ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
eskiden nerede ne vardı
-
bakkallarda leblebi tozu,
evlerde salçalı ekmek,
sol frame'de bilgi,
türkiye'de de huzur vardı.
pnömatik posta
-
hastane ve fabrikalarda karşımıza çıkan ve katlar arasında hızlı evrak göndermeye yarayan pnömatik tüp sistemleri, aslında çok daha büyük düşünülmüş posta sistemlerinin minyatür örnekleri. 19 ve 20. yüzyılda bazı şehirler çok karmaşık ve uzun pnömatik posta sistemleriyle donatılmış. bunların bir kısmı 80'lerde faks ve 90'larda email'in yaygınlaşmasıyla iptal edilmiş, diğerleri de teknik sorunlara yenik düşmüş:
1865'te berlin'de kurulan pnömatik posta sistemi* 1976'ya kadar kullanılmış, zirve yaptığı 1940 senesinde toplam uzunluğu 400 kilometreyi geçiyormuş.
paris'teki 1866'da kurulmuş, 1934'te 467 kilometrelik uzunluğa ulaşmış. dünyadaki en uzun örneği bu. 1984'te faksın yaygınlaşması üzerine kapatılmış.
viyana'da 1875-1956 arasında daha ufak bir örneği kullanılmış, uzunluk bilinmiyor. prag'da 1887'de kurulan 60 kilometrelik pnömatik sistem 2002'ye kadar sorunsuzca işlemiş, ama o sene gerçekleşen bir sel felaketine yenik düşmüş. prag'dakinin kontrol paneli şöyle: http://upload.wikimedia.org/…/f/fa/hlavní-panel.jpg
bu akımı başlatan ilk örnek ise 1853'te londra borsası'yla londra telgraf istasyonu arasına kurulmuş, uzunluğu sadece 200 metreymiş.
not: peki ben buraya nereden geldim? une femme est une femme'da alfred (jean paul belmondo) filmin bir yerinde "kız adamlara bir pnömatik gönderiyor" gibi bir şey diyor. altyazıda pnömatik için "acele posta" demişler. böyle bir şeyin varlığından haberim bile yoktu ama diyalogda pnömatik, altyazıda acele postayı görünce bir şimşek çaktı. yapmışlar gerçekten.
edit: notta varlığından haberdar olmadığımdan bahsettiğim şey pnömatik posta değil, bunun şehir çapında kullanılması.
sevgilinin ilk kez görüldüğü an
-
eski çalıştığım yerin genel merkezine eğitime gitmiştik. yanımdaki arkadaş tanıdık birini gördü, "dur x'e selam vereyim" dedi. onlar konuşurken ben uzakta kaldım. x'e baktım, boylu poslu, son derece hoş bir adam. ama bunlardan çok bakışları etkiledi beni. hayır bana hiç bakmadı orada, sadece başka biriyle havadan sudan iş konuşurken bile gözlerinden ne kadar iyi kalpli ve merhametli biri olduğu hissediliyordu sanki. "böyle biri bana asla bakmaz" diye düşündüm. o dönem özgüvenim sıfırın da altındaydı. eğitim bitti, geldiğimiz yere döndük, sonraki iki yılda hiç görmedim onu. aynı şirkette birbirimizi hiç tanımadan çalıştık. ben arada bok gibi bir ilişki yaşayıp ayrıldım ama o ilişkinin özgüvenime az da olsa faydası oldu. 2 yıl sonra bizim departman onun olduğu yere taşındı ve biz de nihayet tanışma şansı bulduk. şimdi ise evliyiz, hehe. ilk izlenimim doğruymuş, gerçekten dünyanın en iyi kalpli insanıyla evliyim ve çok mutluyum.
edit: efenim o çok sevdiğim bakışları klonladım, aynından minik bir tane daha yaptım*.
büdüt: son derece iyi kalpli iki keçim var efendim. beyim çok iyi ama keçilerle yarışır bir inadı var. neyse ki ben inatçı değilim ama çocuğu klonlarken inadını da klonlamışım. şimdi bir köprüde karşılaşmış inatçı iki keçi şarkısının canlı bir izleyicisi olarak hayatımı sürdürmekteyim. biriyle 13 öbürüyle 6 senedir birlikteyiz, halen çok sevmekteyim.
do not disturb
-
cem yilmaz'in insanoglundan her gecen gun biraz daha nefret etmesinin disa vurumu olan film.
adam nasil nefret ettiyse cevresindeki cahilinden de, okumusundan da, sosyetesinden de, koylusunden de...
yardirmis.
inanilmaz bir hikaye anlatimi var bayiliyorum ya.
