hesabın var mı? giriş yap

  • diyanet vakfı'nın topladığı kurban bedellerini türlü katakulli ile kendisine gelir yazma hadisesi. özetle kurban bedelleri ile et balık kurumu'ndan kurban alınıyor. sonra hayvanlar kağıt üzerinde kestirilip karkas et olarak et balık kurumu'na zararına geri satılıyor ve bedel gelir olarak diyanet vakfı'na kaydediliyor. imzalanan protokole göre et balık kurumu, dağıtılmak üzere vakıf tarafından et istendiğinde istenen miktarı gönderiyor. işin skandal kısmı, bugüne kadar toplanan kurban bedellerinin ederinin %2'si değerinde et dağıtılmış olması. diyanet vakfı aracılığıyla vekâleten kurban kesmek isteyen müslümanların parası nerelere gitmiş, bilmiyoruz.

    haber linki

  • güç kuvvet dilediğim kız, allah annesinin de kızın da yardımcısı olsun.
    bu haber, yaşamaktan iğrenmeye sebep olan bir haber.
    yolunu kaybetmiş bir genç kız, dilini bile bilmediği insanlar arasında, onlarca güvenlik görevlisinin olduğu ve güya medeni bir şehirde bunları yaşıyor, kaç kişi tecavüz etti belirsiz, kanlar içerisinde hastane bahçesine atılmış şekilde bulunuyor.
    öyle bir şok yaşamış ki, anlatamıyor-paylaşamıyor.

    önce bu haberi okuyun, sonra empati yapmayı deneyin, allah kimseye vermesin.
    sonra da adres sorulan kızların kaçması bu başlıkta kezban dediğiniz kızların korkularıyla yüzleşin.

    dünya canavarlarla ve canilerle dolu, şerefsizlerle dolu. kötüler, iyilerden daha çok ne yazık ki.

  • boşgezen bir katibin katkılarıyla overdose'un yazarı cengiz erdinçten;

    "lahey ve cenevre konferansları ile afyon ve eroin 1925’te bütün dünyada yasaklanıyor. türkiye’de ise, 1926’dan başlayarak afyon alkoloidleri fabrikası adı altında istanbul’da eroin üreten üç fabrika kuruluyor. birini taksim’de japon mafyası yakuza kuruyor. diğerleri ise kuzguncuk ve eyüp’te bulunuyor. kuzguncuk’taki fabrikanın yönetim kurulu başkanı, o dönemde meclis başkanı olan ve daha sonra başbakanlık da yapan hasan saka. levantenler, rum iş adamları, belçikalı sermaye gruplarının ortaklıkları var. avrupa’da yasak ancak türkiye’de eroin üretimi yasal olarak yapılıyor. o dönemde abd’de mafya eroini keşfediyor. lucy luciano merkezi hesapları olan bir işletme gibi yönettiği mafyayı klasik bir suç örgütünden bir endüstriye evriltiyor. luciano’nın beyni olan meyer lansky 30’ların başında istanbul’a gelip bağlantılar kuruyor. amaç, fransız bağlantısı olan ve havana’da noktalanan afyon-eroin hattı için türkiye’deki fabrikalardan tedarikçilik sağlamak. türkiye uluslararası anlaşmaları imzalamayıp morfin ve eroin sattığı için, 1929’dan başlayarak büyük bir ambargo ile karşılaşıyor. abd new york belediye başkanı la gardia türk malları için bir yasa tasarısı veriyor. şubat 1930’da new york’ta yakalan alesia adlı bir gemide türkiye’den yüklenen 500 bin dolarlık morfin bulunuyor. amerika’da mafya klanları arasında savaşın başladığı bu dönemde luciano üstünlük sağlıyor. eroinin geleceğini görüyor ve üzerine oynuyor. baba filmi ile 70’lere taşınan mafya eroin satar mı, satmaz mı? tartışması aslında 30’ların ürünüdür. amerika’da içki yasağı yeni sona ermiş, mafya içki yasağı döneminde büyük kriminal ciroya ve organizasyona ulaşmıştır. çok parası ve büyük bağlantıları organize edebilecek yeteneği vardır. luciano bu dönemde istanbul’daki fabrikalar ve kaçakçılarla ilişki içindedir. 1930’da bu fabrikalar 1,5 milyon bağımlının ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede, aylık yaklaşık 3-5 ton eroin üretiyor. türkler’in de içinde bulunduğu çok uluslu kaçakçılık yapısı özellikle mısır’ı eroine boğuyor. mısır’da yaşanan bu facia yüzünden, türkiye’deki fabrikaların kapanma nedenlerinden biri de genç yaşta kahire emniyet müdürü olan ingiliz russell paşa’nın çabaları olmuştur. eroin kaçakçılığının, hukuki anlamda organize suç olarak ilk mısır’da tanımlandığı söylenebilir. russel paşa’nın hedef gösterdiği kişilerden biri meclis başkanı hasan saka, diğeri ise içişleri bakanı şükrü kaya. şükrü kaya’nın fransa’da kaçakçılarla işbirliği yaptığını söylüyor. mısır’da o dönemde kitlesel ölümler oluyor. 10-12 milyonluk mısır’da neredeyse 30-40 bin kişi eroinden ölüyor. kaynağında türkiye’den yapılan kaçakçılık var. 1933’te eski bir asker olan general sherril türkiye’ye elçi olarak atanıyor. mustafa kemal’in biyografisini yazıyor ve sağladığı bu yakınlık sayesinde kabinede en güvendiği adamların bu işin içinde olduğunu anlatıyor. bir gecede bir yasa çıkarılıyor ve mustafa kemal kabineyi toplayarak ertesi gün şu açıklamayı yaptırıyor: eroin fabrikaları kapanmıştır. uluslararası anlaşmaları imzalayacağız. mustafa kemal’in iradesine rağmen meclis direniyor. karar halk fırkası’ndan geçiyor ama mecliste bir yıl boyunca yasa hazırlanamıyor. afyon lobisi 1933 yılında mustafa kemal’e bile direnecek güce sahip. ancak mustafa kemal’in ısrarları ile fabrikalar kapatılıyor. türkiye’nin çok uluslu kaçakçılıktaki rolü hep 70’li yıllara, bulgarlar’a bağlanır. ancak 30’lu yıllarda bu ilişkiler zaten vardı. büyük sermayedarlar avrupa’nın kaçakçılık çeteleri ve dünyanın önde gelen mafya organizasyonları ile ilişkide olmuştu."

