hesabın var mı? giriş yap

  • bir motorun sürüş özellikleri, viteslere göre üretebildiği tork ve beygir gücünden ibarettir.

    eğer günümüzün 1.0 motorlu bir aracı, otuz yıl öncenin 2.0 bir aracı ile benzer ağırlığa, benzer tork ve hp verilerine sahipse , benzer sürüş özelliklerine sahiptir.

    şimdi bakalım. günümüzün öyle turbo falan da olmayan, düşük torklu, düşük hplı bir hyundai i10 u ile, 1980 model , 2 litre motora sahip bir ford taunus 'u karşılaştıralım mesela.

    daha da netleştirmek lazım. hyundai i10daki motor üç silindirli, 1 litre kappa motoru. alüminyum silindir kapaklı, toplam kuru ağırlığı 75 kg. 70 ps güç ve 97 nm tork.

    ford taunusdaki motor ise 2 litre pinto. fabrika kodu ile tl20l. 57 kw (76 hp) ve 2800 devirde 115 nm tork.

    sonuçta verdiğim örnekteki motorlar oldukça benzer verilere sahip, hatta kağıt üstünde taunus biraz daha iyi verilere sahip, ama arada ufak (!) , çok önemli bir fark daha var:

    hyundai modeli 933 kg ağırlıktan başlıyor, ford taunus ise 1.480 kg'dan başlıyor.

    en önemli fark bu ama tabi farklar bunlarla sınırlı kalmıyor. hava sürtünme katsayısından, güvenlik özelliklerine, fren mesafesinden, dönüş çapına aralarında en ufak benzerlik olmayan iki farklı araç söz konusu.

    elma ile armutu karşılaştırıyorum biliyorum.

    ama armut iki litre. oluk oluk benzin yakıyor.

    ve ortaya yarısı kadar zıpkının gücünü ancak çıkarabiliyor.

    bunun sonucu da vitesler arası hızlanma, 0-100 km hızlanma gibi verilerin tamamı o küçücük motorun lehine. hem de bir hayli.

    yani bir litrelik hyundaiden inip iki litrelik ford'a binseniz, alacağınız his arabadan inip kağnıya binmek gibi bir şey olur.

    demek ki neymiş?

    bir litre iki litre faso fiso.

    bir aracın sürüş özelliklerini sadece ve sadece motorunun, karoserinin ve teknolojisinin verileri belirler.

    aşağıda yazılanların üzerine birkaç not daha ekleme gereği duydum:

    bir litre motor ile şehir içi , şehirler arası birkaç kişisel tecrübem:

    1) benzinli motor ama şehir içinde bile şaka gibi az benzin tüketimine sahip. en yüksek devirlerde kullandığımda bile yüz kilometrede altı litrelik tüketime ulaşmak mümkün değil. şehir için trafiğinde arada kendinden büyük motorlu araçlarla kapışabiliyor da, hızlanacak fazla mesafe olmadığı için bmwlerle, mercedeslerle aynı vakitte varıyoruz gittiğimiz yere.

    ama benimki hızlı yavaş, dönüp dolaşıyor 5.6 litre tüketimi yakalıyor. şehir içi bir tutum canavarı.

    2) şehirlerarası yolda sabit hızla 3.7 litre gibi komik verilere ulaşılabiliyor ama kusura bakmayın yavaş kullanmak beni bayıyor.

    o yüzden radarın olmadığı yerde benzini takmadan 150 km/h ile gidiyorum. ilginç bir özellik söz konusu. motor hızlı gidildiğinde bile az yakıyor . 1.6 litre , tasarruflu diye tanıtılan bir motorun, 150 dendiğinde oluk oluk benzin içmesine alışmış biri olarak, bu bir litrelik motorun en sevdiğim tarafı bu. tasarruflu kullanmak gibi bir dert yok, çünkü nasıl kullanırsam kullanayım, tasarruflu veriler çıkıyor ortaya.

    3) şehirlerarası dere tepe en ufak sıkıntı yok. sadece gerektiginde hızlı vites küçültmeyi bileceksin. tepeye beşinci vitesle tırmanmaya kalkmadıkça boğulmuyor motor.