--- spoiler ---
kendini merkeze koy, kendini merkeze koy...kimim ben ? belki gotun tekiyim, niye merkeze koyuyorum?
--- spoiler ---
ahahah tek cumlede butun yasam koclari ve sosyal medya psikologlarinin icinden gecmis abimiz.
seni seviyorum'a verilebilecek en acı cevap
-
arkadaş "aslansın, kaplansın"larla gazlanarak kızın yanına gönderilir..
-uzun zamandır konuşmak istiyordum seninle zamanın varsa sana bir şey söylemek istiyorum
+ne söyleyeceksin
-seni seviyorum..
+şu an çok yorgunum sonra konuşalım olur mu
bi dakika sonra suratı yere bakarak gelir...
-noldu lan ne bu hal?
-çok yorgunmuş.. sanki halı saha maçına çağırdık amk..
türkiye'de toplam beş üniversite olması
-
doğru gerçekten beş tane var
1- boğaziçi
2- odtü
3- itü
4- iü
5- okan üniversitesi
ben de bu beşinden birinden mezunum demek ki her şey yolunda
zöge: çekemiyorsunuz. okan üniversitesinin başarısını çekemiyorsunuz!!
en beğenilen entry olduktan sonraki edit: ha şöyle!
yıldırım demirören'in gençlik fotoğrafı
-
ortaokul fotosu icin (bkz: http://static.flickr.com/…45562912_a35d1718dd_o.jpg)
brad pitt'in hiç oscar ödülü alamaması
-
"brad pitt rol kabiliyeti ne oscar ne altın küre ile ölçülebilir. bu öyle bir büyüklüktür işte . adı konamaz." (bkz: eslam chipu)
iş ilanlarının demek istedikleri
-
insan ilişkilerinde başarılı, muhasebe konusunda yetkin, gezmeyi seven eleman aranmaktadır.
meali: halk otobüsüne muavin arıyoruz.
defalarca pişman olunup yine de yapılan hareketler
-
konuşmayacağım, gizemli olmalıyım deyip yine çeneyi tutamamak.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
torpille gittiğim bir görüşmede geçen diyalog.
-evli misiniz?
-hayır.
-düşünüyor musunuz? yani nişan söz falan?
-henüz öyle biri yok.
-(müdür gülümser ve başlar) bizim burada da bi hatun var...
oha mınakoyim çöpçatan mısın müdür müsün.
donanımhaber ölücüleri
-
geçen akşam avea prime'a geçmeye çalıştım. zaten faturalı avea müşterisi olduğum için 69 tl'lik paket seçmem gerekiyormuş. sonra baktım avea'da daha düşük internet kotası ile 59 tl'lik bir paket var. ona geçmeye çalıştım, olmadı.
sonra internette avea, turkcell, vs. uğraşırken donanımhaber forumuna denk geldim. çok basit bir taktik öneriyordu. ara avea'yı, faturasız hatta geçmek istiyorum, de; gör sonucunu, diyordu.
aradım ertesi sabah. mevcut paketim pahalı geliyor, yetmiyor, faturasız yap beni dedim. anında %50 indirim teklif ettiler. aylardır meğer boşuna ödüyormuşum o parayı. sonra ben yetmiyor bu internet vs. dedim. tak iki katına çıkarttı interneti. çok para dedim, tak %15 indirim yaptı yıl sonuna kadar.
durduk yere daha ucuza, daha çok internet kotasıyla ve avea prime avantajıyla paket değişikliği yaptım.
tüm sebebi de bu ölücü arkadaşlardır. ne diyim, çok yaşasınlar!
lost
-
--- 5x11 spoiler ---
juliet'in duştan yeni çıkmış jack'in büzüşmüş pipisini gördükten sonra sinirli bir tavır takınması gözlerden kaçmamıştır.
--- 5x11 spoiler ---