    http://www.isbfmezder.org.tr/…kinlikler\2005_11.asp

  • kopya çekeceğimi bildiği için, sınav esnası sürekli yanıbaşımda duran hoca uzaklaşsın diye osurmamdır. ve hakikaten kokuyu aldıgında yüzünü ekşitip masasına gitmişti. şu an düşünüyorum da bundan daha vahim bir anı olamaz. okulun pilav günlerinde yüzüne bakıyorum ben bu adamın.

  • ilkokul 5.sınıf. matematik sınav kağıdının dibine yazmıştım: öğretmenim, ben o kadar parmak kaldırıyorum, bana hiç söz hakkı vermiyorsunuz. gereğinin yapılmasını arz ederim. (son cümleyi de babamın dilekçelerinden öğrenmiştim, biraz malmışım ya ben)

  • milliyet gazetesinden ayşegül kahvecioğlu'nun haberinde ayrıntılarını verdiği yasal düzenlemedir. milliyet

    özetle
    1- günlük erişimi 1 milyondan fazla olan sosyal ağlar türkiyede bir temsilci bulundurmak zorundalar.
    2- temsilci belirlemeyen sosyal ağların bant genişliği yüzde 95 oranında daraltılacak.
    3- bakın bu çok önemli: sosyal ağlar, türkiye'deki kullanıcıların verilerini türkiye'de barındırmakla yükümlü olacak.

    tahminimce bu maddeler şu anlama geliyor: "biz site kapatamayız, 'diktatör' derler; bir şartları zorlaştıralım, siz çekilin ülkemizden." zaten bu kafayla gidersek herhangi bir yabancı menşeli dizi, oyun veya film platformunun ülkemizin pazarına girmek isteyeceğini düşünmüyorum. hello orta doğu

    edit: sherosky nickli yazarın mesajını iletiyorum. aynı haber benzer başlıkla 8 nisan 2020'de de yayımlanmış. yani son zamanlarda kişilere edilen hakaretlerle ilgisi yok. önceden planlanmış her şey.
    edit2: 'ayaaan' nickli yazarın mesajı olaya farklı bir ışık tutuyor: "3 numaralı madde ile ilgili bir bilgilendirme yapayım; 1 hafta önce varlık fonu(berat albayrak) turkcell'i satın aldı. türkiye'de en büyük veri merkezi turkcell'in ve daha büyüğünün inşaatı tekirdağ'da devam etmekte. bu platformların veri merkezine gelmesi demek devasa veriyi burada barındırması, devasa paralar ödemesi demek." (bkz: #109665004)

  • ekşi itiraf:

    1998 yılıydı galiba. internet yeni yayılıyordu. kaan ertem de email adresini paylaşmıştı. muhtemelen türkiye'de bunu yapan ilk karikatürist, tüm basın aleminde de üçüncü, dördüncü yazar filandır.

    neyse, ben de internet erişimi olan toy bir kekoydum. email'nin şifre hatırlatma butonuna tıkladım. galiba yahoo idi. şifre hatırlatma sorusu çıktı:

    - what is your favourite book?

    ben de cevap olarak leman yazdım ve tuttu. o zamanlar şifre hatırlatılınca yeni bir şifre verilmiyordu. mevcut şifre söyleniyordu. onu da gördüm ama neyse ki özel bir şeyi değildi. hesabına girdim. sadece birkaç email'e baktım. insanlar onu beüendiklerini yazmışlar. birkaç kişi de karikatür esprisi yollamış.

    ne yapıyorum lan ben diye pişman oldum tabii. hemen kendisine bir email yazıp şifre hatırlatma sorusundaki bu açığı, daha güvenli şifre için ne yapması gerektiğini falan yazdım ve "sizi çok seviyorum" diye bitirdim.

    hatta email gitmiş mi diye açıp bir daha adamın gelen kutusuna bakmış olabilirim. allah belamı versin.

    sonra ondan cevap geldi. bu açıkları bilmediğini, öğrendiğinin iyi olduğunu yazıp bana teşekkür etmiş.

    çok sevdiğim bir insandı ve bire bir biliyorum ki çok iyi bir insandı. allah ona rahmet eylesin. benim de taksiratımı affettsin.

  • kimseye zararı olmadan kendi halinde eğlenen insanlar görüyorum ben. bir olay, taşkınlık vs yoksa size giren çıkan nedir tam olarak?