    4) üç silindir motor kolay eskir söylentisini de yüzbin kmde gözlemlemedim. bilmiyorum belki ikinci yüzbin içinde eskiyecek. ama daha önceki arabalarım bu km'ye kadar onlarca sorun çıkarmıştı. nazar değmesin, üç silindir şimdilik sıfır sorun, yüzde yüz verim.

  • âmin diyorum.

    ıktidarın ortaya çıkan yolsuzlukları, hırsızlıkları adaletin tecelli etmesidir.

    ama ya siz? sizin yaptıginiz kul hakkına girmeler?

    - polislik sınavlarında dağıtılan sorular?
    - kpss sınavında yaptığınız hırsızlık?
    - belediyelere personel alınırken soruları hazırlayan sizin dersaneleriniz ve giren sizin adamlarınız? daha nice yerlerde aynı olaylar. bu ülke sizden ibaret mi?
    - daha nice kurumlara adam alınırken liyakat sistemi göze alinmaksizin bütün adamlarinizi cansiperhane bir yerlere yerleştirme cabanız?
    - ösym arka çiftliğiniz olmus. tum sinavlarda soruların dağıtılması?
    - trt? yargı?

    bunlarda umumun hakkı hic aklınıza gelmedi mı? samimi degilsiniz, haktan yana değilsiniz!

  • siyasal islam sözlüğü:

    kız-erkek birlikteliği haram,

    erkek-erkek birlikteliği haram,

    kız-kız birlikteliği haram...

    tarikat yurtlarında tecavüz helal,
    kadın cinayetleri helal,
    üç kelimeyle kadın boşama helal,
    kadının üstüne kuma getirme helal,
    amcanın yeğene tecavüzü helal,
    erbaşın köylü kıza tecavüzü helal,
    bilumum şerefsizlik ve ahlaksızlık helal...

  • benim çocukluğum için en hasından çocuk bayramıydı. düşünsene, yılda bir günlüğüne arkadaşlarınla hava karardıktan sonra, üstelik akşam geç vakitte dışarda oynamana izin verilmiş. kibritle bile oynaman yasakken kocaman devasa ateşler yakılmış. cesaret edebilen üstünden bile atlıyor. sadece sen ve diğer çocuklar değil, büyükler de gelmiş oyununuza katılmış. mahallede sokak düğünlerini aratmayan bir kalabalık. saatlerce bitmeyen coşku. sonrasında evde aynada isten kararmış suratın, yanık lastik kokan tişörtün. derin uykularda büyüdüğünü gördüğün rüyalar.

  • madem ki bir $ekilde afi$e edilmi$ bulunduk anlatalim.
    90 li yillarin baslarinda satirlarin sahibi bir "gece kalkip yemek yeme" hastaligina tutulmu$tur. oglunun gozleri onunde $i$manlamasina dayanamayan anne de her gece yatmadan mutfak masasina bir tabak meyve soyup hazirlamakta bulmu$tur cozumu.

    bir gun agizda aci bir tat ile uyanilmistir. mutfaktan annenin feryatlari gelmektedir. anne meyve soymayi unutmu$, entry sahibi de topraginin degismesi icin mutfak masasinin uzerine birakilmi$ olan 3 saksi menek$eyi yemi$ yutmu$tur.

  • yıl 2012 brent petrol 120 dolar motorin 4 tl
    yıl 2022 brent petrol 120 dolar motorin 30 tl

    sorumlusu, nass diyerek hem faizi, hem ithalatı, hem cari açığı, hem dış ticaret açığını, hem cds'i hem de enflasyonu aynı anda coşturup ekonomiyi batıranlardır.

  • dibine kadar yaşadığım yıllar.

    sadece otobüsler değil, hastaneler, resmi daireler, uçaklar, okullar vs aklınıza gelebilecek her yerde içerdik (iyi bok yedik!).

