlarini anlatan 1953 tarihli film. ikisi de birbirlerinden kimliklerini saklarlar, yani "iki yalanci"nin hikayesidir. prenses ann rolunde audrey hepburn, gazeteci joe bradley rolunde de gregory peck vardir. yani bana gore gelmis gecmis en guzel iki insani bir araya getirmistir bu film. zaten ikili arasinda omur boyu surecek bir dostlugun baslangici olur.

    ilk ve tek oscar'ini kazandirmasi bir yana, audrey hepburn'un ilk ciddi filmidir. oncesinde en uzun rolu iki cumle olmus. ayrica audrey hepburn'u dunyaya tanitan, yildiz yapan da bu filmdir. bu yonden cok minnettarim ben bu filmi yapanlara.
    konusunu gercek bir hikayeden; prenses margareth'in yasadigi kisa bir maceradan alir.
    roma'ya gidip de "roman holiday" espirisi yapmamak ayiptir, yaziktir.

  • çoğ enteresan bir keşfim:

    the nurse said "bed time!"
    "bed time" said the nurse
    "bed zamanı" said the nurse
    bed zamanı said nurse
    bediüzzaman said nursi

    açıklayın hadi!!?

  • açılın eski pizza ustası konuşuyor:

    2006 yıllarında istanbul'da tatdoy's isimli bir yerde çalışmıştım kadiköyde. hala orası çalışıyor mu bilmiyorum.

    pizzanın hamurunu, sosunu ben yapıyordum. peyniri sucuğu, mısırı fırını derken müşteriye masaya kadar servis ederdim.
    o zaman pizzanın çeşidine göre mozarella, siciliano, porto verde fiyat alınırdı. oysa ki ismine göre değil içindeki malzemeye para alınır ama kazık olacak ya isme göre para alırdık.

    her neyse bir pizzanın orta boy olarak maliyeti en fazla 4 tl' idi. ama bizim aldığımız para 14 tl. yani 3 katı gibi para kazanıyordu iş yeri. 2006 senesinde kazanç-maliyet bu şekildeydi.

    şimdi 2019 senesinde 40 tl'lik bir pizzanın maliyeti en fazla 10 tl. bakın en fazla 10 tl.
    alınan para 40 tl ve yine 3 katı kar.

    sonuç hiç değişmez.