• beni; gözbebekleri aniden beyazlaşıp şeytanlaşan muhabbet kuşuna döndürmeyi başarabilmiş the exploited albümü. sabahın 6 buçuğunda açıp başlıyorum yürümeye. durağa gidiyorum, her yer zifiri karanlık. saçlarım, dandik bir malzeme kullanıldığını tahmin ettiğim kazağıma değip çıt çıt sesler çıkarma suretiyle elektrikleniyor. saçları, kazağa değdirmeyeyim deyu başka tarafa atıyorum, bu sefer hepsi havaya kalkıyor. ne güzel gün. o halde beat the bastards'ı tekrar çalalım.

    otobüste güç bela yer bulup aktarmaya gidiyorum. arada, çok mesafe (mesafe tanımım 'az', 'biraz' ve 'çok' ile sınırlıdır) olmasına rağmen gelen izbana yetişmek için koşan insanları görüyorum. "leaaaa oğlem, yetişemeyeceksiniz ki, imkansız" deyip gülümseyemiyorum. dayılara, teyzelere bakıyorum. bu dayılar, bu teyzeler ki otobüste yer isteyen insanlar değiller miydi? meğerse içlerinde dopingli süreyya ayhan yatıyormuş. kooop. o halde, they lie geliyor.

    izban'da, kapının açılmasıyla birlikte göt denizinde kulaç atarak ilerliyorum. birileri, sabahın 7'sinde, bağırarak muhabbet ediyor, diğeri telefonla konuşuyor. iki durak sonra, kalabalıktan dolayı kimse kapılardan içeri giremiyor. hatta, çıkmak isteyen de çıkamıyor. bataklığın içinde boğulanı gördüm. göt bataklığı. götlerden oluşan bataklık. dışarıdakiler geç kaldı. izban battı. öyleyse, system fucked up.

    bir beş dakika müziksiz kalıyorum, zira dandik hattım tünelde çekmiyor. 2 gb internet kullanılır mı be? geçen gün arayıp "ahh canım, siz düzenli fatura ödeyen biriymişsiniz, 5 gb verelim size." dediler. e o ne kadar? hepsi birlikte seksiz beş lira. işlemlerinizi başlatıyorum ayşe hanım... (annemin adını söylüyor): law for the rich hat, benim adıma kayıtlı değilasdgdf... başlat ulan işlemimi, başlatmazsan şerefsizsin.

    izbanın içi nefes alamaz hale geldikçe, kendinize uygun bir köşe bulup götünüzü sağlama almak zorunda kalıyorsunuz. artık hilal taktiği mi uygularsınız, tokatçıları mı salarsınız bilmem. arada, dekme, kroşe, aparkat yediğiniz oluyor. mesela birkaç hafta önce biri, inmeye yakın topuğuyla ayaklarıma bastı. acı bir tecrübeydi. ineceğiniz zaman, dışarıdaki geri zekalı insanlar kapının tam ortasında bekliyorlar. hepsinin üzerinden geçiyorum. o esnada: fight back çalıyor. don't blame me kardeşim, insan evladı gibi yanda dursaydın. ne arkamdan sallıyon?

    sonra, metroya geçiyorum. en iyisi metro. sık sık geliyor, akarı kokarı yok. fakat bende, enerji kalmadığından, zifiri karanlıkta dışarı çıkmak, otobüs götü ve izban götü sonrası yaşanan hüznümü, gideceğim yere kadar yanımda taşıyorum: if you're sad
  • kütür kütür bir accept şarkısı.
  • sözleri şu şekilde olan accept şarkısıdır. kendi çapımda tercüme de etmeye çalıştım ancak orijinal dilindeki akıcılık ve anlam türkçe'ye çevrilince biraz bozuluyor idare edin.

    kanımca istifa ederken arka planda çalan şarkı olarak dinlenmelidir.
    az sonra eski şirketiniz olacak yerdeki tüm samimiyetsiz, adi, şerefsiz tiplere karşı olan his ve duygularınıza ve istifa ederek atıldığınız yeni hayat maceranıza işte tam olarak bu şarkı tercüman olur.

