hesabın var mı? giriş yap

  • şu an gitsem sik gibi ortada kalırım. dil bariyerini bir şekilde aşsak bile:

    -yüce sezar'ım bana beş tane savaş gemisi, altı ay yetecek erzak verin size yeni bir kıta keşfedeyim.
    + nerede bu kıta?
    -valla tam enlem boylam falan bilmiyorum ama batıya doğru gidersek ıskalamayız diye düşünüyorum, koca kıta sonuçta.
    +e olm bu kıtada yaşayan yok mu? ya yamyamın, serserinin bol olduğu bir yerde karaya çıkarsanız?
    -valla bahtımıza ne çıkarsa ne sezarım.
    +başka nasıl projelerin var?
    -petrol diye bir şey var bir de, sizin doğu memleketlerde çok olur, bi bulduk mu hepimiz zenginiz.
    + ne işe yarayacak bu petrol?
    - şimdi şöyle ki normalde bu şey arabalarda falan kullanılıyor ama araba motoru nasıl yapılır bilmiyorum ben, petrol nasıl işlenir onu da bilmiyorum ya. ama ham haliyle soba falan tutuşturulur herhalde.
    +ya alsanıza şu deliyi başımdan.
    -durun yüce sezar'ım, daha elektrik diye nasıl üretilir tam olarak bilmediğim bir şey var... neyse alın siz beni ya.

  • 94'de türkan saylan ve ekibi beni ikna odasına almışlardı. başörtünü çıkar dediler. direndim! oğlum sen erkeksin çıkar şunu dediler. direndim!

  • asla bir battaniye içine michelin maskotu koyan baba değildir.

    efenim bilen bilir,eskiden kamyonların üzerinde süs niyetine michelin maskotları takarlardı.
    amcamın kamyonundaki süs bi şekilde bizim eve geliyor.

    derdimi tam anlatamasam da şöyle bir şey ;
    http://2.bp.blogspot.com/…elin-lastik-adam-foto.png

    ben bebekken bana göz kulak olan babam,o sırada merdiveni süpüren anneme bi şakar yapar.
    sarılı olduğum battaniyenin içinden beni çıkararak michelin maskotunu güzelce yerleştirir.merdivene çıkarak "-ulan bu çocuk ne çok ağlıyo bee !" deyip maskotlu battaniyeyi merdivene doğru fırlatır.annem de ne yapsın çığlık,feryat figan...

    bu ne ki amk...

  • ingiliz zırhlısı malaya gemisine 20 bin altın ile binip kaçan bir vatan hainidir.

    paşa'nın da dediği gibi “gaflet,dalalet, hıyanet” içindeydi. bağımsızlık isteyen yürekli subaylar için idam fermanı çıkarttı.
    yurdu işgal edilirken beşinci karısı ile zevk-ü sefada idi

    en sonunda papa'nın da heykelini diktirip gitti.

  • alt kısımları genellikle kırmızı boyalıdır. nedeni ise şöyle:

    eski zamanlarda gemiler çoğunlukla ahşaptan yapılırdı. bu ahşap gemiler, deniz canlıları tarafından kolayca tahrip edilebiliyordu. denizciler, gemilerini korumak için bakır levhalar kullanmaya başladılar. bakır, deniz canlıları için toksik bir metaldir ve onları gemiden uzak tutar.

    bakır levhalar zamanla aşınabilir ve gemiyi koruyamaz hale gelir. bu nedenle, denizciler bakır bazlı bir boya kullanmaya başladılar. bu boya, gemiyi deniz canlılarından korumanın yanı sıra, geminin daha hızlı gitmesine de yardımcı olur.

    günümüzde gemiler çelikten yapılıyor olsa da, geleneksel olarak altları kırmızıya boyanmaya devam ediyor. kırmızı renk, gemilerin diğer gemiler tarafından daha kolay fark edilmesini sağlar. kırmızı boya, deniz suyunda uzun süre dayanabilir ve gemiyi paslanmadan korur.

    bakır bazlı boya, deniz canlılarına karşı koruma sağlasa da, toksik bir maddedir ve çevreye zarar verebilir. bu nedenle, bakır bazlı boyaya alternatif olarak, daha çevre dostu boyalar geliştirilmeye başlanmıştır. bu boyalar, bakır kadar etkili olmasa da, deniz canlılarına karşı koruma sağlayabilir.