    -üniversitede ders aralarında sınıfta içerdik. mız mız edenolursa koridora çıkardık.
    -uçaklarda en arkadaki 4-5 sıra sigara içenlere ayrılırdı. check-in sırasında "sigara içilen bölüm lütfen" derdik.
    (önce iç hatlarda sonra dış hatlarda kaldırıldı)
    -sınıflarda ders sırasında öğretmenlerin sigara yakması normaldi.
    -muayene sırasında doktorlar içerdi. ağzında sigara ile muayene eden doktorları hatırlarım.
    -üniversitede sınavlar sırasında (vize-final) sigara içmemize izin verilirdi. 2 saatlik sınavda yarım paket sigara bitirirdim!
    -şehir içi minübüslerde içerdik.
    -devlet dairelerinin her yerinde her odasında içilirdi.
    -bankalarda işlem için beklerken sigara içerdik.
    -sinemalarda içebiliyorduk.
    -otobüslerde kek-meyva suyu ikramı modasından önce tepsi ile sigara ikramları vardı. muavin elde tepsi bütün koltuklara tutardı. hatta yanında ateşi olmayanlar için tepside çakmak da olurdu.
    ve daha daha nerelerde içerdik..

    her yerde sigara içilmesinin en vahim tarafı ise o yıllarda içilen sigaraların kalitesiydi. her ne kadar kaçak sigaralar olsa da sigara içenler ya maltepe sigarası ya da samsun sigarası içerlerdi. bunların kokuları çok ağır ve kötüydü. hele maltepe'nin kokusu (ki en yaygın içilen sigara maltepe markaydı) adamı bayıltacak kadar ağırdı.

    bir de bu sigaralarda kullanılan tütünün yavaş yanmasından dolayı yakılan sigaralar en az 10-15 dakika yanık kalırdı. bunların uzun versiyonlarını ise (uzun samsun gibi) yarım saatten fazla içtiğimiz olurdu lan! iç iç bitmezdi.

    ***

    atatürk'ün yaptığı devrimlerin ardından bu ülkede yapılmış en büyük devrim sigara'nın kapalı alanlarda içilmesinin yasaklanmasıdır.

  • daha kavuşamadan mevlanın ayrılık yazdığı çiftin hazin sonunu içeren video. ibretliktir, evlenecek çiftler için içerisinde şüphesiz bolca mesaj bulundurur.

  • (bkz: ultima online)

    birçok farklı online oyun oynadım ama bu oyun bir başkaydı. 97 yılında çıkan uo için bu oyunun hayranlarının hep söylediği bir söz vardı "ultima bırakılmaz sadece ara verilir" diye. gerçekten de öyleydi artık uo'yu bıraktım deseniz bile bi bakardınız aylar sonra ya da 1 2 sene sonra eski arkadaşlarınız yine toplanıyor ve sizi de çağırıyorlar. ben biraz takılırım çok oynamam diye yeni sunucuya başlardınız ve saatleriniz bilgisayarın başında geçerdi. savaşçı ve büyücü karakterlerin yanı sıra, zanaatkar karakterlerle oynayabiliyor olmak bu oyunu gerçek bir rpg yapıyordu. kimi zaman savaşçı karakterinizle oyuna girer loncalar arası savaşlarda savaşırdınız. 1-2 saat sonra ise zanaatkar karakterle girer, az evvel savaştığınız düşmanlarınızdan birinin zanaatkar karakteriyle kendinizi muhabbet ederken bulurdunuz. evinizde dostlarınızla sohbet ederken bir anda katiller gelip evi basabilir ve sizi öldürebilirdi.

    yazının başında bu oyun bırakılmaz demiştim evet ama ben artık gerçekten bıraktım. en son 2012 yılında ünlü nebula sunucusunda oynuyordum ve bir daha da oynamadım. güzel zamanlardı tabii ama bize geriye bıraktıkları artık sadece, anılar ve bazı güzel dostlar.

  • burda sayfalarca avukatlara kinini döken aptalların defalarca izlemesi gereken video. başkan bilmiyor mu avukat kimliğini çıkarıp göstermeyi yemeğine sohbetine devam etmeyi. avukatlık böyle bir meslek, içine adalet ateşi düşmeye görsün haksızlık, hukuksuzluk görünce susamıyorsun. ben kendimi savunurum da aynı tavrı başkalarına gösterirlerse ne olacak diyorsun. doğrusunu öğreteyim bu vasıfsız ordusuna diyorsun. bu videodaki adam kendisi için değil bizim için kavga ediyor. bizim hakkımızı savunduğu için gözaltına alınıyor. yarın aynı polis gelip bizim yemeğimizi zehir etmesin diye mücadele ediyor. bizim özgürlüğümüzün kavgasını veriyor.