    get up, get the hell on outta here, - kalk ve buradan toz ol
    cut the ropes that bind you, - seni bağlayan halatları kes
    stand up, straight into your fear, - kalk ve korkularınla yüzleş
    leave the past behind you - geçmişi ardında bırak

    your cautious ways - ihtiyatlı davranışların
    have spawned your nothing - seni bir hiç yaptı

    life is just an empty stage, - hayat boş bir sahnedir
    where do you go from here? - buradan nereye gideceksin
    living puts the words upon the page, - yaşamak sayfaya yeni kelimeler ekler
    open to a new frontier - yeni bir cephe aç

    your mundane life is history, - sıradan hayatın tarih oldu
    you'll seize the day, it's mystery - günü yakalayacaksın işte gizem

    cut the ripcord, don't look back, - paraşütünün ipini kes ve geriye bakma
    burn the bridges down, - tüm köprüleri yak
    grab the handle, clench your fist, sıkı tutun ve yumruğunu sık
    beat the bastards down - orospuçocuklarını hakla
    grab the handle, crack the whip, sıkı tutun ve kırbacı şaklat
    beat the bastards down - orospuçocuklarını hakla

    fire, there's fire in your heart, - ateş, kalbinde ateş var
    flames of passion burn - yanan tutkunun alevleri
    higher, ranging from the start - başladığın yerden daha yukarı
    and now there's no return - ve artık dönüş yok
    go have your way, your fantasy, - dilediğin gibi yaşa, fantezilerini gerçekleştir
    embrace the day, it's destiny - anı kucakla, işte budur kader

    cut the ripcord, don't look back, paraşütünün ipini kes ve geriye bakma
    burn the bridges down, - tüm köprüleri yak
    grab the handle, clench your fist, sıkı tutun ve yumruğunu sık
    beat the bastards down - orospuçocuklarını hakla
    cut the ripcord, no turning back, paraşütünün ipini kes artık bunun dönüşü yok
    burn the bridges down, tüm köprüleri yak
    grab the handle, crack the whip, sıkı tutun ve kırbacı şaklat
    beat the bastards down, beat 'em down - orospuçocuklarını hakla, ağızlarını burunlarını kır
  • en gaz the exploited parçası.

    link
  • albümün tamamı şu linkten dinlenilebilir.
  • that's it..bundan sonra punk dinliyorum.harika bir şey.
  • cizirtili, kisik sesli ve hizli solosunu cikarana kadar gotum cikmis, sonra da ctriggerominsidea bana tabinin bulundugu bir site gonderince fitil olmusumdur. boyle bir anim da vardir bu sarkiyla.
  • öfkesiyle, solosuyla, klibiyle şimdiye kadar yapılmış en başarılı hardcore/punk çalışmalarından biri.ayrıca şarkının ismini verdiği albüm.
    (bkz: exploited)

    slaves to the system there's no way out
    slaves to the system do you have a shout
    youve got to beat the bastards and beat em now
    sick of policies puting me down

    beat the bastards, beat them now

    just out of school dont have a clue
    no income support for you
    cant get a job dont get a chance
    sick of politics leaving you out

    beat the bastards, beat them now

    money power and strenght
    teenage kids with nowt to spend
    hungry homeless who gives a shit
    sick of policies leaving me out

    you've got to beat the bastards...
  • 1996 tarihli, güzide ve gaz ötesi the exploited albümü.
    albüm prodüksyonu olsun, enstrüman tonları olsun, agresivitesi olsun, şarkı aralarındaki ve şarkı içindeki sampleların isabetli kullanımı olsun, nefis bir albüm.
    pek çok kült sayılan punk veya hardcore albümüne bile açık ara fark atar, defalarca dinletir kendini...

    şarkı listesi ise şöyle; *

    01 beat the bastards *
    02 affected by them
    03 dont blame me *
    04 law for the rich *
    05 system fucked up *
    06 they lie ***
    07 if youre sad *
    08 fightback **
    09 massacre of innocents **
    10 police tv **
    11 sea of blood ***
    12 15 years
    13 serial killer
  • sarkiyi dinleyerek polis doven adam vardir. soruldugunda "bilmiyom ki niye dovdum sarki beni yonlendirdi herife!" demistir. bu diyalogu isiten bir kac kisi de sarkiyi merak etmistir.
hesabın var mı? giriş yap